Ne yapalım benim görevim de bu... Okurlarımın, sevgili vatandaşlarımın sıkıntıya düştükleri anda, ulaşamadıkları mercilere ulaştırmak. Çünkü onlar bir araya geliyorlar, dilekçelerini hazırlıyorlar, altlarını imzalıyorlar ve faks ile ilgili makama yolluyorlar. Fakat ne duyan var ne de eden... Ve hatta hatta nezaketen bir cevap veren bile yok... Onlar da bu feryatlarını, itirazlarını, yakarışlarını bana gönderiyorlar. Biliyorlar ki, ben aldığım bu şikayetleri yerine o kadar güzel ulaştırıyorum ki, ulaştırırken konuyu milyonlarca vatandaş da öğrenmiş oluyor.
İşte halk ile aramdaki dayanışma böyle... İşte benim gücüm bundan ileri geliyor. Vatandaş kendisine hizmet için seçtiği bireylerden ilgi görmeyince, veya onlardan hakaret işitince soluğu benim köşemde alıyor. Eh olsun, isterlerse hatalarını düzeltmesinler, istediklere kadar inat etsinler, istedikleri kadar "Siz bizi seçtiniz ama biz sizi bildiğimiz gibi yöneteceğiz" desinler... Hepsi boş, hepsi hikaye...
Ben bu satırları kimseye hakaret etmek ve incitmek için yazmıyorum. Ancak birtakım gerçekleri yansıtmak için ele alıyorum. Ve her zaman söylediğim gibi, elim ayağım tuttukça, Allah bana ömür verdikçe okurlarımın yanından ayrılmayacağım. Onlarla birlikte olup, onların dertlerini, şikayetlerini bu köşeden aktaracağım. Hani derler ya, "Kiminin parası, kiminin duası..." Paraları götürenler götürsün, bana dua lazım. Size küçük bir misal; Altında 144 öğrenci velisinin imzası bulunan bir dilekçeyi sizlere okutmak istiyorum.
Öğretmen eksikliği yüzünden bu öğretim yılı başında bazı veliler, çocuklarını okulumuzdan alarak normal liselere kaydettirdiler. Bizler ise Muğla ve Dalaman Milli Eğitim Müdürlerinin "Eksik öğretmen kalmayacak" sözlerine güvenerek, çocuklarımızı aynı okulda bıraktık. Ders yılının başlamasının üzerinden 3 ay geçmesine rağmen hâlâ dersler boş geçiyor. Anadolu lisesine girme başarısı gösteren çocuklarımız adeta cezalandırılıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'na defalarca başvurmamıza rağmen bir yanıt alamadık. Bakanlıktan bizim çocuklarımıza da normal liseye geçme hakkı tanınmasını rica ediyoruz. Böylece biz huzura kavuşuruz, bakanlık da bu okulu kapatarak sorundan kurtulmuş olur."