kapat

29.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Adalet istiyoruz

Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer'in cumhurbaşkanı seçileceği beklentisi Batı'da çok olumlu yankılar yarattı.

Bu desteğin sebepleri, iç kamuoyunun beklentileri ile de örtüşüyor.

TBMM Başkanvekili ve Anayasa Uyum Komisyonu Başkanı Nejat Arseven haklıdır:

"Önümüzde Avrupa Birliği hedefi var.

Kopenhag kriterlerinin de iki ayağı var: Birincisi siyasi, diğeri ekonomik.

Ekonomideki gelişmeler ortada..

Enflasyon düşme eğilimine girdi.

Siyasi ayağı ise Cumhurbaşkanı ve hükümetin uyumlu çalışması ile sonuçlandırılmalı, insan hakları, demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü alanında önemli mesafeler katedilmelidir. Eğer bunu başarırsak Türkiye'nin önü açılır.

Sayın Sezer de böyle bir hedef için tarihi fırsattır.."

Bunlar doğru ama geleceğe olan güveni arttıran umut, sadece cumhurbaşkanının yetkilerini daraltarak gerçekleşemez.

Sembolikleşen bir cumhurbaşkanı, güçlü iktidar ihtiyacını arttıracaktır. Yürürlükteki Seçim Kanunu ve diktatör liderler ile oligarşiler yaratan Partiler Kanunu aynen kaldığı takdirde sorunlar daha çok artacaktır.

Düzen, toplumun kalite kazanan dinamiklerine siyasetin yolunu tıkıyor.

Çıkar ortaklığına dönüştüğü için partiler, üst üste seçim kaybetmiş lider kadrolarını bile tasfiye edemiyor.

İşte 550 kişilik meclis, halkın "evet o" diyebileceği bir cumhurbaşkanı adayı çıkaramadı.

Ahmet Necdet Sezer üstündeki uzlaşma, partiler ve seçim sisteminden kaynaklanan iflâsın ortak itirafı değil mi?

Sezer, çağdaş demokrasi normlarını bilen ve savunan bir hukukçu olarak, kendisini Çankaya'ya çıkaracak olan sebebi herhalde bir "nimet" değil, mutlaka iyileştirilmesi gereken bir hastalık saymalıdır.

Yargıç kökenli bir cumhurbaşkanı olarak Sezer'den milletin beklediği adalet budur!

Akbulut istifa!
Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer'in adaylığı kesinleşince görevinden istifa etmemesi tartışma yarattı.

Hukukçular bunun yasal bir mecburiyet olmadığını söylüyorlar ama çağdaş demokratik değerlerin savunuculuğunu yaptığı için yücelen Sezer'e böyle bir jest çok yakışırdı.

Demokrasiyi savunan adam olmanın ötesinde yaşam biçimi yapmış bir demokrat olarak taçlandırırdı.

Neyse.. Seçileceği anlaşıldığına göre Fazilet Partisi'nin karar aşamasına gelen kapatılma davasında rolü olmayacaktır.

Ama Meclis Başkanı Akbulut'un durumu farklı.. Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koyarken o da mecburiyeti olmadığı halde görevinden istifa etmeliydi.

Kendisini başkan seçen meclis, ona cumhurbaşkanlığı seçiminde 56 oy verdi.

Şimdi yarıştan çekilmeyi düşünüyormuş..

Doğrusu budur, düşündüğünü yapmalı.

Ama yetmez. Meclis Başkanlığı'ndan da çekilmesi için şimdi daha çok sebep var.

Tarafsızlık şartı gölgelenmiştir.

Akbulut şimdi kendisine hüsran yaşatan partilere ve milletvekillerine karşı nasıl tarafsız olacak?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır