kapat

04.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Yatağındaki düşmanı öldürdü!
Kıskanç bir kocayla hakaret, dayak ve ölüm korkusu içinde geçen 20 yıl... Ve sonunda cinayet... İşte "Öldürülmekten korkmadığım bir günüm olmadı" diyen bir kadının öyküsü

Genç bir modelistti Mukadder, gelecek için umutları vardı. 1978 yılında, Hüseyin Biberoğlu ile evlendi. Mutlu bir yuvaya adım attığını sanarken, ilk günden dayak ve hakaretle tanıştı. Aşırı kıskançlık ve sudan bahaneler Mukadder Biberoğlu'nun işkence görmesi için yeterliydi. Yemek tussuz dayak, dışarı çıktın dayak, geç kaldın dayak... Ama genç kadın, her şeye rağmen evliliğini yürütmeye çalışıyordu.

YIKILDI
Mukadder, şehirlerarası otobüs şoförlüğü yapan Hüseyin Biberoğlu'nun eve döneceği bir gün, giyinmiş, süslenmiş, kocasını beklemeye başlamıştı. Eşi geldiğinde özlemle sarılacaklar, hasret gidereceklerdi. Ama öyle olmadı. Hüseyin Biberoğlu yine kıskançlık krizine girdi ve öldüresiye dövdü "makyaj yapan" genç karısını.

Çocukları oldu. İkisi de kızdı. Ama Hüseyin Biberoğlu hiç sevinmemişti bu duruma. Erkek çocuk doğurmayan karısını aşağılamaya ve dövmeye başlamıştı. Hatta doğumlardan sonra, kızı olduğunu öğrenince hastaneye bile gelmemişti.

HAPSE GİRDİ
Bulgaristan'dan kaçak altın getiren Hüseyin Biberoğlu, 1984 yılında tutuklandı ve 2 yıl hapis yattı. Bu süre içinde eşinin Trabzon'daki ailesinin yanında kalan Mukadder Biberoğlu, kocası cezaevinden çıkınca İstanbul'a döndü ve işkence dolu günler yeniden başladı. Talihsiz kadının boşanmak için yalvarmaları yine aynı şeyle sonuçlanıyordu: Dayak... "Ancak ölürsen senden ayrılırım" diyordu kocası ve onu tehdit ediyordu: "Ben adamı öldürtürüm. Olmazsa kendim öldürürüm."

Aradan 13 yıl geçti ve 1997 yılında Hüseyin Biberoğlu yeniden cezaevine girdi. Bu kez uyuşturucu kaçakçılığından 3 yıl hapiste kaldı. Sonra yeniden eve döndü.

Artık eve yabancı erkekler getiriyordu. Bu adamların kim olduğunu soran Mukadder Biberoğlu ise cevabını tokatla, yumrukla alıyordu eşinden. Araya girmeye çalışan annesi Emine de, bu şiddetten nasibini alıyordu. Daha sonra uyuşturucu pazarlığı yapıldığını anlayan talihsiz kadın, kocasından olabildiğince uzak durmaya başladı. Odasını ayırdı, küçük kızıyla yatmaya başladı.

RUH SAĞLIĞI BOZULDU
Hüseyin Biberoğlu, birgün, kızı Pınar'ın mezuniyet balosunda çekilen resimleri gördü. O hapiste olduğu sırada, Mukadder Biberoğlu, yalnız göndermek istemediği kızıyla birlikte gitmişti baloya. Birden bağırmaya başladı, çılgın koca. "Nasıl bu kadar açık giyinirsiniz? Kızını da kendin gibi kötü kadın yapacaksın" diyordu.

Artık, Mukadder Biberoğlu için her gün ölüm korkusuyla geçiyordu. Kocası onu öldürecekti, bundan emindi. Hüseyin Biberoğlu, bazen silahıyla karısının üzerine doğru nişan alıyor, silah sesi çıkartarak onu korkutuyor ve sonra çılgınca gülüyordu. Psikolojik sıkıntılar yaşadığını söylemesi de fayda etmedi. Kocası, "Birlikte psikoloğa gidelim" şeklindeki teklifini "Deliysen tımarhaneye yat" diye geri çevirdi.

Bir gün, Mukadder'i banyoya çağırdı kocası. İçeri girince de kapıyı kapatıp tüpü açtı. Gaz nefes almalarını zorlaştırıncaya kadar bekledi. "Şimdi çıkıp içeri bir kibrit atacağım. Sen de diri diri yanacaksın" dedi karısına. Mukadder dehşete kapılmıştı. Yalvardı, yakardı. En sonunda kocasını onu bırakması için ikna etti.

Aradan 10 gün geçmişti ki, Hüseyin Biberoğlu yine arkadaşlarını getirdi eve. Onlar geç saatte gidince de kızı Pınar'ın cep telefonu faturasını bahane ederek kavga çıkardı. Mukadder Biberoğlu korkusundan tek kelime edemedi. Kocası ise durmadan silahlarını istiyordu, "Getirmezsen seni öldürürüm" diyordu. Ama talihsiz kadın silahı verdiğinde de öleceğini çok iyi biliyordu.

8 KURŞUN SIKTI
Giyecek bir şeyler almak için çekmeceyi açtığında silahı gördü. Sonra da arkasındaki yatakta yatan Hüseyin Biberoğlu'nun tehdit ve hakaret dolu sözlerini duydu.

O an, 20 yıllık cehennem azabı geçti gözlerinin önünden. Silahı kaptığı gibi kocasının üzerine ateş etmeye başladı. Kafasını hiç çevirmeden 8 kurşun sıktı. Sonra da koşarak karakola gitti Mukadder Biberoğlu. Aklından hala tek şey geçiyordu: "Hüseyin beni öldürecek."

"AĞIR TAHRİK"
Sonra polis, savcılık ve mahkeme... Şimdi, Bakırköy 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde "kasten eşini öldürmek" suçundan ömürboyu hapis istemiyle yargılanıyor. Adli Tıp Kurumu'nun raporu bile Mukadder Biberoğlu'nun dramını doğruluyor: "Cinayet ağır tahrik altında işlenmiş."

PERİHAN YILDIZ


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır