Tartışın
Hiç işitiyor musunuz, Seçim Kanunu'nu değiştirelim diye bir lâf?

Yeni bir Siyasi Partiler Kanunu için en ufak bir hazırlık var mı?

Yok.

Unuttular.

Ne zaman ki bir seçim olacak, yâni yumurta tekrar kapıya gelecek, işte o zaman başlayacaklar yine şikâyete:

- Bu Seçim Kanunu değişmelidir. Siyasi Partiler Kanunu değişmelidir... Yeni bir yapı, yeni bir çatı... Barajı indirelim, yok, çıtayı yükseltelim.

Hepsi yalan.

Bunların hiçbir şeyi değiştireceği falan yok.

*

Ama boylarından büyük işe kalkıp, Anayasayı değiştirmeyi düşünüyorlar.

- Cumhurbaşkanını halk mı seçsin, Meclis mi?

Vallahi hangisi seçerse seçsin ama 5+5 olmaz.

Neden olmaz.

Eğer halk seçecekse, ikinci def'a seçilebilmek için Cumhurbaşkanları Halk Dalkavukluğu'na başlar.

Eğer meclis seçecekse, ikinci 5 yıl uğruna, Cumhurbaşkanları bu def'a da partilerin oyuncağı olur... Her parti o'nu parmağında oynatır.

Bırakınız böyle kalsın.

7 yıl...

Ve bir def'a...

Gerekirse tabii ki de temdit... O başka.

Ama işin özüne dokunmayın... Cumhurbaşkanlığı makamını hafifletmeyin.

*

Sizin Anayasayı falan değiştirebileceğinizi hiç sanmıyorum ya, ama sahiden değiştirecekseniz şu 40 yaş ve üniversite diploması şartını kaldırın bâri.

Genç Türkiye'ye, 40 yaş üstü Cumhurbaşkanı şartı konur mu? 39 yaşında bir ideal aday bulursak o'ndan faydalanamayacak mıyız?

Sonra... Ne demek yüksek tahsil..

Bu devirde lise diploması zaten on para etmiyor, Yüksek Öğrenim zaten çağın gereğidir...

Ama o'nu muhtardan belge ister gibi öne sürmek, bir referans olabilir mi?

Öyle üniversite mezunları var ki tın tın... Buna karşın öyle lise mezunları var ki canavar gibi.

Biz, en hayati önem taşıyan bakanlıkları ilkokul mezunlarına teslim edebildikten sonra, Cumhurbaşkanımız üniversite mezunu olmuş ne yapayım?

*

Cumhurbaşkanlığı konusu açıldığında, herkes elbiseyi kendi vücuduna göre biçiyor.

- Halk seçsin...

- Meclis seçsin.

- Aynı insan iki kere seçilsin... 5+5 olsun.

- Yetkileri artsın... vs.

Bunların her biri kişisel bir neden'le söylenmektedir. Yâni, bir sistem arayışı yok ortada... Sadece ben varsam demokrasi vardır hikâyesi...

*

Bülent Ecevit, özveri sergiler gibi Cumhurbaşkanlığı aklımdan bile geçmedi diyor.

Dürüst bir lidere bu yakışmıyor. Çünkü demeliydi ki:

- Ben zaten olamam. Çünkü lise mezunuyum.

Biz de o zaman o'na derdik ki:

- Ziyanı yok efendim lise mezunu olun... Ama Çankaya'ya yakışırsınız.

Kamer Genç neyine güvenerek aday olacak.

Belli ki üniversite diplomasına.

Bilmem anlatabildim mi?