kapat

03.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bir koltukta 27 karpuz
Management Centre Türkiye'nin genç patronu Alper Utku, artık Orta Doğu ve Orta Asya bölgesindeki 26 ofisin daha patronu. Yani artık koltuğunun altında 1 değil, 27 karpuz var

AÇIL SEZEN

Management Centre, Türkiye'nin en büyük dört eğitim şirketinden biri. Düzenlediği insan kaynakları konferansları ve verdiği başarılı şirket eğitimleri ile sektörde önemli bir büyüme kaydeden Management Centre, Genel Müdür Alper Utku'nun yönetiminde büyük bir başarıya daha imza attı. Management Centre Europe'un geçen ay açıklanan kararı uyarınca, Orta Asya ve Kuzey Afrika bölgesindeki 26 ülke ofisi, Türkiye ofisine bağlandı. Böylece Alper Utku, genç yaşına rağmen koltuğunun altına 27 karpuz birden sığdırmak durumunda kaldı. 32 yaşında olmasına rağmen büyük başarıların altına imza atan Utku ile yeni görevini ve başarısının sırlarını konuştuk.

Yeni görev tanımızdan bahsederek başlayalım isterseniz... Neden 27 ülke ve neden siz?

Management Centre, üç asıl bölgeye ayrılıyor. İlk bölge Avrupa, ikinci bölge ABD, üçüncüsü ise Afrika. Genel merkezimiz Brüksel'de. Orta Asya, Afrika ve Orta Doğu ofislerinin sorumluluğu eskiden ABD bölgesine aitti. Bu bölge, ofis sayısı olarak en geniş bölgelerden biri. O yüzden hem coğrafi yakınlık hem de Türkiye ofisinin beş yıldır süren başarılı grafiği dikkate alınarak bölgenin bize bağlanmasına karar verildi.

Sizin bu ofisler üzerindeki etkinliğiniz ne olacak?

Görevim, faaliyetler, şirket içi eğitimler ve konferanslarda her türlü denetimi sağlamak. Bu ofislerin de kendi genel müdür ve direktörleri var, işin sorumluluğu onların üzerinde. Ancak, onların yetmediği noktalarda destek ve onların görevlerini denetlemek benim görevim.

Bir koltuğa 27 karpuz sığdırmak zor olmayacak mı?

Aslında zor olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ayda en az 4-5 seyahatim oluyor. Ama iyi bir ekibimiz var. Bu ekip sayesinde bir çok şeyin üstesinden gelebiliriz. Asıl ofisin Brüksel'de olduğunu da unutmamak lazım. Sürekli oraya gidip gelmem gerekiyor. Günübirlik Körfez ülkelerine gidebiliyorum. Ama teknoloji sayesinde hiçbir yerden kopmamış oluyorum.

Bu ofislerin rakamsal hacmi ne durumda?

Aslında şu anda hepsinin toplamı Türkiye pazarını biraz geçer. Zaten bize bağlanmalarının nedenlerinden biri de bu. Türkiye ofisinin gösterdiği performanstan memnun oldukları için onların denetimini yapacağız.

Bu kadar geniş bir hinterlandda amacınız ne olacak?

Bu ofislerin tümünün Türkiye ofisi gibi olmasına imkan yok. Ancak amacımız Türkiye ofisi düzeyinde 3 ya da 4 ofis daha yaratmak. Bu yüzden genel olarak Türkiye'de yaptıklarımızı diğer ofislerin yerel şartlarına uyarlayarak tekrarlayacağımızı söyleyebilirim.

O zaman Türkiye'de başarıya nasıl ulaştınız?

Biz, içinde bulunduğumuz kültürün altyapısını dikkate aldık. Bir numaralı etken sunduğumuz fayda. Hiçbir zaman alıcı-satıcı ilişkisi içinde olmadık. Kendimizi müşteri tarafına koyup her adımımız öyle tasarladık. Güvenli bir iş ortağı olmaya çalıştık. O nedenle de birçok ciddi kuruluşla çalışıyoruz. Biz bu işe başladığımızda pazar çok küçüktü. Öncelikli hedefimiz pazar yaratmak oldu. Bu sayede Türkiye'nin en büyük dört eğitim şirketinden biriyiz.

Pazarı genişletmek için nasıl bir strateji uyguladınız?

Türkiye'de çok zor olmadı. Çünkü burada müşteri adayları var. Onların istediklerini verdiniz taktirde sorun yok. Ama insan kaynakları sektörünün gelişebilmesi için bunun dışında yapmanız gereken şeyler de var. Düzenlediğimiz insan kaynakları konferansı bunlardan biri. Bu konferansı kesinlikle para için düzenlemiyoruz. Hatta bundan zarar ettiğimiz yıllar dahi oldu. Ancak pazarın gelişebilmesi ve bilinçlenebilmesi için bu şart.

En çok talepte bulunan sektörler hangileri?

Bankacılık, finansman, otomotiv sektörlerinden büyük talep var. Ancak bu talepler tamamen şirket içi eğitim şeklinde olmuyor. Bu nedenle Focus toplantıları adını verdiğimiz toplantılar düzenliyoruz. Farklı sektörlerin yöneticilerini ortak bir platformda toplayıp bilgi alışverişini sağlamayı hedefliyoruz. Bu da büyük ilgi görüyor.

Türkiye'deki pazar eğitim şirketlerinden ne istiyor?

Kendini anlayan, anladığını ifade eden, esnek çözümlerle gelebilen, altyapısı ve uluslararası bağlantıları güçlü bir eğitim arıyorlar. Artık şirketler, fiks programlar peşinde değil. Sizi bir danışman olarak görüp daha zengin bir yaklaşım sergilemenizi istiyorlar. Satış etkilerini somut biçimde artırdığınızı görmek istiyorlar. Dünyayla aynı paralel ve hızda know-how arıyorlar.

Size bağlanan diğer ofislerde durum nasıl?

Oralarda durum böyle değil. Örneğin Arap ülkelerinin çoğunda, 20 sene önceki bilgiyi verseniz bile kabul edebiliyorlar. Ama Türkiye'de durum böyle değil. Zaten en çok Türkiye'ye Patagonya muamelesi yapmaya kalkan şirketler başarısız oluyor.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır