Tebrikler Günter Grass!
Yüzyılın son Nobel edebiyat ödülü Alman yazarı Günter Grass'a verildi.
Büyük sanatçılar, sadece yaratılarıyla değil, dünyaya karşı duruşlarıyla da değerlendirilmeli.
Çünkü hünerli bir bilek, herşeyden önce namuslu yürek ister!
Bunun en güzel örneklerinden birisi Günter Grass.
Grass yalnız "Teneke Trampet" gibi başyapıtlarıyla değil, faşizme, ırkçılığa, zulme, insan hakları ihlallerine karşı çıkmasıyla da yüzyılızın büyük figürlerinden birisi oldu.
Her olayda namuslu yüreğini ortaya koydu.
***
Geçen yıl Yaşar Kemal'e Almanya'nın en büyük edebiyat ödülünün verilmesi dolayısıyla Grass'ı daha yakından tanıma fırsatı bulmuştuk.
Meslektaşı Yaşar Kemal'e büyük destek veren ve ona olan hayranlığını gizlemeyen Grass, ödül töreni sırasında yaptığı konuşmada "Alman olmaktan utanıyorum!" diyebilmişti.
Hem de eski cumhurbaşkanının, politikacıların ve bütün Alman medyasının gözünün içine baka baka söylemişti bunu.
Koca yazar, Almanya'daki Türklere reva görülen muameleden ötürü haykıra haykıra "Alman olmaktan utanıyorum!" diyordu.
Bunu Türkiye'ye uyarlayıp, bir Türk yazarının "Türk olmaktan utanıyorum!" cümlesini haykırmasını düşünün ve Grass'ın davranışını öyle değerlendirin lütfen.
***
Grass'ın unutulmaz romanı Teneke Trampet, hiç büyümeyen Oscar'ın yaşamını odaklayarak Alman nazizmini anlatıyordu.
Alay ederek, yerin dibine batırarak, nazizmin iğrenç yüzünü açığa çıkararak...
Romanda unutulmaz sahneler vardı.
Bir tanesini analım: Bombalar altında inleyen, bitmiş tükenmiş Berlin'de herkes Soğanlı Mahzen Barı'na gitmeye başlamıştı. Çünkü orada herkese bir tabak içinde iri soğanlar ve birer bıçak veriliyordu. Bu soğanları soymaya başlayanların gözlerinden yaşlar boşanıyor ve böylece perişan hallerine "ağlamadan" ağlamış oluyorlardı.
***
Son yıllardaki isabetsiz seçimleriyle durmadan eleştiri alan Nobel komitesi bu kez doğru bir karara imza attı.
Sevinçliyiz; çünkü Günter Grass hepimizin yazarıdır.