kapat

22.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Dünya lanetledi
Prof. Kışlalı'nın suikasta kurban gitmesi tüm dünyada geniş yankı uyandırdı. Ünlü medya kuruluşları onu "laik Türk bilimadamı" diye tanıttı, suikasta ise lanetler yağdırıldı

Cumhuriyet gazetesi yazarı, Ankara Üniversitesi profesörü, Kültür eski Bakanı ve milletvekili Ahmet Taner Kışlalı'ya dün sabah düzenlenen suikastın yankıları Türkiye'nin sınırlarını aştı, tüm dünyaya yayıldı... Başta Amerika ve İngiltere olmak üzere bütün Avrupa ülkelerindeki medya kuruluşları suikasta dün geniş yer ayırdı. Çoğu Avrupa radyo ve televizyonu, saat başı verdikleri haberlere "Türkiye'deki laik kesimin öncülerinden Ahmet Taner Kışlalı öldürüldü" diye başladı. Ve İnternet... Associated Press ve Reuters haber ajanslarının geçtiği haberler, siber alemde yayın yapan Amerika ve Avrupa'daki gazetelerin "Acil Haber" bölümlerine girdi. İşte dünyaca ünlü ajans, televizyon ve gazetelerin suikast ile ilgili yürekleri sızlatan yorumları...

Onun da sonu Mumcu gibi oldu
İngİlİz BBC televizyonu ilk olarak öğle haberlerinde duyurduğu Kışlalı suikastına geniş yer verdi. Ankara'daki evinin önünde duran arabasına konulan bombanın patlaması ile 60 yaşındaki siyaset bilimi profesörü ve 1970'li yıllarda Kültür Bakanı olan Kışlalı hayatını kaybetti. Cumhuriyet gazetesi yazarının suikastını radikal bir İslami grup üstlendi. Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu da 1993'te benzer bir bombalı saldırıya kurban gitmişti.

Türkiye'nin önde gelen "laik"i öldü
DÜNYANIN önde gelen haber televizyonlarından ABC, Kışlalı'ya düzenlenen suikast haberine geniş yer verdi. Kışlalı'nın Türkiye'nin önde gelen laik akademisyenlerinden biri olduğunun sık sık vurgulandığı haberde şöyle denildi: Türkiye'nin laik gazetecilerinden Profesör Kışlalı, arabasının üzerine plastik bir torbada bırakılan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Siyasal Bilimler Profesörü olan Kışlalı, Cumhuriyet gazetesinde köşeyazarlığı da yapıyordu. Aydın bir kişiliğe sahip olan Kışlalı, Kültür Bakanlığı ve milletvekilliği görevlerinde de bulunmuştu... ABC Televizyonu, suikasttan yalnızca yarım saat sonra tüm gelişmeleri İnternet'teki sitesine girdi.

Aynı gazete teröre iki kurban verdi
Gazeteci-yazar Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesi, Fransız Uluslararası haber ajansı tarafından dünyaya ilk olarak "eski bakan öldürüldü" şeklinde yansıtıldı. Dün öğleden sonra geçilen haberlerde ajans, Kışlalı'nın aynı zamanda araştırmacı yazar ve öğretim üyesi olduğunu belirtti. Uğur Mumcu'nun da benzer bir suikast ile öldürüldüğüne işaret eden AFP, kurbanların aynı gazete yazarları olduğuna dikkati çekti. Kışlalı'nın Türkiye'de öldürülen 21'inci gazeteci olduğunun altını çizen AFP, haberinin sonuna Türkiye'de gazete ve gazetecilerin tehdit edildiğini de ekledi.

Türk entelektüeline suikast düzenlediler
Amerika'nIn en büyük haber ajansı Associated Press olayı tüm dünyaya, "Türk entelektüeline suikast" başlığı ile verdi. Ajans haberinde Kışlalı'nın Türkiye'nin önde gelen laik-aydınlarından biri olduğunu belirterek, Kışlalı'nın biyografisini saat başı yayınladı.

Suikastın ardında dinci bir örgütün gölgesi var
Amerika'nIn 1 milyon tirajlı gazetesi Los Angeles Times olayın duyulmasından hemen sonra suikast haberini okuyucularına Internet'teki sayfasında acil kodu ile verdi. Gazete Türk haber kaynaklarına dayandırarak verdiği haberde suikastın sorumluluğunun İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi adıyla bilinen İBDA -C terör örgütü olduğuna dikkat çekti. Kışlalı ile Mumcu suikastları arasındaki benzerliklere dikkat çeken LA Times, Kışlalı'nın sol görüşlü bir gazete yazarı olduğunu vurgulayarak son yazısının Türkiye'deki tarikat odaklarını hedef aldığını yazdı.

İBDA-C isimli örgüt yine bir entelektüeli hedef aldı
UluslarararasI İngiliz haber ajansı Reuters, Ankara muhabirine dayanarak verdiği haberi dünyaya "Laik akademisyen bomba ile öldürüldü" başlığıyla duyurdu. Ajans polisin olayı yasadışı İslamcı bir grubun yaptığı üzerinde durduğunu belirtti. Okların, örgüt tarafından herhangi bir açıklama yapılmamasına rağmen İBDA-C'yi gösterdiğini kaydeden Reuters, İBDA-C'nin laik entelektüel kesimi hedef alan bir örgüt olduğunu bildirdi.

Türk-Yunan dostluğunu kaleme aldığı son yazısı
Kışlalı suikasttan bir gece önce Avrupa Birliği'nin Türkçe yayın organı olan Anadolu dergisi için Türk-Yunan dostluğunu kaleme almıştı. O yazıdan alıntılar: Uluslar da insanlar gibidir. Ne dostluklar ölümsüzdür, ne de düşmanlıklar. Türkiye'den 35 yıl önce ayrılmış olan Muğlalı Rum, nemli gözlerle konuştu: ...Aynı yemeği, aynı müziği, aynı içkiyi seviyoruz... Tarih kitaplarını yakmalı ve çocuklarımıza okutmamalıyız... Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı okul kitaplarını taramak amacıyla bir kurum oluşturdu. Dost Yunanistan ile ilgili anlatımlar, yeniden ve titizlikle elden geçirilecek... Sıra şimdi Yunanlı dostlarda... Eğer hayatta ise Muğlalı Rum lokantacının düşleri sonunda gerçekleşmiş olacak. Yunanistan'ın Başbakanı Venizelos değil miydi, Yunan ordularını yenilgiye uğratmış olan Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren!

"Dostluk adına önemli bir kişiyi kaybettik"
Profesör Ahmet Taner Kışlalı cinayeti Atina'daki gazete ve üniversite çevrelerinde esefle kınandı. Yunan radyo ve TV kanalları cinayetin amacına anlam verilemediğini bildirdi. Türkiye'de düşünce adamlarının bu şekilde katledilmesine şiddetle karşı çıkan Yunan gazeteci ve yüksek öğretim görevlileri, Kışlalı'yı "yakından tanımamalarına rağmen" onun gibi değerli insanların sırf "düşünceleri" nedeniyle öldürülmelerini kınadıklarını belirttiler.

ÜLKE GERİYE GİDER
Yunan Gazeteciler Cemiyeti üyesi ve Antenna TV uluslararası ilişkiler sorumlusu Nikos Megrelis, SABAH'a yaptığı açıklamada "Kışlalı cinayetini şiddetle kınıyorum. Bu gibi cinayetler ülkeleri geriye doğru götürür" dedi. Kışlalı'nın "Anadolu" dergisinde yayınlanacak olan ve Türk-Yunan dostluğu konulu son yazısıyla ilgili olarak da, "Türk-Yunan yakınlaşması için üstün çaba gösteren değerli bir destekçiyi kaybettik" şeklinde konuştu.

YANINIZDAYIZ
Nikos Megrelis, bu gibi cinayetlerin ardında yatan karanlık amaçlar ne olursa olsun Prof. Ahmet Taner Kışlalı gibi insanların yok olmayacağını ve Yunanlı gazetecilerin, kendileri gibi düşünen Türk gazetecilerin her zaman yanında olacağını belirtti ve "Kendinizi yalnız hissetmeyin, biz buradayız!" dedi.

Exusia gazetesi yayın yönetmeni Nikos Georgiades gazetemize şu satırları iletti: "Türkiye, binbir uğraşı ve zahmetle Avrupa yolunda ilerlemeye başlarken, Marmara depreminin binlerce insanın ölümüne yol açtığı bir sırada devlet-toplum ilişkileri yeniden gözden geçirilirken, Türkiye, Yunanistan'la yepyeni ilişkiler geliştirirken ve Türkiye'de, çağdaşlaşma ve demokratik ilkeler için çok önemli ve olumlu adımlar atılırken, böyle bir cinayet ancak ve ancak provokasyonla eş anlamlı olabilir. "

Maalesef dünyanın bu köşesinde provokasyonların ne anlama geldiğini ve nelere mal olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

FANATİK KURBANI
Teröristleri yıldırmanın ve teröristlere terör havası estirmenin tek yolu, yakınlaşma sürecini sürdürmek, demokratik ilkeler ve basın özgürlüğü için mücadelemizi var gücümüzle sürdürmektir.

Haberi ilk veren Yunan devlet TV kanalları, Profesör Kışlalı'yı "ileri görüşlü, laik bir aydın" olarak tanıttı ve bu görüşlerine karşı çıkan "fanatiklerin kurbanı" olduğundan söz ettiler.

STELYO BERBERAKİS

Londra'da laiklik dersi vermişti
Son yurtdışı konuşmasını 30 Ağustos'ta İngiltere'nin başkenti Londra'da veren Ahmet Taner Kışlalı'nın katıldığı konferansın ismi "Kemalist Açıdan Türkiye'nin Sorunları"ydı. Dünyanın önde gelen üniversitelerinden London School of Economics'te düzenlenen konferansa Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı sıfatı ile katılan Kışlalı'nın açıklamaları İngiltere'deki dinci kesimleri oldukça kızdırmıştı. Kışlalı şunları söylemişti: İki kesim var. Bunlardan birisi dinine sahip çıkmak isteyen dindar kitle. Diğeri ise dini siyasi amaçlarla kullanmak isteyen kitle. İkincisi Türkiye için çok tehlikeli ve birincisinden ayırtedilmesi gerekir. Osmanlı da dini siyasetten ayırmaya çalıştı. Sultan Selim döneminde, Şeyhülislam Padişah'tan sonra gelirdi. Yavuz bir olay sırasında Şehülislam'a kızarak "Bu bir devlet işidir. Sen din işleriyle ilgilen" demişti.

JAN DEVLETOĞLU

"İşte Türkiye gerçeği"
GÖRÜŞLERİNE başvurduğumuz Fransız gazetecilerin üzüntüleri cümlelerine vuruyordu. İşte Liberation Gazetesi'nin Dış Haberler Müdürü Marc Semo... "Skandal. Kışlalı bir semboldü. Cumhuriyet değerlerini benimsemiş bir şahsiyetti. Dolayısıyla pek çok düşmanı olduğu kesindi. Kışlalı aynı zamanda çok kolay ulaşılacak bir hedefti. Ve böyle bir sembol korunmuyordu..." Ve Le Monde gazetesinden Marie Jego... "3 çocuğu olan bir aile babasına ve korunmasız birisine saldırmak ne kadar kolay. İğrenç bir saldırı. Türkiye'de iyi bazı şeylerin olduğu bir dönemde bu suikast düşündürücü. Ne yazık ki aşırı sol, aşırı sağ ve islamcı grupların Türkiye'de etkisi hâlâ var. Bu bir Türkiye gerçeği..."

NURDAN BERNARD


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır