Türkiye ve Tayvan.. Benzerlikleri 34 gün ara ile uğradıkları depremler.. Ama hepsi o.. Sonrası bize utanç ve ibret!
İki ülkeyi ayıran fark hem depremin yıkımında, hem felâket sonrası kurtarma çalışmalarında ortaya çıkıyor.
Orada, Çetin Altan'ın tanımıyla tıkır tıkır işleyen bir "teknik devlet", burada cart-curt üstüne kurulu bir "kabuk devlet"..
Marmara'da 7.4 şiddetindeki deprem 80 bin binayı yıktı, 15 bin insanı öldürdü.
Tayvan'daki 7.6 şiddetinde oldu. Yani yıkıcı etkisi onlarca kat fazla bir depremdi.
Ama onlar bizim kayıplarımızın onda birinde kaldılar. Neden? Cevap Amerika'daki Deprem Bilgi Merkezi'nden geldi:
"Uluslararası yapı normları iki ülkede de yürürlüktedir. Ama bu normlar Tayvan'da uygulandı, Türkiye'de uygulanmadı. Fark burada.."
Tayvan'da binalar, bizdeki gibi un ufak olmadı. Çünkü devlet hırsızlığa fırsat tanımamış. Tayvanlı, bizdeki gibi bir de hırsız müteahhitlerin ve rüşvetçi belediyelerin günahını ödemedi..
Uydu yayınlar bütün toplumları ve devletleri uluslararası bir sahnede yarıştırıyor.
Deprem sonrasının görüntüleri bizden bir kıyamet tablosu olarak dünyaya yansıdı:
Fedakâr fakat çaresiz insanların donanım ve disiplinden yoksun perişanlığı "Türkiye görüntüsü" olarak zihinlere yerleşti.
Tayvan görüntülerinde hiç çarşafa ve battaniye sarmalanmış, karga tulumba götürülen yaralı veya ölü gördünüz mü? Hayır.. Enkaz üstünde yakınlarını arayanlar da görmediniz..
Tam donanımlı kurtarma ekipleri harıl harıl, ambulanslar vızır vızır çalışıyordu.
Ve orada "deprem oldu diye okulları kapatmak" kimsenin aklına gelmedi!
Şimdi denilecek ki.. "Tayvan Türkiye'den daha zengin, halkı daha eğitimli.."
Evet ama Demirel ve Ecevit bu ülkenin kaderini ellerine aldıkları tarihte Türkiye iki yönden de Tayvan'ın önündeydi.
Haydi deprem "takdir-i ilâhi" diyelim..
Peki bu ne?
Yedi kişinin ölümü ile sonuçlanan katliam ardından içerde 6 tabanca, 61 mermi, bıçaklar ve uyuşturucu ele geçirildiğini açıklandı.
Öteki "zula"larda ne var Allah bilir..
Adalet Bakanı Türk "Tek önlem, cezaevi sistemini değiştirmek ve koğuştan oda sistemine geçmektir" dedi.
Nasıl geçilecek?
Devlet, içerdekilere söz geçiremediği için cezaevlerini afla boşaltacak, sonra bu tecrübe unutulmadığı takdirde yeni düzeni kuracak..
Basiretsiz iktidarlar "içeri"yi dışarıya çevirdiler.. Bu iktidar da affı çıkararak dışarısını "içeri"ye benzetecek!
Bayrampaşa tecrübesi af diye tutturan iktidarın aklını başına getirdi mi acaba?
Dün görüştüğüm Adalet Bakanı Türk, yasa mecliste tekrar ele alındığında cinayet suçlularının aftan yararlanmaması için yine ısrarlı olacağını söyledi.
Türkiye'yi nasihatlar değil musibetler yönetiyor!