kapat

11.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bir şahit aranıyor
Emine Küçük, işe giderken minibüsün altında kalarak can verdi. Şoförün serbest bırakılması üzerine, ailesi hukuk savaşı başlattı

Genç kız, o sabah erkenden kalkmış, işe gitmek için özenle hazırlanmıştı. Genç yaşına rağmen sorumluluklarını aksatmayan bir insandı o. Geç kalmamak için acele ediyordu... Evden çıktı, yürümeye başladı. Önünde uzanıp giden bir cadde vardı. O caddenin karşısına geçip bir taksiye atlayacak, görevinin başına koşacaktı...

Yola adımını atar atmaz, hızla üzerine gelen bir minibüsü farketti. Ne ileri ne geri gidebilirdi, çaresiz kalakalmıştı yolun ortasında. Kaçınılmaz son birkaç saniye içinde gerçekleşti. 34 DB 791 plakalı azrail, şiddetle çarptığı genç kızı savurup attı. Kaza yerinden ancak 15 metre ileride durabildi sonra da...

HASTANE KAPISINDA ÖLDÜ
Kanlar içinde yerde yatıyordu Emine Küçük, güçlükle nefes alabiliyordu. Apar topar bindirdiler onu bir arabaya. Hastaneye koşturdular, kurtarmaya çalıştılar. Ama yapacak birşey yoktu. Oluk oluk akan kanıyla birlikte canı da gidiyordu bedeninden. Hastanenin kapısından içeri ancak cansız girebildi.

O son nefesini verirken gözaltına alınmıştı, ölümüne neden olan şoför. Hemen mahkemeye çıkartılmış, sorgulanmaya başlamıştı. "Anlat" demişti hakim, "Nasıl çarptın kızcağıza?" Şoför, masum olduğunu söylemişti önce, sonra devam etmişti: "Çok hızlı gitmiyordum. En fazla saatte 30-35 kilometre..."

SERBEST BIRAKILDI
Tekrar sordu hakim, "Madem yavaş gidiyordun, neden çarpma noktasından 15 metre sonra durabildin?" diye. Cevap ilginçti: "Hava soğuktu, yerler donmuştu, Kaydım." Bu ifade üzerine, mahkeme "tutuksuz" yargılanması için serbest bıraktı şoförü... Daha sonra adalete hesap vermesi için evine yolladı.

Kızının ölümüyle sarsılan baba, duyunca şoförün de elini kolunu sallaya sallaya adliyeden çıktığını, kendini kaybetti iyice... O, 27 yaşında, gencecik bir fidanı trafik canavarına kurban vermişti. Ancak onun cezalandırıldığını görememişti.

GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Şoförün savunmasını duyunca yüreği daha çok öfkeyle doldu. Göz göre göre yalan söylüyordu ona göre. Şoförün "Yol donmuştu" dediği gün hava sıcaklığı 17 dereceydi. Meteorolojiden aldıkları raporlar da doğruluyordu bu durumu. Gözyaşları içinde, kızının kanını yerde bırakmamak için çare arayan baba, isyan ediyordu olanlara...

"Şoför 30-35 kilometre hızla gittiğini söylüyor. Oysa kazanın olduğu yer 4 şeritli bir yol. Eğer yavaş gidiyor olsaydı kızıma çarptıktan sonra 15 metre ilerde durmazdı. Kazanın olduğu gün havanın soğuk olduğunu ve yerlerin don yaptığını söylemişti. Biz Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden o günün hava durumu raporlarını talep ettik. Raporda kazanın olduğu gün hava sıcaklığının 17 derece civarında olduğu belirtildi. Açıkçası kızımın ölümüne sebep olan şoför yalan söylüyor. Ben 27 yaşında gül gibi kızımı kaybettim" diyordu derdini anlatmaya çalışarak...

HUKUK MÜCADELESİ
Sonra, mücadele etmeye karar verdi. Hukuk üstün gelecekti onların savaşının sonunda. Kimsenin yanına kar kalmayacaktı yaptığı. İşe gazetelere ilan vermekle başladılar; "Şahit aranıyor" diye. Kızlarının nasıl öldüğünü, o minibüsün genç bedenini nasıl biçtiğini gören bir şahit...

Acılı baba, daha sonra kaza noktasının yakınındaki otobüs durağına gitmeye başladı her sabah. Umutlu, azimle... Belki bir gören olmuştur, konuşur, gerçeği anlatır diye...

"HAKKINI ARAYACAĞIZ"
Şimdi, harcadıkları emeklerin karşılığını bekliyorlar. Onlara yardım elini uzatacak, doğruyu söyleyebilecek birini... Adalete güvendiklerini söylüyorlar ve ekliyorlar: "Kızımızın canı bu kadar ucuz olmamalı. Bizim içimiz yanıyor. Onun ölümüne sebep olan kişi ise elini kolunu sallayarak geziyor. Kızımızın hakkını sonuna kadar arayacağız."

İSMAİL ERBEN


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır