Karısının başına dert olacağına...
Emekli erkeklerin işi zordur. Çünkü karılarının başına dert olurlar. Ailenin geçimini sağlamak için yıllarca gün yüzüyle evini görmeyen erkeğin eve dönüşü pek öyle beklenildiği gibi bir mutluluk tablosu oluşturmaz.
Uzun yıllar ev düzenini kendine göre kurmuş kadın, evde keyif yapmak isteyen, her hizmeti ayağına bekleyen bir kocaya fazla dayanamaz. Kadın dır dır eder. Hele bu koca, evde de emrinde çalıştırdıklarına davrandığı gibiyse, emeklilik hem koca için hem de kadın için kâbusa dönüşebilir.
Emekli kocalar, eski iş arkadaşlarını ziyarete gitmek, kahvehanelere takılmak, derneklere, vakıflara üye olmak, torun gezdirmek gibi alternatiflere sahiptir, ama onların bir alternatifi daha vardır. Eğer genç yaşlarında emekli olmuşlarsa, yeniden çalışabilirler.
***
İşte Çevik Bir de böyle bir erkek. Kuşkusuz hiçbirimiz Çevik Bir'in çubuklu pijamalar giyip evinde oturacağını beklemiyorduk. Çevik Bir karısının kabul günlerinde saatlerce odaya tıkılacak bir adam değil.
Ve Çevik Bir cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklarken, "Karımın başına dert olacağıma..." dedi. Çevik Bir'in bu sözünü çok samimi buldum. Karısının dahi cumhurbaşkanlığına aday olacağını o gece öğrendiği yazılıp çizilen Çevik Bir, karısının başına dert olacağına onu first lady yapmak isteyen biri.
Keşke kadınlar da kocalarının başına dert olacaklarına kendilerine hedefler belirleyip, koca destekçisi olmaktan kurtulsalar...
NEDEN KADIN ADAY YOK?
Çevik Bir cumhurbaşkanlığı yarışında kendisini ilk ortaya atan oldu. Görülen o ki BEYLER BİR BEY'i seçecek. Halk oylaması için yeni düzenleme yapılmazsa, ERKEK MECLİS cumhurbaşkanını seçecek. Halk oylamasına gidilmesi tartışılırken, bir aday çıkıp "Eğer halk oylaması varsa, adayım" diyebiliyor. Bu memlekette "Halk oylaması varsa, adayım" diyecek bir kadın yok mu?
Yüzde 51'i kadın olan, kadın akademisyen, avukat, doktor sayısı ile her platformda övünülen ülkemizde cumhurbaşkanlığı için bir kadın aday yok mu?
Benim gönlüm doğru dürüst bir kadın adayın çıkmasından yana. Seçilme şansı olmasa da bu ülkede kadınların da olduğunu gösterebilmek için bir kadın aday çıkmalı...
ANAP'IN KADIN AYIBI
5 Aralık'ta kadınların seçme ve seçilme hakkını almalarının yıldönümü nedeniyle birçok yerde etkinlik düzenlendi. Etkinliklerden biri de Eskişehir'deydi. Eskişehir'deki toplantıya tüm partilerden temsilciler çağrıldı. Toplantıya ANAP'tan katılacak kadın konuşmacıyı, ANAP'ın tek Eskişehir milletvekili olan İbrahim Yaşar Dedelek engelledi. Durumu kurtarmak için, son anda konuşmacı olarak ANAP İl Başkanı panele katıldı. Dedelek, kendi istediği kişinin panele katılmasında ısrarlıydı.
Onun istemediği bir kişi, ANAP'lı da olsa, panelde konuşmacı olamıyordu. Çünkü Eskişehir'de, Sayın Dedelek'in istedikleri partiye katılabiliyor, o istemezse partiye adım atmak mümkün olmuyor. Bunları Eskişehirliler söylüyor. Böyle örnekleri gördükçe, bugüne kadar seçme hakkını kullanmada bir engelle karşılaşmayan, ancak seçilme hakkını kullanmada çok gerilerde kalan kadınların durumuna hiç şaşırmamak gerekir. Bu zihniyetteki erkekler olduğu sürece, kadınların işi çok zor. Çünkü partilerde erkeklerin istediği kadınlar yer alabiliyor. Bunlar da genelde güdümlü kadınlar oluyor. Sesi çıkmayan, o bölgedeki parti önderi kimse onu dinleyen kadınlar partilerde çay, kermes düzenleme komitesinin üyeleri gibi tutuluyorlar.
***
Eskişehir'deki bu olaydan bir gün önce ANAP lideri Mesut Yılmaz arkadaşlarıyla erkek erkeğe sinemaya gidip "Salkım Hanımın Taneleri"ni izledi. ANAP'ın sergilediği bu manzaralar kadınların oyunu hiçe saydığını gösteriyor.
Kadın seçmenlerin oyunu gözden çıkaran ANAP'ın, bu tavrını sürdürerek önümüzdeki seçimlerde kimlerden oy alacağını merak ediyorum. Berna Yılmaz'ın "yardımsever" imajı ile kadınlardan oy alınamayacağını ANAP'ın öğrenmesi gerekiyor. Yoksa bunu görebilmek için barajın altına düşmeyi mi bekliyorlar?