kapat

12.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Kutsal güvenlik şemsiyesi altında işlenen suçlar

Watergate bir telefon dinleme skandalı idi. Dünyayı sarstı. Bir ABD başkanını görevden etti. Lockheed ise sadece bir rüşvet davasıydı. O da dünyayı altüst etti, hükümetler düşürdü.

İtalya'da patlak veren yolsuzluklar yıllarca konuşuldu, intiharlara yol açtı ve bakanlar, başbakanlar hapsedildi.

Bu skandallar üzerine kitaplar yazıldı, filmler yapıldı ve toplumlar bu pisliklerden arınabilmek için büyük çaba gösterdiler.

Bizde ise neredeyse her hafta, yukarıdakilerle kıyaslanamayacak kadar ağır, insanın kanını donduran suçlar ortaya çıkıyor ve kısa bir süre sonra kapanıp gidiyor.

Demek ki skandallara, yolsuzluklara, cinayetlere, devletle suç örgütlerinin iç içe geçmişliğine alışıyoruz.

Hepimizin kafasında "Burası Türkiye! Zaten boğazımıza kadar batmışız" gibi önyargılar oluşmaya başladı.

"Nasıl olsa yapanın yanına kar kalır, hiçbir şeyin hesabı sorulmaz!" kaderciliğine sığınıyoruz.

İşte en korkuncu da bu!

Skandallardan daha dehşet verici olan skandallara alışmış bir toplum olarak yaşamak.

***

Batman valisinin Toplu Konut Fonu'ndan başbakanın onayıyla para çekerek özel silahlı birlikler kurması ve ithal ettiği silahların Hizbullah'ın eline geçmesi, skandallara alışmış bir toplumu bile çileden çıkarabilir.

Normal bir ülkede böyle bir haber üzerine yer yerinden oynar.

Hükümet, parlamento, yargı ve basın yıllarca bu olayla meşgul olur, sistem gözden geçirilir. Kısacası küçük çaplı bir kıyamet yaşanır o ülkede.

Mesela bir Fransız valisinin devlet parasıyla silah ithal edip özel birlik kurduğu ve terör örgütlerini silahlandırdığını düşünebiliyor musunuz?

Böyle bir senaryo, düş gücü en çok gelişmiş yazarların bile sınırlarını zorlar.

***

Susurluk, Batman ve benzeri suçların ortak bir yönü var: Kasıtlı olarak yaratılmış bulunan güvenlik paranoyası.

Bu paranoya, her türlü suçun işleneceği, ve her türlü denetimin devre dışı kalacağı, hukukun tepeleneceği bir alacakaranlık kuşağı oluşturuyor.

"Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü" kilişelerinin arkasına sığınan suç örgütleri, yasaları dinlemeden istedikleri gibi at oynatıyorlar.

Cinayetler, hırsızlıklar, yolsuzluklar, çeteleşmeler kutsal milliyetçilik perdesiyle örtülüyor. Ve sonunda bu kişiler kazanıyorlar.

Çünkü hesap sorulmuyor. Eğer suçların "devlet, millet adına" işlendiği varsayılırsa, failleri devletin koruma şemsiyesi altına giriyor.

Maçtan sonra havaya ateş ederek balkondaki genç kızı öldüren adam, kendini koruma iç güdüsüyle milliyetçiliğe sarılmıyor muydu zaten: "Milliyetçi hislerim kabardı, sıkı verdim!"

Bu cümlenin insan öldürme eylemini hafifleteceğini, herkes gibi o da seziyordu.

Ne yazık ki bu ülkedeki milliyetçilik tanımı buralara kadar düştü.

***

Batman valisinin silah ithal ederek çete oluşturması çok ciddi bir suçtur.

Bunun üzerine gitmemek ise daha ciddi bir suç.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır