kapat

06.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
microbanner
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Değişimi anlatma seferberliği başlatalım
Burhan Karaçam, hem globalleşme hem de AB'nin gerektireceği değişimin topluma anlatılması halinde uyumun kolaylaşacağını söyledi

Toplum olarak yeni yüzyılda birinci önceliğimizi neye vermeliyiz?

Bilginin kullanılmasına. Hem global düzene hem AB'ye uyum için değişim gündemde. Doğru bilgi doğru şekilde paylaşıldıkça değişimin getireceği korku ve taşıdığı riskin kalkması sözkonusu olacak. Bu değişimin hem ülkemize hem kişilere getireceği faydalar konusunda gerçekçi bir şekilde insanları bilgilendirmek gerekiyor. Bir bilgi seferberliği başlatılmalı. Neden bu önemli, neler getirecek, neden değişmek zorundayız sorularını herkese çok iyi anlatmamız lazım.

2000'li yıllarda dünya ekonomisinde ne ön plana geçecek?

Verimlilik. Rekabette gücünü veren en önemli konu verimlilik ve etkinlik. Etkinlik kalite ve uygun fiyattan geçiyor. Verimlilik ise üretilen malın en uygun maliyetle doğru zamanda üretilmesinden geçiyor.Müşterinin istediğini en iyi kalitede en iyi fiyatla üretirsen satabilirsin.

AB adaylığımızla da çakışan bu eğilimin Türkiye'ye yansıması nasıl olacak?

Bizi ilk başta çok zorlayacak bu konu. Anlayışın ve zihniyetin değişmesi açısından zorlayacak. Çünkü kapıyı açtığınız ve tüketici dışında kimseyi korumadığınız zaman, tüketicinin menfaatine olan her şey ön plana çıkacak. Dolayısıyla da Türkiye'de yapılacak olan üretimle dışardan gelen üretimin aynı koşullarda olacağı düşünülecek. Türkiye'deki yerel üretim devamlılığını sağlayabilmek için hem kalite hem fiyat açısından global standartları tutturmak zorunda.

Bunun için şirketler büyümek zorunda mı?

Hacim de onlardan biri. O yüzden büyük şirketler arasında büyük birleşmeler, evlilikler olacak.

Küçük şirketler ne olacak?

Küçük şirketler büyük şirketlere veremedikleri müşteri hizmetinin kalitesini artırmaya gidecekler. Daha butik tarzı çalışacaklar. Çok geniş kitlelere hizmet edemeyecekler, çok özel müşteri gruplarına özel hizmet ve özel ürün götürerek çalışabilecekler. Uzmanlaşmalar ortaya çıkacak.

Böyle bir yapı ya da gelişme bizim kamu ekonomisini nasıl etkileyecek?

Devlet asli görevlerine çekilecek. Kamu sektörünün ekonomi içindeki önemi kalmayacak. Çünkü devlet hizmet üreten bir yer. Bugüne kadar bulunduğu konumu sürdürmesinin imkanı olmayacak devletin.Ve uyum sürecine girilecekse giderek küçülen bir kamu sektörü göreceğiz.

Kişilerin günlük yaşamı nasıl etkilenebilir?

Son derece olumlu yönde değişeceği kanaatindeyim. Çünkü bizim girme aşamasında olduğumuz düzen, insanın önemi ve değeri üzerine kurulu bir düzen. İnsan bundan sadece yarar görebilir.

İnsanımız ne yapmalı bu sürece ayak uydurmak için?

İnsanımız gelişmeleri çok yakından takip etmeli. Kendisini bu rekabetçi ortamda kendi farkını yaratıp yaşayacak şekilde yetiştirmeli. 2000'li yılların bir diğer anlamı da bilgi toplumu.

Türkiye olarak bu sürece uyum sağlamak açısından işe nereden başlamalı?

Türkiye global dünyanın bir parçası olma kararı verdiyse bizim bugüne kadar taşıdığımız zihniyeti değiştirmek lazım. Bence birinci yapılması gereken şey bu.

Banka birleşmeleri olacak
Siz son olarak bankacılığı bırakarak geldiniz. Bankacılık sektörü bu süreç içinde nereye oturur? Birleşmeler mi olur? Yabancılar satın mı satın alır?

Reel faizlerin daha fazla devam edemeyeceğini ve bugüne kadar yüksek maliyetlerle çalışan bankaların zorlanacağını sanıyorum. Bunun sonucu olarak birtakım banka birleşmeleri olabilir. Nitekim bunlar olacak. Yasal yaptırımlarla olabileceği gibi tamamen ekonomik nedenlerle de olabilecek. AB'deki yabancı bankalar açısından Türkiye çok büyük bir pazar. Onların da kendileri açısından pazarlarını, etkilerini büyütmeleri gerekiyor. Sadece AB değil, ABD'deki bazı bankalar da gelecekler. Çünkü global dünyada piyasalar arasındaki sınırlar da kalktı. Global dünyanın global ülkeleri, global ülkelerin global piyasaları, global piyasaların da global kurumları olacak.

Artık bankacılığın farklı bir konu olduğu ve farklı çalışma şekilleri olması gerektiği ortaya çıkacak. Bazıları kalacak, bazıları ya büyük bankalar içinde ya da yabancı bankalarla birleşerek onların içinde faaliyetlerini sürdürecekler.

Türk sermayedar daha avantajlı
Türk işadamlarının Avrupalı rakipleriyle yarışması mümkün mü?

Avrupalılar sermaye yapısı açısından daha sağlamlar. Ancak işadamlarımız parayı kullanma konusunda Avrupa-lılar'dan daha üstün, kısıtlı kaynaklarla bu duruma geldiler. Ayrıca Türkiye'de ekonomi ve piyasa çok büyük zigzaglar çizdi. Bu yapı içinde Türk işadamı ayakta kalabilmişse kutlamak lazım. Globalleşmeyle birlikte Türk şirketleri Avrupalı şirket olmayacak, global şirket olacak. Aynı standartlarda, aynı ölçülerde çalışacaklar. Birleşme olduğu zaman global standartlar neyse ona uymak zorunlu olacak. Bunu yapan sermaye için global fırsatları yakalama şansı olacak. Kurumsal bir yapıda gitmeye başlayacak girişimciler artık. Bu konuda en verimli olan 100 şirket varsa bu sayı 10'a inecek. Daha büyük kurumların parçaları olarak devam edecekler.

Hukukçuların yıldızı parlayacak
AB üyeliği sürecinde hangi meslekler öne çıkacak, hangileri gözden düşecek?

Türkiye'de global piyasalarla direkt alakalı olan meslekler; para piyasaları, uluslararası ticaret, bilgi teknolojileri, hukuk gibi konular öne geçecek. Uygulamaya yönelik, mühendislik alanları da olabilir. Sanayileşmenin de çok hızlı devam edeceğini sanmıyorum. Global sanayilerin uzantısı olacak. Kendi sanayisi olmayacak o anlamda. Türkiye de bundan payını alacak. Belirgin üstünlüğümüzün çıktığı yer, hizmetler sektörü olacak. Bilginin kullanım teknolojisiyle bankacılığı bu anlamda görüyorum. Sadece bu ülkeden alınabilecek şeyler. Turizmde tarih bizim, doğa, kültür ve huzur bizim. Bunu başka bir ülkeyle karşılaştırmak mümkün değil. Aynı şey dayanıklı tüketim malları ve otomotiv için geçerli değil. Dışarıyı takip etmek durumundayız bu konularda.

Turizm avantajlı
Ne kadar Türk şirketi bu süreçte ayakta kalır? Hangi sektörler kendini koruyabilir, hangi sektörler zorlanır?

Yeni kurulan ve kurulacak olan şirketler bu rekabet döneminde ortaya çıkacaklarından daha avantajlı olacaklarını düşünüyorum. Burada yaşam koşulları açısından sıkıntıya girecek olan şirketler, uzun süredir kapalı ekonomi dönemi içinde varlığını sürdüren ve rekabete açık olmayan şirketler olacak. İkincisi, teknoloji ağırlıklı olan şirketlerin kendi teknolojilerini üretemedikleri ortamda bu rekabetten daha çabuk etkileneceklerini ve birleşmeler içinde daha fazla yeralacaklarını düşünüyorum. Bankacılığı biraz korumak durumunda kalacağım ama hizmet sektörünün imalata oranla biraz daha kolay ayakta kalacağını düşünüyorum. Çünkü hizmet sektöründe önemli olan insan. Her ülkenin de insan özellikleri birbirinden farklı. Orada da yerel, kültürel özelliklerin, yabancılar tarafından karşılanmasının zor olduğunu düşünerek hizmet sektörünün daha avantajlı olacağını sanıyorum.

ABDURRAHMAN YILDIRIM


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır