kapat

12.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bu da yardım ayıbımız
Nuri KAYIŞ - MECLİS MUHABİRİ
Marmara depreminde enkazın altında kalan Kızılay, şimdi bir de kamu kuruluşları ile vatandaşlardan gelen "işe yaramaz" yardım malzemeleri karşısında ne yapacağını şaşırdı.

Merkez Bankası, Kızılay'a büyük bir bağışta bulunacağını belirtip üç tane kamyon istedi. Kızılay kamyonları bankaya gönderildiğinde yardım denilen malzemenin bina tadilatlarından artakalan dev taşlar olduğu anlaşıldı. Görevliler çaresiz kamyonlara bu önemli "bağışı" yükleyip Kızılay'ın Etimesgut'taki ana deposuna getirdiler.

KÖPRÜNÜN MOLOZLARI
Karayolları'ndan DSİ'ye, SSK'dan İş ve İşçi Bulma Kurumu'na, Tapu Kadastro'dan Gümrük Müdürlüğü'ne kadar yüzlerce kamu kuruluşu da benzer bir yöntem uyguluyor. Hurda malların elden çıkarılması için ihale açma zahmetine katlanmadıklarından Kızılay'a bir telefon edip bağışta bulunuyorlar. Böylesi hem en ucuz yol oluyor, hem de hurdalık malzemenin kısa sürede ortadan kaldırılması sağlıyor. Yetkililerin, "Kızılay'a yardımda bulunduk" diye övünmeleri de işin cabası. İnanılır gibi değil ama Birinci ve İkinci Boğaz köprülerinin molozları bile bağış olarak Kızılay depolarında bekliyor. Kızılay'ın depolarında eski daktilolar, hesap makineleri, saatler, telefonlar, radyolar, televizyonlar, televizyon antenleri, kırık-sandalyeler ve masalar da yığıldıkça yığılıyor. Peki, Kızılay, bu yardımları kabul etmek zorunda mı? Kızılay Merkez Depo Müdür Yardımcısı Rıfat Yurt, "Evet" diyor, "Maalesef kabul etmek zorundayız. Aksi takdirde bu bir görev ihmali ve görevi kötüye kullanmak olur ki, hakkımızda soruşturma üzerine soruşturma açılabilir..."

YA VATANDAŞ...
Vatandaşlardan gelen yardımlar ise ayrı bir dert. İçlerinde neler yok ki.. Kızılay'ın merkez deposunu dolaşırken, bağışlanmış kirli iç çamaşırlar bile göze çarpıyor. 5-6 genç, tozlar arasında işe yarayabilecek gömlek, pantolon, kazak, süveter, atkı, şapka arıyorlar. Ama şanslarına sık sık kirli iç çamaşırları ile çoraplar çıkıyor. Gençler o kadar gayrısıhhi şartlarda çalışıyorlar ki, bulaşıcı bir hastalığa yakalanmamaları için kendilerine Kızılay Dispanseri'nde karma aşı uygulanmış. Ayrıca, her gün bir kilo süt, yarım kilo yoğurt veriliyor. Rıfat Yurt, "Gönderilen malzemenin yüzde 95'i hiçbir işe yaramıyor. Üstelik bunların imhası da büyük sorun oluyor. Vatandaşlardan özellikle rica ediyoruz. Kendilerinin giyemeyeceği şeyleri bize göndermesinler" diyor. Hiçbir işe yaramayan yardım malzemelerinden bir müze kurulsa ne hoş olurdu diye düşünüyoruz.. Bir yanda anlı şanlı Merkez Bankası'nın taşları, bir yanda Karayolları'nın boğaz molozları, bir diğer yanda SSK'nın kırık sandalye ve masaları.. Bir köşede "kadirşinas" vatandaşlarımızın sütyenleri ile delik çorapları..

Ya vadeli çekler yoluyla yapılan yardımlara ne demeli? Parlamenterler Birliği Marmara depreminin ilk günlerinde televizyon kanallarını sırayla dolaşmış, eski milletvekillerinin depremzedelere yardım amacıyla aralarında topladıkları 100 milyar lirayı Kızılay'a verdiklerini söylemişlerdi.

Meğer Parlamenterler Birliği vadeli çek vermiş Kızılay'a. Yani, çekin tahsili ancak 2000 yılında mümkün olabilecek. Gaziantep Valiliği'nin Kızılay'a verdiği 800 milyar liralık çek de bugüne kadar kullanılamamış, çünkü o da vadeli. İşte depremin bir de bu yüzü var...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır