Başbakan Bülent Ecevit'in ANAP lideri Mesut Yılmaz'a yönelik zehir zemberek sözleri... Ardından, Yılmaz'ın kırgınlığını açıkça ortaya koyan ölçülü demeçleri... Çankaya krizi Ankara'nın altını üstüne getirmiş, kurulduğu günden beri müthiş bir uyum içinde çalışan koalisyonda ilk kez ciddi bir tartışma çıkmıştı. Önceki günkü manzara böyleydi. Nefesler tutuldu ve liderler zirvesi için saatler sayılmaya başlandı.
Dünkü zirve beklenenden kısa sürdü. Başbakan, toplantı sonrası yaptığı açıklamada oldukça iyimser görünüyordu. Gazetecilerin sorularını yanıtlarken kesin bir dille "Anayasa değişikliği konusunda bir sorun yok" diyordu.
Ecevit, yaklaşık bir saat sonra telefonda sorularımı yanıtlarken aynı iyimserliğini koruyordu:
- Dün çok sert bir açıklama yapmıştınız. Bugün ise zirveden sonra oldukça iyimser konuştunuz. Anayasa değişikliği krizi çözüldü mü?
- Bugün o konuya fazla girmedik. Çeçen mülteciler konusunu görüştük. Biliyorsunuz toplantıya İçişleri ve Dışişleri bakanları da geldi.
- Sayın Yılmaz krizin çözümü konusunda bir adım mı attı?
- Hayır, hayır. Bir adım atmasına gerek yoktu zaten.
- Peki hava nasıl değişti? Sihirli formül nedir?
- O konuda birşey söylemeyeyim. Şunu söyleyebilirim: Anayasa değişikliği konusunda hiçbir sıkıntı yok.
- Peki düne göre daha mı iyimsersiniz?
- Evet, evet. Aslında dün de iyimserdim.
- Ama bugün daha iyimsersiniz galiba...
- Öyle yorumluyorsanız...
Biliyorsunuz, Çankaya krizini çözecek Anayasa değişikliğinin referanduma gerek kalmadan Meclis'ten geçmesi için en az 367 evet oyu şart. DSP, MHP ve DYP'nin Anayasa değişikliği teklifini düşük firelerle desteklemesi bekleniyor.
Sorun ANAP'ta. ANAP lideri Mesut Yılmaz da günlerdir çok net bir dille partisindeki sıkıntıyı anlatıyordu. Hal böyle olunca kimse gönül rahatlığı içinde "367 oy çıkar" diyemiyordu.
Liderler Zirvesi'nde Yılmaz'ın bu konudaki samimiyeti kabul edildi. Ve koalisyon ortakları 367'yi sağlama almak için 5+5 formülünü içeren Anayasa değişikliğini mini bir pakete çevirme kararı aldılar. Bu paketin içine biri FP'ye, biri de tüm milletvekillerine olmak üzere iki hediye sıkıştırıldı. FP'nin hediyesi Anayasa'nın 69'uncu maddesinin değiştirilmesi. Tüm milletvekillerine çıkan hediye ise Anayasa'nın 86'ncı maddesinde yapılacak değişiklik. Maddenin şimdiki hali şöyle:
"TBMM üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı en yüksek devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek miktarının yarısını aşamaz..."
Bu maddede yapılacak değişiklikle milletvekili maaşlarının TBMM tarafından belirlenmesi sağlanacak. Böylece kıyak tartışmaları ve milletvekili maaşları üzerindeki Anayasa Mahkemesi de tehdidi de ortadan kaldırılacak.
Gerçi teklif, bu iki hediye eklenmeden zirvenin hemen ardından imzaya açıldı ama muhtemelen iki düzenleme de önergelerle eklenecek.
Zirveden çıkan yeni mutabakat, hem FP'lileri hem de ANAP ve diğer partilerdeki Demirel karşıtlarını "hayır" cephesinden "evet" cephesine çekmeyi hedefliyor. Liderlerin bulduğu bu orta yol formülünün hedefi 12'den vurması hiç imkansız görünmüyor. Ama günün son yorumu MHP cephesinden geliyor. Meclis Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, zirveden yansıyan "çok iyimser" havaya daha temkinli yaklaşıyor: "Yapay kriz şimdilik atlatıldı, düğüm Meclis'teki oylamada çözülecek."