kapat

22.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Bir Meclis Başkanı ki..

Yıldırım Akbulut Meclis Başkanı seçildiğinde keyiflenenlerdendim.. Başbakanlığı döneminde özellikle zekası konusunda haksız eleştirilere uğradığını düşünüyordum..

Yanılmışım..

İşe, Uğur Dündar'ın Arena'da sergilediği Dolmabahçe Sarayı faciasını kısa zamanda bir mucize yaratarak gururla izlenecek bir yaşayan sergiye dönüştüren Milli Saraylar Daire Başkanını görevden alıp, yerine bir akrabasını atayarak başladı. Bu ayrı bir rezalettir.. Yazacağım..

Ve Merve Kavakçı olayını yüzüne gözüne bulaştırdı..

Şimdi düşünebiliyor musunuz?..

Meclis Başkanı aynen şunları söylüyor:

"Merve Kavakçı'nın milletvekilliği askıya alınmış addolunabilir.."

"Askıya alınmıştır" dahi değil.. "Alınmış addolunabilir.."

Var mı böyle bir laf..

Akbulut için var.. Çünkü hazret, ne dediğinin farkında değil.. Söyleyeceklerinin başına iş açacağı korkusunda.. Öyle yuvarlak konuşmalı ki, yarın sakız gibi istediği yere çekebilsin..

"Askıya alınmış addolunabilir!.."

Oysa biraz hukuk yalamış biri bilir ki..

Milletvekilinin "Türk vatandaşı" olması anayasal bir koşuldur.

Merve Kavakçı, Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaşlıktan çıkarıldığı anda milletvekilliğini kaybetmiştir. Kararnamenin Resmi Gazetede yayımlanması ile hukuksal süreç başlamış, Kavakçı yargıya başvurmuştur.

Yargı yürütmeyi durdurma istemini reddetmiştir.

Yürütmeyi durdurmayı reddetmek, kararın, dava sonuna kadar yürürlükte olacağının yargı tarafından kabul ve ilanıdır.

Bakanlar Kurulu kararı yürürlükte ise, Merve Kavakçı Türk vatandaşı değildir. Değilse Milletvekili değildir.. Milletvekili değilse, dokunulmazlığı yoktur.

Dokunulmazlığı yoksa, savcı ifadesini alır.

Hukuksal durum bu kadar açıkken Akbulut'un "Askıdadır" dahi diyemeyişi ve "Askıda addolunabilir" gibi kaçamaklara sapması nedir peki, onu varın siz yorumlayın..

Yargı, Bakanlar Kurulu'nun kararını iptal ederse, Merve Kavakçı'nın Türk vatandaşlığını kaybetmesi kararı tüm sonuçları ile ortadan kalkar, dolayısı ile milletvekili sıfatı da geri döner.

Yani..

Bakanlar Kurulu kararı yayımlandığı an yürürlüğe girer ve sonuçlarını icra etmeye başlar.

Karar aleyhine dava açılması, bu sonuçların alınmasını durdurmaz.

İki şey durdurur.

Yürütmeyi durdurma kararı..

Kesin iptal kararı..

Bunların ikisi de yok..

O zaman siz ne diyorsunuz sayın Akbulut?..

Neyi kıvırıyorsunuz?..

Niye kıvırıyorsunuz?..

Yeniden seçilmek için Fazilet oyları lazım, ondan mı yoksa?..

Haksızlık..

"Deprem Mexico City'yi vurdu.. Bir şey yok.. Çünkü onlar 1985 depreminden ders aldılar. Oysa bizde.."

"Deprem Los Angeles'i vurdu.. Bir şey yok.. Çünkü onlar 1994 depreminden ders aldılar.. Oysa bizde.."

Son günlerde en kolay yazılan yazılar bunlar.. Hem de nasıl kolay!..

Ama palavra..

1986'da Meksika, 1994'te Los Angeles'taydım. New Mexico'nun dörtte üçünde taş üstünde taş bırakmamıştı. Depremin Los Angeles'ta, hem de nasıl "Yıkılmaz" denen yapıları yıktığını gördüm. Çöken otoyol köprüleri bizde olsa, karayolları darmadağın olmuştu..

Bu yeni depremlerde fazla bir şey olmadı.. Çünkü yıkılabilecek her şeyi bir önceki deprem yıkmıştı.. İşin özeti bu..

Deprem gecesi Kazım, Los Angeles'ten aradı..

"Deprem, hani seninle gitmiştik, Los Angeles'e çok yakın Ludlow'da trenin raylardan çıkıp devrilmesine sebep oldu. Deprem saati gece yarısı üç.. Kurtarma ekipleri kaza bölgesine ancak sabah ulaştılar..

O koskoca Amerikan uygarlığı ve iki adımlık yol.."

"Yani" dedi Kazım, "Böyle şeyler her yerde oluyor!.."

Mehmet Önkal "Yıldız Posta, İstanbul'un en işlek caddelerinden biridir" diyor.. Haklı. "Beş dakikalığına bile araba parkı yasak, polis çekicileri ve motosikletli polisler kuş uçurtmaz" diyor. Haklı.. İki dakika durduk, park cezası ödedim. Ercan arabanın içinde olmasa belki de çekeceklerdi. Utandım. Ağzımı açamadım. Haklılar, iyi ediyorlar.

"Ancaaaaak" diyor Önkal, çok uzun bir "aaaaaaaa" ile..

"Günün en işlek saati 17.00-18.30 arası, civardaki bütün şirketlerin servis otobüs ve minibüsleri iki yönde birer şeridi kapıyorlar ve tabii yol geçilmez oluyor" diyor.

"Bu nasıl mantık, nasıl hizmet anlayışıdır" diyor..

Vallahi bilmem Mehmet!.

Bilen varsa söylesin..

İki kadın vatandaş sabaha karşı evinden alındı.

Birisi 5 milyarlık bir alacak gibi komik bir iddia yüzünden.. Öteki Cumhuriyeti değiştirmek gibi ağır bir suçlama gerekçesi ile..

İlkinde kimsenin ama kimsenin sesi çıkmadı..

İkincide Cumhurbaşkanı, Başbakan, siyasal liderler, sivil toplum örgütleri liderleri yeri yerinden oynattılar.

İlkinin adı Hülya Avşar'dı..

İkincinin Merve Kavakçı..

Şimdi söyleyin bakalım, meselenin insan hakları olduğundan emin misiniz?.

Cumhurbaşkanını anlıyorum..

Çankaya'da kalması Fazilet oylarına bağlı..

Ecevit'i de anlıyorum.. Çok sevdiği başbakanlıkta yarın ayni oylara ihtiyaç duyabilir..

Ya sivil toplum örgütleri?..

Onların hesabı ne?..

İşte onu anlamıyorum..

BİZİM DUVAR
Depremden sonra ev ilanları da değişti: Rasathane yanı kiralık daire... Jeofizik mühendisli binada satılık 3 oda 1 salon.. Işıkara'dan kelepir 2 oda 1 salon..

Hakan & Utku

SEVDİĞİM LAFLAR
Gerçek mutluluk arkadaşların sayısının fazlalığında değil, onların değerlerinde ve doğru seçilmesindedir.

Samuel Johnson (Teşekkürler Mustafa)

TEBESSÜM
Tavuk horoza ne dedi?..

"Bu sabah yumurtanı nasıl istersin?.."

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır