Akademik kariyerini yarıda bırakarak siyasete atılmayı tercih eden Kulayi, ılımlı Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin takipçileri olan "İslami Katılım Cephesi" ya da diğer adıyla "23 Mayıs Cephesi"nden (Hatemi'nin seçildiği tarihe atfen) seçime girdi.

Kadın hakları için savaş veren Kulayi, günlük hayatında kesinlikle çarşaf giymiyor. Seçim kampanyası broşürlerinde normal bir başörtüsü ile görünüyordu. Çarşafın zorunlu olduğu Meclis'e girerken çarşaf giyip giymeyeceği merak konusu oldu. Kendisi de, "O gün gelince düşünürüz" ya da "Gereği neyse yapacağız" şeklinde yuvarlak cevaplar verince İran'da ters yönde bir Merve Kavakçı krizi yaşanacağı izlenimi uyandırdı. Bazı çevreler, feminist bir ruha sahip olan Kulayi'nin çarşafsız ancak başörtüsü ve pardösüsü ile Meclis'e girerek değişimin simgesi olacağını öne sürüyor.Bu teze karşı çıkan diğer grup da Kulayi'nin buna cesaret edemeyeceğini söyleyerek ilk kez bir bayan olarak Cumhurbaşkanı yardımcılığına getirilen Masume Ebtekar'ı örnek veriyor. "Hatemi'nin yardımcısı Masume Ebtekar da günlük hayatında çarşaf giymiyordu. Ancak Cumhurbaşkanı'nın yardımcısı olunca çarşaf giymeye başladı" görüşünü savunuyorlar.