kapat

11.12.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Bilisim99
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Kadınsı bir toplumuz!

Bu yüzyılın başında kuantum, yeni fiziğin ortaya çıkmasıyla yepyeni bir süreç başlamış oldu...

Yeni fizik, eski fiziğin "kesin"liğini ortadan kaldırdı. Doğru, belli bir yere kadar doğru. Gözlem olarak da böyle, matematiksel olarak da böyle. Bir şeyin bütünüyle kanıtlanamayacağı anlaşılınca, kırçıl diye bir kavramdan sözetmeye başlıyoruz.

Alev Alatlı, "İlginç olan, bu anlayışın, Aristo'ya kadar varan bir düşünce tarzını bir kenara itmesi." diyor. Toptan yadsımak mı? Hayır. Çünkü klasik fiziğin yapabildiği şeyler var. Ama yapabildikleri bütünün küçük bir parçası, tamamı değil.

Bu durumda Aristo'nun en büyük rakibi Buda'nın galip çıktığı söyleniyor. Buda da hiçbir zaman bir kesinlikten yana değildi. 'Gök her zaman mavi değildir. Göğün mavi olması bir seçimdir.' derdi.

Alatlı ve devam ediyor: "Bu ne demek? Mekanize dünya görüşünü ortadan kalkması demek. Sol yarım küre, erkeksi düşünce biçiminin önemini kaybetmesi demek."

Biri, "Mantıklı ol!" diye bağırıyor. Eskiden olsa tek gerçek bu diyebilirdik. Şimdi ise, "bir dakka" deniyor, "Doğrulardan bir tanesi bu, ama..." Ve ama diyen haklı olabiliyor.

Alatlı'nın bir diğer saptaması, yeni fiziğin, kadına yaklaşıyor olması. Sağ yarım kürenin, kadınsı ögelerin hakimiyetinin olduğu bir geleceğe doğru gitmemiz. Tabii bu bir ütopya. İsa'nın ütopyası bile yerleşemedi ikibin yıldır, bu gerçekleşir mi bilinmez ama bilinen, büyük bir düşünce devrimi içinde olduğumuz.

Çok kişiye çok ters gelecek kavramlar olduğunu söylemeye de gerek yok. İnsanlar pozisyonlarını tutmak için kanlarının son damlasına kadar savaşacaklardır. Ama geriye dönüş yok. Kuantum fiziği her an yeni bir başarıyla, yeni bir buluşla ortaya çıkıyor.

Şimdi gelelim, Türkiye'yi ilgilendiren bölümüne. Alev Alatlı diyor ki; "Benim iddiam şu: Türkiye geldiği yer açısından hiçbir zaman klasik fiziğe çarpmadı. Bu geri kalmışlığımızın bir nedeniydi belki. İkibine girerken, Türkiye hâlâ pozitivizme direniyor. Kitle olarak biliyoruz bunun varlığını, okullarda öğreniyoruz ama Türkiye'nin içlek bilgisi, bunu hep reddediyor.

İlginç olan, yeni fiziğin heyecanlandırdığı batılı entellektüellerin kendi toplumları için istedikleri modelin Türkiye olduğunu görmeye başlamam. Osmanlı'da bir sürü tarikat var, hiçbiri birbirine girmemiştir. üç dört din bir arada yaşamıştır. Niye, diye baktığımızda, bu holistik dünya görüşünün hakim olmasını, positivizmden nasibini almamasını görüyoruz. Böyle baktığın zaman Türk toplumunun feminen bir toplum olduğunu görüyoruz...

Bu iyi mi kötü mü? Yarına...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır