kapat

22.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )


Demirel anladı

Rauf Tamer Cumartesi günü, "Gittiler ve kaldık biz bize" dedikten sonra, Ankara'dan artık müthiş bir performans beklediğini yazdı..

Clinton belli hızını alamamış, çünkü Atina'da yaptığı basın toplantısında Türkiye'yi övmeye devam etti..

Bunlar iyi hoş da, beklenen bu değişim bizim 40 yıllık Ankara'da nasıl olacak?

Kıbrıs, Ege, Kürt sorunu, yolsuzluklar, insan hakları, ekonomi.. Bu konularda ne yapacak bizim Ankara? Veya neyi nasıl yapacak?

Clinton'ın ülkemize yaptığı 5 günlük ziyaret Ankara'da bazı kafaları hangi yönde ve nasıl değiştirecek?

Neredeyse "Amerikalı Atatürk" bile deme noktasına geldiğimiz Clinton, Atina'da yaptığı basın toplantısında, herkesin önünde "Önümüzdeki aylarda Türkiye'de çok önemli değişimlerden" söz etti..

Gerçekten merak ediyoruz neler olacağını..
Dileriz ki Clinton haklı çıkar ve Türkiye yeni yüzyıla bambaşka bir çehre ile girer..

Yani, Kıbrıs sorununun çözümünde ciddi ilerleme sağlar,

Ege'de Yunanistan'ın 12 milden vazgeçmesi ile birlikte, casus belli ifadesi ortadan kalkar ve diyalog hızla olumlu yönde yürür,

Teröre asla prim vermeden, Kürt sorunu ifade özgürlüğü ve kültürel haklar çerçevesine oturtulur,

Her şey şeffaf hale gelir ve yolsuzluklar ortadan kalkar veya en aza indirilir,

İnsan haklarında ifade özgürlüğü en geniş tanımı ile topluma kazandırılır,

Ve de ekonomi, yapılan ciddi reformlar ve saydamlaşma sonucu kendi ayakları üzerinde durmaya başlar ve hızla büyür..

Peki ama nasıl olacak bunlar?
Bunlar ancak "Ankara'nın özgüvenini kazanması ile olacak.."

Türkiye'yi yönetenler, iç politik nedenlerle yaptıkları siyaset hesaplarının dışına çıkmayı başarırlarsa, iktidar için her şey mübah felsefesini terkederlerse bunların hepsi olur..

Olmaması için hiçbir neden yok..

Ama "Kendine güvenen, kararlı ve Yeni Dünya Düzeni içinde Türkiye'yi atağa kaldıracak bir Ankara" gerekli..

Türkiye'nin 50 yıl sonra nerede olması gerektiğini görebilecek vizyona sahip Ankara gerekiyor bize..

Ankara'dakiler Şöyle bir silkinse ve eteğindeki taşları dökebilse Türkiye'yi fırlatıp götürecek..

Cumhurbaşkanı Demirel'in Yeni Dünya Düzeni'nin en ilginç parametrelerinden biri olan ve bizim bu sütunda "Tek başımıza yaşamıyoruz" diyerek sıksık anlatmaya çalıştığımız "İç mesele kalmadı.. Sana ne diyemezsin.. Bu benim iç meselem diyemezsin" sözlerini Ankara'daki siyasetçiler çok iyi yorumlamalı..

Demirel'in bu cümleleri "Türkiye'nin önündeki bütün sorunlar için geçerlidir.." Kıbrıs sorunu, Kürt sorunu için de geçerlidir bu.. Ekonomi için de, yolsuzluklar için de geçerlidir..

Ve sadece Türkiye için de değil, ama dünyadaki bütün ülkeler için geçerlidir bu parametre..

Demirel AGİT Zirvesi'nde bu önemli gerçeği yakaladı.. Dileriz ki Ankara'daki siyasetçiler de sonunda yakalar bu gerçeği ve Türkiye gerçekten olması gereken yere, hızla yükselir..

Bunu istemek, bunu beklemek, Türk insanının en önemli haklarından biridir..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır