KOPYA ÇEKMEK YETMİYOR
Hiç bir şey garanti değil artık. Geçmişin başarılı yöneticilerinden "kopya çekmek" işe yaramıyor. Pıtırak gibi artan sorunlar, yepyeni çözümler istiyor.

Ve siz sayın genel müdür, gökdelenin üst katındaki odanızda yalnızsınız. Yardımcılarınız, olayları yorumlarken, sizin onaylayacağınızı tahmin ettikleri formülleri kullanıyor. Önerdikleri çözümler, kafanızdakilerin adeta kopyası. Her şey tepedeki adama göre ayarlanmış. Bu ortamda zaman hızla akıp giderken, siz kendinizi bir kısır döngünün içindeymiş gibi hissediyorsunuz.

Orta ve alt kademe ise çözümü maroken koltuklarda oturanlara bırakmış durumda "Aynı gemideyiz" sözüyle başlayan geniş toplantılar da artık bir yarar getirmiyor. Şirkete yeni fikirler, yeni çözümler lazım ama bu nasıl sağlanacak?

HİZMET EDEN YÖNETİCİ
1990'da ölen ünlü Amerikalı Robert K.Greunleaf, işletmeler ve sivil toplum örgütlerindeki bu temel soruya "hizmet eden yönetici" kavramı ile cevap verilebileceğini savunmuştu. Greenleaf'in günümüzde de ilgi gören tezi şöyleydi.

"Yeni dönemin sorunları bir dahi de olsa artık tek bir kişinin üstesinden gelemeyeceği kadar karmaşık ve çok boyutlu. Bu sorunların belirlenmesi, irdelenmesi ve çözüm bulunması, kurumun yenilenmesi için tüm çalışanların katkısı gerekiyor. Bu gönüllü katkı, eski dönemin minapülatif yönetim anlayışıyla sağlanamaz. Sorunlar ancak yeni bir hizmet anlayışı ile çözülebilir.

ÖNCE İNSAN YAKLAŞIMI
Hizmeti esas alan yönetici kendini çalışanlarına, ekonomiye ve topluma "borçlu" hisseder Hayat bilançosunun pasifinde bu borç vardır. Çalışmalarıyla, davranış ve tutumuyla elemanlarına örnek olmaya özen gösterir. İnsanları dinler, anlamaya çalışır. "Önce insan" yaklaşımı içtenlikle uygulandığında, çalışanlardan güvenoyu almak kolaylaşır."

Hizmete öncelik veren yönetici, elemanların desteğine ve yardımına ihtiyaç duyduğunu, davranışlarıyla belli eder. Hatalarının sorumluluğunu şeffaflık ortamında kabullenir. Bu süreç sonunda, insana gösterilen saygı, çalışana verilen hizmet, şirketi yaşayan ve sürekli gelişen bir organizmaya dönüştürür. Bu tarz yönetim anlayışında, yönetici artık yalnız değildir. Çalışanlara verilen destek ve yardım, verimlilik ve pazar payının artışı olarak geri döner.

"Hizmet" anlayışı, gelecek yüzyılın yöneticisi için gerekli bir nitelik. Ancak tek başına bu nitelik de yeterli değil. Yeni dönemde yöneticilerin adeta bir "girişimci" gibi düşünmesi ve davranması gerekiyor. Dünya ülkeleri arasındaki ekonomik sınırların giderek kalktığı bir dönemde yöneticinin araştırmaya, yeni bilgiler edinmeye ve risk almaya da hazırlıklı olması şart.

GİRİŞİMCİLİK ŞART
Girişimci yönetici, toplumun her kesiminin ihtiyaçlarını, özlemlerini bilmek, kavramak zorunda. Yabancı kültürleri izlemek, dünya ekonomisi ve politikasını hiç olmazsa genel hatları ile izlemek yeni tip yöneticinin başta gelen görevleri arasında olacak. Girişimci profesyonelin şirketinde, cesaretin kaynağını, bilgi ve hep öğrenme oluşturacak.

SİVİL TOPLUM
Yeni bir hizmet ve girişimcilik anlayışı, yalnız şirketler için değil, tüm sosyal ve siyasi kurumlar için de gerekli. Önümüzdeki yüzyılda yalnız şirketler değil, tüm sivil toplum kuruluşları, yardım kurumları ve partiler de yeni bir hizmet ve girişimcilik anlayışı geliştirmek zorunda. "Halka hizmet" kavramı sıfırdan ele alıp irdelemeyen bir partinin yüzde 20'sinin üstünde oy alması imkansız görünüyor.

Hizmet ve girişimciliği esas alan yeni projeler üretmeyen dernekler ise bir tabela örgütü olmaktan kurtulamayacak. Bürokrasinin hantallığının aşılması ve günlük hayatımızda kalitenin yükselmesi de yine hizmeti esas alan bir girişimicilik anlayışının, devlet kadrolarının egemen kılınmasına bağlı.