kapat

12.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Ölüm gülerek geldi
Derya kapıda kendisine gülümseyerek bakan boyacıyı görünce kötü bir şeyi aklından bile geçirmedi. Ama o gözler canavarın maskesinden başka bir şey değildi

CENK ve Derya Şener, hayatlarını birleştirdikten ve çocukları olduktan kısa bir süre sonra, mutlu yuvalarını biraz daha güzelleştirmek istediler. Bakırköy'deki müstakil evlerini boyattılar, içini tamir ettirdiler. Bütün işler bittiğinde Derya da, Cenk de çok yorulmuştu ama değmişti doğrusu. Çiçek gibi olmuştu evleri. Artık burada, birbirlerini severek güzel bir yaşam süreceklerdi. Tıpkı hayal ettikleri gibi...

O sabah, Derya eşini işe uğurlamış ve hemen dönüşünü beklemeye başlamıştı. Ayrılığa hiç tahammülü yoktu çünkü. Daha arabaya binerken özlemeye başlardı Cenk'i... Sonra arkadaşı Şebnem telefonla aradı Derya'yı. Tatlı tatlı sohbet etmeye başladılar. Haftasonu eşleriyle birlikte güzel bir yere gitme planı yapıyorlardı. Tam o sırada kapının çaldığını söyledi Derya. "Bakıp hemen geliyorum" dedi ve telefonu açık bırakıp koşarak kapıya gitti.

Ama, ölümüne koşmuştu Derya. Kapıyı açtığında karşısında evlerinin boyasını yapan Ömer Haştaş'ı gördü. Önce şaşırdı, sonra da Ömer'in "Abla geçiyordum, boyadan memnun kaldınız mı diye sormak için uğradım" demesine aldandı. Gülümseyerek kendisine bakan gence O da karşılık verdi... İyi iş yaptığını söyleyip teşekkür ederken, bu kez de su isteyiverdi Ömer. Derya da, su getirmek için mutfağa yöneldi. Tanıyordu ya Ömer'i, kapıyı kapatmaya gerek görmedi...

17 KEZ BIÇAKLADI
Ama suyu alıp arkasını döndüğünde Ömer'le burun buruna geldi. "Niçin içeri girdin, ne yapıyorsun?" demesine fırsat bırakmadı gözü dönmüş katili. Tezgahtan kaptığı bıçağı rastgele sapladı Derya Şener'e. Tam 17 kez inip kalktı bıçak. Derya kanlar içinde yerde yatarken, Ömer Haştaş evin içinde dolaşmaya başladı kanlı elleriyle. Aradığı şey Derya Şener'in 3-5 parça altınıydı sadece.

Bu sırada açık duran telefon ilişti Ömer'in gözüne. Hemen kapattı. Ama ahizenin diğer ucundaki Şebnem, duymuştu arkadaşı Derya'nın ölüm çığlıklarını. Cenk'e haber vermişti hemen. Bu sırada, Ömer altınları almış, üstündeki giysiler kanlandığı için Cenk'in dolaptaki elbiselerini giymiş ve kaçıp gitmişti.

Şebnem'in telefonunu alınca eve koşan Cenk Şener, içeri girdiğinde karşılaştı korkunç manzarayla. Derya kanlar içinde yerde yatıyordu. Küçük oğlu annesinin yanı başında durmadan ağlıyordu. Yapacak bir şey kalmamıştı Derya için. Dünyası başına yıkılan Cenk, ilk tanıştıkları yerdeki dut ağacının altına gömdü sevgili karısını. Katiline lanet okuyarak...

Polisin, canavar ruhlu Ömer'i yakalaması ise uzun sürmedi. Onun da suçunu itiraf etmesi... "Parasız kalınca, evi soymaya karar verdik. Kapıyı çaldım. Kapı açılınca Derya Hanımı yumruklayarak evin ortasına getirdim. Telefonun açık olduğunu görünce kapadım. Beni tanıdığı için bıçaklamaya başladım. Küçük çocuğunu görünce acıyıp bıraktım" diyerek gerçekleştirdiği vahşeti anlatan Ömer, şimdi idamla yargılanıyor.

PERİHAN YILDIZ


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır