kapat

29.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İPEK CEM(ipek.cem@sabah.com.tr )


Yeni Yüzyıl Düşleri

Tarih atarken halen yanlıştan kurtulamadığımız bir alışkanlık -eski yüzyılda yaşamışlığın alışkanlığı- umarız yakında bizi terk edecek. Onunla birlikte bizi terk etmesini istediğimiz daha birçok yaklaşım var. Bu yaklaşımlar özel yaşamdan, iş yaşamına, sağlıktan spora farklı alanlarda kendilerini göstermeye başladılar bile.

Öncelikle yeni yüzyılın şeffaflığın ve demokrasinin daha ön plana çıktığı bir dönem olacağı kesin. Bunun en önemli nedenleri arasında iletişim teknolojisinin ve global medyanın geçirdiği başdöndürücü değişim yeralmakta. Artık, ne şirketler, ne de kurum ve kişiler, ne denli güçlü olurlarsa olsun, içinde bulundukları herhangi bir yolsuzluk durumunda, afişe olabileceklerinin daha da farkındalar. Aslında, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, ekonomideki çarpıklıkları oluşturan nedenlerin başında, ekonomik kaynakların bilinçli veya bilinçsiz olarak verimsiz kullanılması geliyor. Özellikle büyük kaynak ve işletmelerin devlet tekelinde kalması, her iki anlamda da verimsizlik için adeta davetiye çıkarıyor. Bu nedenledir ki, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, farklı hızlarda da olsa, yine de aynı özelleştirme hedefine doğru koşuyorlar.

Yeni yüzyıl ayrıca bilgi ve eğitimin, ekonominin en önemli altyapısı olduğu olgusunun yaygınlaşacağı ve saygı göreceği bir dönem olacak. Ülkelerin ekonomisini uzun dönemli düzlüğe çıkaran ve belli bir ivmede tutan, eğitime ayrılan kaynakların nicelik ve niteliğinden başka birşey değil. Eğitimde geri kalmış bir toplumun, ekonomisinde ileri olabilmesi -petrol gibi büyük doğal kayaklara sahip değilse- kesinlikle imkânsız. Hele, hele, piyasaların küreselleştiği, rekabet avantajı olgusunun ülkelerarası ticarette söz sahibi olduğu yeni ekonomik düzende, eğitimli toplumların ürettikleri ile sattıkları, bu toplumların yaşam standartlarını yukarıya taşımaya devam edecek.

İletişim teknolojisindeki değişiklikler, sansürden arınmış ve belli bir fakirlik düzeyini aşmış toplumlarda, herşeyi o denli gözler önüne seriyor ki, insani yaşam standartlarından yoksun kitlelerin bu artan uçuruma isyan etmemesi mümkün değil. Öte yandan, gelişmiş toplumlarda da, bu uçurumu azaltmaya yönelik sivil toplum, özel sektör veya devlet kökenli girişimlerin artma eğilimi olabilir. İnternet ve cep telefonu gibi teknolojiler, bir yandan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki uçurumu arttırırken, öte yandan da, gelişmekte olan toplumlar için 'ara teknolojileri' atlama imkânı da sunuyor. Örneğin, telefon bağlantısından yoksun bir köy, kablosuz iletişim devrinde, dünyayla anında iletişime girme İmkânını birdenbire bulabiliyor.

Teknolojinin ki -bunun içinde genetik mühendisliği, alternatif enerji kaynakları ve İnternet'li yaşam gibi konular da mevcut- dünyaya ve ülkemize sağlayabileceği pekçok yarar var. Kablosuz iletişim, esnek eğitim ve iş yapma olanağı, bilgiyi anında paylaşma potansiyeli bu yararlardan yalnızca birkaçı.

Yeni yüzyılı düşlerken, siyasi ve ticari karar merciindeki kişi ve kurumların, Türkiye'nin kalkınmasındaki öncelikli projenin, eğitim olduğunda birleşip, bunu ulusal bir aksiyon planına geçirmelerinde fayda var. Bireysel ve ulusal düşlerimiz, ancak, eğitim sisteminde yapılacak köklü reform ve kaynak aktarımıyla gerçekleşebilir. Ya da, ekonomik gelişme, hayallerle süslü bir politik doktrin olarak yerinde kalakalır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır