kapat

12.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
'Para güvene gelir'
Adından çok lakabıyla tanınan, üç kere zirveye çıkıp, üç kere aşağı yuvarlanan Türk halkının adını asla unutmadığı, 1980'lerin ünlü bankeri Cevher Özden, yani Banker Kastelli, kamunun iç borç sorununu çözmek için yurtdışına ihtiyacı bulunmadığını belirtti.

Türkiye'nin yeterli kaynağa sahip olduğunu belirten Özden, bu kaynağın sisteme akabilmesi içinse devletin vatandaşa güven vermesi gerektiğini belirtti.

Kaynak bulma konusunda 1980'lerde büyük başarı sağlayan Banker Kastelli ile iç borcun tasfiyesi için kaynak sağlama yollarından sermaye piyasalarına kadar geniş bir yelpaze üzerinde sohbet ettik.

* Şu anda ne ile uğraşıyorsunuz?

Eski alacakların tahsili ile. Başka hiç bir işim yok.

* Ne kadar alacağınız var?

Aşağı yukarı 15 trilyon. Yani düşünebiliyor musunuz, bir müessese, başında bir genel müdür. 1988'de 500 milyona daireyi satıyor, 500 milyona ipotek koyuyor. O daire 1999 yılında oluyor 350 milyar ama üzerinde hâlâ 500 milyon ipotek var. Millet parasını vermeden gidiyor. 60 milyon ödüyor gerisini ödemiyor. Böyle aşağı yukarı 35-40 kişide 15 trilyona yakın alacağımız var.

* Borsayla ilgileniyor musunuz?

Borsayla ilgileniyorum. Ama zamanında Kahveci dedi ki 'Ben seni borsaya sokmayacağım.' Benim hakkımda da bir kararname çıkarttı.

* Yatırımcı olarak borsaya girmenizde bir sakınca var mı?

Hayır. Bir sakınca yok.

* Hisse senedi yatırımınız var mı?

Hayır. Ben kapalı kapılar ardında oynamam. Ben sahnede olmak istiyorum. Bütün halkın gözünün önünde oynamak istiyorum. Ben sana şunu söyleyeyim, bu şartlar altında devam ettiği sürece borsanın bir senelik ömrü var ya da yok.

* Çok kesin konuşuyorsunuz?

Evet kesin konuşuyorum.

* Ama 600 bine yakın yatırımcı var?

Evet var ama. Bir dakika...

* Yüzbinlerce insanın olduğu gibi bir piyasa bir sene sonra sona erer mi?

600 bin kişinin içinde kaç kişi aktif?

* Onbeş - yirmi bin diyelim...

Siz bu rakamları Takasbank'tan alıyorsunuz. 70 milyonluk Türkiye'de 20 bin kişinin borsada oynamasıyla borsa ayakta kalır mı kardeşim? İçerdeki kumarbazlar bu işi nereye kadar götürebilirler? Elbette borsada oyuncu olacak. Borsa oyuncusuz olmaz; borsanın derinleşmesi lazım. Borsanın güven kazanması lazım. Borsa denilince insanlar illallah diyor.

* Benim merak ettiğim bu kadar ilginin ardından yatırımcı olarak niye olmadığınız. İnanmıyor musunuz şirketlerin geleceğine?

Elbette ki inanıyorum. Fiyatlar suni. Orada kumar oynanıyor. Ben o kumarın içine girdiğim zaman herşeyimle girerim ve kumarı da durdururum. Ama bir potansiyelle girerim. Şahsi paramla değil. Şahsi paramı biraz da riske etmem. Oynamam. Ben bu işi gurur meselesi yaptım. Benim üç tane şirketim hayatta. Neden bu şirketleri borsaya almıyorlar? Mesele bu. Şirketlerimin hepsi tasfiye edilmiş. Hatta 235 milyon dolar resmen para devretmiş tasfiye fonuna, 590 milyon alacağı da tahsil edilmemiş.

* Gayrimenkul piyasasında olduğunuz için, menkul kıymet piyasasını da biliyorsunuz. Aralarında nasıl bir ilişki var?

Birbirinden çok ayrıdır. İkisinin müşterisi de çok ayrıdır, ikisinin hadisesi ayrıdır. Şu anda gayrimenkul piyasası tamamen ölmüş, çökmüş durumda. Şu anda değer biçiyorsunuz, 1 milyon dolar 500 bin dolar veren yok. Halbuki değeri 1 milyon dolar. Benim başımda aynısı var. Bir yalım var. Nedeni de şu: Enflasyonu aşağı çekelim diye bu hükümet aktiviteyi dondurdu.

* Ben de o konuya gelecektim. Ülke bir kaynak sıkıntısı çekiyor. Nasıl bir kaynak yaratılır?

Türkiye'nin dışarıya avuç açmaya ihtiyacı yok. Türkiye'nin iki şeye ihtiyacı var. Bir, içerdeki idarenin sağlamlığına inanacak. Yani güven. Bütün mesele güven meselesidir. Siyasi istikrar ve güven. Siz bir sene evel bir Vergi Kanunu yapıyorsunuz, bir sene sonra Vergi Kanunu'nu değiştiriyorsunuz. Böylesine yaz boz tahtası olan bir ülkede...

Başka bir öneri daha getireyim sana. Bugün halkın elindeki altın stokunu bilemiyorum ama rivayetler var, 100 milyar dolar deniliyor. Ben altın tahvili çıkartacağım. Ben bunu 77 yılında önerdim. Ben bu altının yüzde 50'sini çıkartıp alabilirim. Döviz karşılığı tahvil çıkartabilirim ve bunu ülkemde satarım. Benim ülkemde korkarak dışarıya çıkan, en az 10 bin kişinin 150 milyar doları var.

* Para neden yurtdışında, yastık altında?

Güvence yok... Güvence versin. İkide bir zik zak yapmasın. Bu tip oyunlar oynanmaz. Onun yaptığını bozayım, yeni bir şey kurayım olmaz. Statükoyu muhafaza edeceksin. Bir şart koyduysan halk sana güvenecek. En basit örnek: Benim karımın bir miktar parası bankada, bir miktarı bankanın kasasında. Devlete güvenmiyor. Devlet tahvili almıyor. Bunu Banker Kastelli'nin karısı yapıyor.

Ülkenin zaafiyeti burada.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır