kapat

25.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Bir akıl fikir teatisi

Bu işin reklamcıların eline düşmesi yakındır.. Şimdiden ufak ufak hediye kışkırtmalarına başladılar bile.. Yakında bu olayı alıp "Sevgililer Günü" gibi bir tüketim malzemesi yapacakları besbelli.. Direnelim.. Tepinelim..

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü milletçe kutlamaya hazırlanıyoruz.. Başımızın göğe ermesi yakın.. Bildiğim kadarıyla Sevgililer Günü etkinlikleri olaysız geçti.. Daha doğrusu bazı evlerde hediye tartışmaları yaşandıysa da kan dökülmedi..

Bu tartışmaları ben normal buluyorum.. Daha Sevgililer Günü için aldıkları hediyenin taksidini bitiremeyen aile reislerini bir de "Kadınlar Günü" için hediye almaya zorlamanın bir alemi yoktu..

İçimde bir his var.. Bu tür günleri, erkek milletini zor duruma düşürmek için icad ediyorlar gibi geliyor bana..

Analar Günü, Babalar Günü, Kadınlar Günü, Sevgililer Günü, Baldızlar Günü, Kaynanalar Günü, Evde Kalmış Kızlar Günü..

Bunların arasında yer alan "Babalar Günü"nün yukarıda saydıklarımızla benzerliği yok gibi gelebilir size.. Fakat sonuç olarak darbeyi erkek yiyor.. Son babalar gününden önce benim başıma geldi.. Mutlaka başkalarının da başına gelmiştir..

Kızım karşıma dikildi.. "Baba para versene.." diye elini açtı.. Ne yapacağını sordum.. "Babalar günü için sana hediye alacağım.." dedi..

***

Elimizin altındaki kadınca günler bu kadar olsa ona da razıyım.. Bir de takvimlere girmeyen, gayri resmi olarak idrak edilenleri var.. Komşular günü, altın günü, kabul günü, yaş günü, kuru günü, muayyen günü.. Var Allah var..

Böyle iki üç gün daha icad etseler erkeklerin nefesi tümden kesilecek.. Kadın milletine kayıtsız şartsız teslim olacaklar.. Yiğitlik meydanı tümden karşı cinse kalacak..

Hediye dayatması..
İşin içine hediye faslını sokmasalar bir itirazım olmaz.. Lakin mutlaka bir hediye bekliyorlar.. Haydi Analar Günü'nü anladık.. Sevgililer Günü de mantıklı geliyor bana.. Peki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için ne münasebetle hediye alacağız ki..

Adı üstünde.. Kadın haklarını hatırlatan bir gün.. Erkek egemenliğine bir tepki günü.. Kadın hakları için mücadele edene bir lafım yok.. Ama evde oturup kocasına börek açarak akşamı edeceksin.. Hediye getirmeyince de militan kesilip, Duygu Asena'nın ordusuna asker yazılacaksın..

Yap sıkı bir icraat, canımı ye.. Ne bileyim.. Komşu kadınları toplayıp Hasankeyfliler Kıraathanesi'ne baskın yap, feministlerin bayrağını dik, hediyeyi hak et..

***

Kadın okurlarımı buradan uyarıyorum.. Bu 8 Mart bildiğiniz günlerden değil.. İşin aslı başka.. 8 Mart önce dünya emekçi kadınlar günü olarak düşünülmüş.. 140 yıl önce, yani 8 Mart 1857'de New York'ta Clara Zetkin liderliğinde kırk bin kadın "ağır iş koşullarına" isyan edip sokaklara dökülmüşler..

Polisle gırtlak gırtlağa gelmişler.. Tam 154 dokuma işçisi kadın bu çatışmalarda hayatını kaybetmiş..

1910'da İkinci Enternasyonal Kopenhang'da toplandığında; bu olayın anısına 8 Mart'ın dünya emekçi kadınlar günü olması teklif edilmiş ve kabul görmüş.. Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından 8 Mart'ı "Kadın Hakları Günü" olarak ilan edilmesi daha sonraların işi.. 1957'den kalma.. Yani öyle hediyelik mediyelik bir gün değil 8 Mart..

Tüketim kışkırtması..
Fakat yapacaklarını tam bilmiyorum ama bu işin reklamcıların eline düşmesi yakındır.. Şimdiden ufak ufak hediye kışkırtmalarına başladılar bile.. Yakında bu olayı alıp "Sevgililer Günü" gibi bir tüketim malzemesi yapacakları besbelli..

Bir süre önce "Bütün kadınlar çiçektir.." diye bir slogan bulup, çiçek sektörünü ihya ettiler.. O vakte kadar evine pırasadan, ıspanaktan başka nebatat götürmeyen nice aile babaları "gaza gelip" çoluğun çocuğun nafakasını çiçekçilere yatırdılar..

Reklamcılar televizyondan "Bütün kadınlar çiçektir.." diye propagandaya kuvvet verip durdu.. Kadınlardan bir babayiğit çıkıp da "Vay.. Biz nebatat mıyız?" demedi..

"Çiçek" denince akıllarına güldü, laleydi, sümbüldü geldi.. Mesela asma kabağı gelmedi..

***

Gidin bakın.. Yaşanan pek çok aile faciasının altında bu reklamcı milletinin kışkırtması vardır.. Semiha Hanım'ın da başını bunlar yedi..

Semiha Hanım 43 yaşında, eli yüzü düzgün bir ev hanımı.. Kocası Ali Bey de aynı yaşlarda ve fanatik bir Fenerbahçe taraftarı..

O gün Fener-Beşiktaş maçı oynanıyor.. Ali Bey geçmiş televizyonun karşısına bir yandan birasını çekip, diğer yandan maçı seyrediyor.. Ve maçı Beşiktaş 1-0 kazanıyor..

Ali Bey'in hayatının karardığı bu anlarda Semiha Hanım devreye giriyor.. Televizyon reklamlarında cilveleşen çiftleri görmüş ya.. "Şuna biraz takılayım.." diye düşünüyor..

Aklı sıra cilve yapıp, kocasını neşelendirecek, Beşiktaş mağlubiyetinin acısını unutturacak.. Yani bir tür paylaşma stratejisi..

Semiha Hanım bütün neşesi ile "Sizi nasıl yendik ama.." der demez, film kopuyor.. Ali Bey, kendisine iki çocuk veren onbeş yıllık helalinin üzerine hamle edip, kadıncağızı yerden yere vuruyor.. Çiğ köfte gibi duvarlara çarpıyor..

Semiha Hanım'ı dayaktan bayılttıktan sonra balkona fırlıyor ve "Çocuklarım anama emanet.." diye narayı basıp, kendisini beşinci kattan aşağı atıyor..

Şimdi ikisi de hastanedeler ve ziyarete gelenlerle "Başarılı bir evliliğin sırrı paylaşmaktan geçer.." konusunu tartışıyorlar..

***

Kıssadan Hisse: Siz siz olun, reklamcıların dolduruşuna gelmeyin.. Her kadın gününde hediye beklemenin sağlığa aykırı olduğunu aklınızdan çıkarmayın..

Bu arada 140 yıl evvel Amerikan kadınları hakları için polisle ölümüne çatışırken bizimkiler ne yapıyordu, mevzusu başka bir güne kaldı..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır