kapat

01.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ATİLLA DORSAY(adorsay@sabah.com.tr )


Haremin son günü Yönetmen Özpetek

Harem-Suare'de gemiyi karaya oturtmamış. Ama cilanın ardında yine de sayısız boşluk sırıtıyor...

Harem-Suare

Yönetmen: Ferzan Özpetek

Senaryo: F. Özpetek, Gianni Romoli

Görüntü: Pasquale Mari

Müzik: Pivio ve Aldo de Scalzi

Oyuncular: Marie Gillain, Alex Decas, Serra Yılmaz, Haluk Bilginer, Nilüfer Açıkalın, Selda Özer, Pelin Batu, Ayla Algan, Lucia Bose, Valeria Golino

Türk-İtalyan-Fransız ortak yapımı.

Ferzan Özpetek'i insan olarak çok seviyorum. Bir Türk yönetmeninin bir dış ülkede böylesine kendisini göstermesi ve iki filmiyle tüm dünyada ilgi uyandırması da çok hoş bir şey. Bu başarıyı küçümsemek istemiyorum.

Ama nihayet sevgi, sempati, hoşgörü gibi şeyler, adına eleştiri denen belalı uğraşla uyuşmaz. Özellikle "Harem-Suare"nin Özpetek adına o çok sevimli, çok sıcak, çok kişisel ve çok insancıl "Hamam"dan sonra bir ileri adım olmadığını ve sayısız kusuru bulunduğunu da birilerinin belirtmesi gerekiyor.

Osmanlı haremi gibi üzerinde çok konuşulmuş, çok yazılmış, daha çok da hayal kurulmuş olan bir kurumun, içinde sayısız insancıl duygu barındıran, egzotik ve erotik düşlerin bu büyülü mekânının bir Türk sinemacısı tarafından ele alınması kendi başına önemli. Özpetek'in önüne çıkarılan sayısız güçlüğe karşın, hikâyeyi temelde belli bir görsel zenginlikle anlattığı, birçok ülkeden sayısız oyuncudan kimi zaman iyi oyunlar aldığı ve gemiyi karaya oturtmadığı da söylenebilir.

ZAMAN YANLIŞ, PLAN BERBAT
Ama bu kadarı doyurucu olmuyor. Cilanın ardında sayısız boşluk sırıtıyor. Öncelikle filmde işlenen insan dramları yeterince belirmiyor. Onca ilginç, 'pitoresk' kişilikten geriye soluk birer görüntü kalıyor. Özpetek, ne İtalyan kökenli cariye Safiye'yle padişahın, ne de Safiye'yle haremağası Nadir'in son derece özel, demek ki son derece dramatik aşklarını duyuramıyor. Özellikle Abdülhamit karakteri, Haluk Bilginer gibi bir oyuncuya karşın sanki hiç yok filmde... Padişahla Safiye'nin tek bir başbaşa sahnesinin olmaması da büyük eksiklik...

Sinema iki temel ögeye dayanır: Zaman ve mekân... Özpetek ikisine de hâkim değil. Hikâyeyi, çok uzun yıllar sonra, iyice yaşlanmış Safiye'nin bir tren istasyonunda Doğu'ya gitmek üzere olan bir genç kadına anlatması filme öylesine yedirilememiş ki, seyirciyi serseme çeviriyor. Bu bölüm sanki sadece farklı kuşaklardan iki ünlü oyuncuyu, Lucia Bose ve Valeria Golino'yu jeneriğe koymak için kullanılmış gibi...

Mekân sorunu daha da berbat... Hep yakın ve orta planlarla ilerleyen filmde, haremi, onun genel havasını, içinde onca dramın yaşandığı mekânları veren hiçbir plan yok... Bir türlü o hareme giremiyor, o duyguyu hissedemiyor, o klostrofobiyi yaşayamıyoruz.

YİNE DE ÖNEMLİ ADIM
Film, bence en ilginç bölümüne haremin kapatılmasından sonra kavuşuyor. Osmanlı'nın bu 'yozlaşmış kurumu'nu hareket ordusunun genç subaylarının kapatması ve kadınların kendilerini birden sokakta bulmaları, son derece dramatik... İşte özgürlük: Ama ne için, ne yapmak için? Üstelik bu bölümde Özpetek, o geniş avluda ilk kez mekân sorununu çözümlüyor ve filme gerçek bir fiziksel duygu katabiliyor. Ama biraz geç!.. "Harem-Suare" yılın ilginç Türk filmlerinden biri. Belki haremin binbir yüzüyle anlatılmasına giden yolda, pek başarılı olmasa da önemli bir adım. Ama, hakşinas olmak için, Halit Refiğ'in yıllar önce bir Kemal Tahir senaryosu üzerine çektiği "Haremde Dört Kadın"ın hâlâ daha iyi gözüktüğünü de söylemek gerekiyor.

MAFYA PARODİSİ
Anlat Bakalım (Analyze This)

Yönetmen: Harold Ramis

Senaryo: Peter Tolan, H.Ramis, Kenneth Lonergan

Görüntü: Stuart Dryburgh

Müzik: Howard Shore

Oyuncular: Robert de Niro, Billy Crystal, Lisa Kudrow, Joe Viterelli, Chazz Palminteri

Warner Bros yapımı.

Sayısız Mafya filminden sonra, bir Mafya parodisi görmek ne hoş!.. Mizahın gücü budur işte: En ciddi konulara yeni perspektifler getirir, en sıkıntılı hikâyeleri yeni bir gözle görmemizi sağlar... Ruhsal bir bunalım geçiren bir Mafya babasının çareyi bir psikiyatrda aramasının öyküsü, "Anlat Bakalım!.."

Paul Vitti, evlenmek üzere olan doktor Ben Sobol'a kancayı takıyor ve adamın hayatını altüst ediyor. Ama sonunda herşey gerektiği gibi tatlıya bağlanacaktır.

Mafya filmlerinin bilinen hemen tüm ögelerini ters-yüz ederek kullanan film, ruh doktorluğundan FBI'a, tipik Amerikan başka kurumları da iyice hicvediyor. Özellikle iki adamın birbirlerini karşılıklı etkilemeleri ve doktorun da `doktorluk' olduğunun ortaya çıkması, filme ince bir mizah boyutu daha ekliyor.

De Niro ve Crystal, tam rollerine oturmuşlar. Ama filmin en çok hatırlanan oyuncusu, Vitti'nin bodigardını oynayan irikıyım Joseph Viterelli... Çok acaip fiziğini büyük bir kompozisyon yeteneğiyle destekleyen oyuncu, bu yıl yardımcı oyuncu dalında Oscar adayı olursa şaşmam!...

Haftanın yıldız tablosu

Basit Bir Plan iiii

Anlat Bakalım iii

Harem-Şuare ii

Fırtınalı Aşk ii

Kaçak Gelin ii

Dava ii

Matrix ii

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır