kapat

12.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Çalışan annelerden misiniz?


Çalışan anneler, sabahları çocuklarını hazırlayıp işe doğru yola çıkarken bir nevi gerilim filmi yaşıyorlar.

Sabah büyük bir telaşla uyandınız, panik içinde çocuğun kahvaltısını hemen hazırladınız. Gözünüz de sürekli olarak saatte, çünkü okul servisi gelmek üzere ve çocuğunuz hazır değil. Sadece çocuğunuzu hazırlamakla kalsanız neyse, siz de giyinmelisiniz.

Gittikçe geriliminiz artıyor, zorla çocuğu yatağından kaldırdınız ve sizin de yardımınızla giyindi. Çocuğunuzu hazırlarken, sırtınıza bir şeyler geçirdiniz ve evin dışına kendinizi atabildiniz. Ama artık dakikalarla yarışıyorsunuz, çünkü iki dakika sonra servis gelecek, yoldan bir klakson sesi duydunuz "hah geldi işte, haydi koş!"...

Gerilim filmi gibi değil mi? Çalışan anneler sabahları çocuklarıyla birlikte genelde buna benzer şeyler yaşıyorlar. Bu tabii benim gibi çocuğu okul yaşına gelmiş annelerin yaşadıkları.

Yuva ve okul yaşından önce de başka sıkıntılar var. Mesela eve bakıcının gelmesini bekliyorsunuz.

Biraz rahat olmakla beraber kötü sürprizlere gebe bir dönem. Çünkü bakıcınız bir telefon açıp "Çok hastayım gelemiyorum ya da bir sorunum var" diyebilir. O da insan, olabilir tabii. Ancak siz o kadar çaresizsiniz ki, aklınızdan hiç de güzel düşünceler geçmiyor.

Bu arada da işinize çoktan geç kaldınız. Sonra da hemen büyükannelerden veya yakınlarınızdan birini arayıp, eğer uygunlarsa çocuğu toparladığınız gibi oraya götürüyorsunuz.

Akşam eve dönüş
Çalışan annelerin akşamları yaşadıkları koşuşturma ve gerginlik ise ayrı sorun. Çünkü yoğun trafikte eve yetişmeye çalışırken, sıcak yuvanızda sizi işlerin beklediğini düşünerek, kendi kendinize "Çok sakin olacağım" sözü veriyorsunuz ama nafile...

Yemek hazırlamak, çocuğunuzun dersleri varsa, kontrol etmek ve evle ilgili pek çok sorumluluk yine sizi karşılıyor. Hele bir de yoğun ve sıkıntılı bir gün geçirmişseniz, evdeki sorumluluklar size fazla geliyor. En küçük terslikte sesinizi yükseltmeye başlıyorsunuz...

Gerçekten de günümüzün yoğun temposu içinde, çalışan annelerin bunun altından kalkmasına şaşırmamak elde değil. Belki kimisi daha rahat kimisi daha sıkıntılı ama sonuçta çalışan anneler birer "süper kadın" olmak zorunda kalıyor çoğu zaman. Çocuğuna yeterli zaman ayıramadığı düşüncesiyle içinde büyüttüğü suçluluk duygusu da cabası.

Bu yaşam temposu, evin tüm yükü sonunda kadını bir süre sonra mutsuz ve sinirli bir ruh haline sokuyor.

Sorumluluk paylaşılmalı
Böyle bir tablo karşısında yapılacak iki şey var: Birincisi özellikle evdeki sorumluluklarınızda mükemmel olmaya çalışmamak. Çünkü ne yaparsanız yapın, her şeye yetişmenize olanak yok. İkincisi ise, çocuğunuzla ve ev işleriyle ilgili sorumlulukları mutlaka eşinizle paylaşın.

Örneği!n, çocuğunuzu bir gün siz, bir gün eşiniz hazırlasın. Akşamları da yine aynı şekilde çocuğu okuldan veya yuvadan bir gün eşiniz, bir gün siz alın. Herkesin iş ve ev düzeni farklı ve bu doğrultuda sorumlulukları bir şekilde paylaşma ortamı yaratılabilir.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır