kapat

22.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Adam hem parasından hem de zamanından oldu...

Hani bir laf vardır, "Böyle başa böyle traş" diye... İşte bizim halimiz de böyle... Hakkını aramak için istediğin kadar uğraş, dur... Kimsenin umrunda bile değil. Herkes bildiğini okuyor.

Bu lafları sizin için söylüyorum Sayın Sarar Giyim ve Tekstil A.Ş. mensupları... Nasıl iş bu böyle?... Adam sizden dünyanın parasını ödeyip bir palto alıyor ve bir sezon dahi giymeden bu paltonun rengi soluyor... Lacivert palto mor renge dönüşüyor... Normal bir insan ne yapar, bu paltoyu alır size getirir ve sebebini sorarak, değiştirilmesini ister. Adamcağız da zaten başka birşey yapmamış, aynen böyle davranmış. Ama siz inceledikten sonra verdiğiniz cevapta gerekçe olarak "Palto itina ile giyilmemiş... Konu olan paltonun belirgin yerlerinde görülen renk atmaları kullanım hatası sonucunda meydana gelmiştir." diyerek müşteriyi suçlu duruma düşürmüşsünüz. Normal bir insan ne yapar, tabii ki Tüketiciyi Koruma birimine başvurur.

İsmi bende saklı olan vatandaş ta davasında kararlı olduğu için durumu Ankara-Altındağ Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'na bildirmiş. Orada alınan karar şu; "Gereği düşünüldü; Palto renk değiştirerek giyilemeyecek şekil aldığından yenisi ile değiştirilmesine ve satıcı bu zararını müteselsilen sorumlu olan imalatçı veya ithalatçıya aktarabileceğine oy birliği ile karar verildi." Kararın altında 5 tane imza...

Eh bu karar da alındıktan sonra tabii sizin paltoyu değiştirme zorunluluğunuz ortaya çıkıyordu. Ama siz yine hukukun boşluklarından istifade ettiniz. Ve müşterinizin zararını tazmin etmediniz. Bu ne biçim ticaret, bu ne biçim esnaflık?... Bu kadar büyük bir firmaya bu yakışır mı?... Adamcağız hem dünyanın parasını verip, sizden palto aldı hem de başına gelmeyen kalmadı. Derhal yaptığınız ayıbı temizleyin...

Gökçeada vapurlarından şikayet var...
Gözden ırak olursa gönülden de ırak olunuyormuş... İşte Gökçeada vapurları da böyle... Nasılsa gören yok diye oraya konulan görevliler bildiklerini okuyorlar. Denizcilik İşletmeleri'nin görevlileri maalesef çalışmıyorlar.

Misal mi istiyorsunuz; Bu adadan günde 3 gemi kalkar, 08:00 ve 16:00'da arabalı vapur, 12:45'de ise Yeşilada feribotu... Sabah 08:00 arabalı vapuruna binebilmek için saat 06:00'da araç kuyruğuna girersiniz. Tam gişeye geldiğinizde memur Salih bey suratınıza vapurun kalkmayacağını söyler. Belki Yeşilada vapuru ile gidebilirim diyerek 1 km ötedeki iskeleye fırlarsınız ve sıraya girersiniz. Ondan sonra da 12:45'e kadar nerede beklemeniz gerekir, tabii ki bekleme salonunda değil mi?... Ama hayır, salona giremezsiniz. Çünkü salon kapalıdır. Peki burayı kim açacak, yine bizim Salih bey... Ama onu arayacak olursanız, iskelede balık tutarken yakalarsınız.

- Pekii kardeşim iyi, güzel, balığını tut, birşey diyeceğimiz yok ama neden yolcu salonunu kapalı tutuyorsun?... - Yasak da ondan... Daha neler, neler... Denizcilik İşletmesi Müdürü, şuraya el at bakalım...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır