kapat

01.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )


Hayal dünyası

Hayret ki ne hayret... Meğer Clinton ne imiş de, bizim haberimiz yokmuş..

ABD Başkanı Türkiye'nin farklı bir müslüman ülke olduğunu söylemiş.. Dünyada kimsenin bilmediği bu gerçeği açıklaması gerçekten müthiş değil mi?

Türkiye'nin diğer müslüman ülkelere örnek olacağını da vurgulayarak, bir başka çok önemli noktaya parmak basmış..

Clinton, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğini desteklediklerini de belirterek, bu kez bir başka tarihi gerçeği açıklamış..

Bakü-Ceyhan'ı desteklediklerini telaffuz ederek yüreklerimize su serpmiş..

Clinton'ın verdiği mesajların büyüklüğü o kadar belirgin ki, adeta dayanılır gibi değil diye düşündük..

Haa, bir de "Kıbrıs'ta 1974 öncesine dönülmez" demiş..

"Yaşasın Clinton, kahrolsun Clinton'ı devirmek isteyen ABD'deki Cumhuriyetçiler" sloganı atarak Washington sokaklarında dolaşmanın tam zamanıdır gibimize geldi..

Geldi ama, Clinton'ın Kıbrıs'la ilgili bu sözlerini, altında ne olduğunu anlayabilmek için bazı kişilere sorduk.. Aldığımız cevap son derece ilginç ve çarpıcı oldu. Cevap şu idi:

"Başkan Clinton, Başbakan Ecevit ile görüşmesinde, asla böyle bir cümle kullanmadı.. Onun cümlesi Kıbrıs'ta 1974 öncesi yaşananların gözününe alınması gerektiği şeklinde idi.."

Şeytan'ın ayrıntılarda gizli olduğunu bildiğimiz için aklımıza diğer konuları da sormak geldi.. Diyalog şöyle sürdü:

"50 yıl sonrasını görme kabiliyeti olanlar, Türkiye'yi AB'ye aday yapar dedi mi Başkan?"

"Hayır böyle demedi. Başkan, Türkiye'nin 50 yıl içinde çok önemli rol oynayabileceğini söyledi.."

"Peki, Türkiye farklı bir müslüman ülkedir ifadesi?"

"Onun böyle bir ifadesi yok..."
Şaşırdık.. Ama hemen anladık ki, her kim veya kimlerse birileri gazetecilik mesleğinde "Spinning" denen şeyi yapıyor. Yani bazı gazetecileri arayıp işi allayıp pulluyor..

Ama o zaman ortaya bir "Hayal dünyası" çıkmıyor mu? Bunun çok önemli bir sakıncası var.. O da, hayal dünyasında yaşanamadığı..

Bu konuyu burada noktalayıp gelelim Kıbrıs konusuna.. Bizim, Washington'da Beltway'in altında yaşayan ve kulakları çok uzun olan arkadaşlarımıza ulaştık ve sorduk:

"Kıbrıs konusunda Ecevit size göre ne yapmak istiyor?"

İşte cevap:
"Bir şeyler yapması gerektiğini anladı. Bu belli.. Ama sanki ne yapacağını bilemiyor gibi.. Bu konunun Türkiye içinde kendisine eksi fatura çıkarmasından endişe ediyor galiba.. Ama bir yol mutlaka bulunacak. Ve bu yolun bulunmasında, Amerikan yönetimi, Ecevit'i incitmeyecek bir yöntem bulacak.. İşin özeti bu.. Kıbrıs'ta çözüm yoluna girilmesi, Türkiye'yi hem ekonomik hem siyasi anlamda sandığınızdan çok daha fazla rahatlatacak.."

Daha sonra Senato'da bir senatörün Ecevit karşısında terbiye sınırlarını aşmaya başlaması üzerine çıkması beklenen kavgaya İsmail Cem'in nasıl müdahale ettiğini anlattılar uzun uzun.. Kullanılan cümleleri sıraladılar.. Bravo İsmail Cem... Gayet iyi yapmışsın.. Eleştiriye, farklı görüşe evet, ama terbiyesizliğe hayır..

Washington ile ilgili bizim uzun kulaklardan son bir saptama:

Amerika başkentinde Post-Ecevit dönemi (Ecevit sonrası) konuşulmaya başlanıyor.. Hem de önümüzdeki hafta.. Bu konuya ilerde devam edeceğiz.. Öğrenebildiklerimizi bütün gerçekliği, bütün çıplaklığı ile yazacağız.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır