Fatih GÜLLAPOĞLU

Yasemin YALÇIN BOZKURT

17 Ağustos sabaha karşı büyük deprem Gölcük'te yüzlerce evi yerle bir ederken, 7 katlı Martı apartmanı da en alt katta oturan kaynak ustası Ömer Kuzu'nun üzerine çöküyordu. Kuzu, sol kolu bir kolonun altında kalmış, bir beton parçası göğsünü sıkıştırmış, ama yaşıyordu. Asırlar kadar uzun geçen bir üç saatin sonunda karanlık bir dehlize dönüşen kolonların altından bir ışık ve bir vücut gördü. Kendisine doğru sürünerek gelen er üniformalı genç, "Korkma amca seni buradan çıkartacağım" diyordu.

Kısa bir sohbet başladı:

- Adın ne oğlum?

- Hasan, amcacığım.

- Hasan oğlum, kolum kolon altında, kolumu kesmezsen beni buradan çıkartamazsın.

- Nasıl keserim amca?

- Kes evladım ben bağırmayacağım.

Konuşmalar tünelin ucundaki Hasan askerin komutanına ulaştı. Komutan kararlıydı:

"Gel Hasan sana bıçak vereceğiz, amcanın kolunu keseceksin."

Maket bıçağıyla ameliyat
Hasan asker geri döndü ve kendisine verilen maket bıçağını alarak tekrar tünele süzüldü. Ömer Kuzu'ya ulaştığı sırada Gölcük yine sallanmaya başladı. Ve o an Hasan asker ile Ömer Kuzu arasında bir insan yüreğinin dayanamayacağı şu diyalog geçti:

- Deprem başladı Hasan oğlum, çık buradan hiç değilse sen canını kurtar.

- Sen bunu düşünme Ömer amca, Allah'ın izniyle ben seni kurtaracağım.

Ve Hasan asker, Ömer Kuzu'nun kolunu maket bıçağıyla kesmeye başladı. Bir yandan kesiyor, bir yandan hüngür hüngür ağlıyordu. Sonra Hasan asker Ömer amcasını kucakladı ve hayata taşıdı.

İşte o andan sonra birbirlerinin izini kaybettiler. Taki bir ay sonra buluşana kadar. Bu buluşma Gölcük'te, artık Donanma Komutanlığı binası olarak kullanılmaya başlanan Preveze Harpoyunları binasında gerçekleşti.

Sarıyer mayın gemisinde er olan Hasan Soylu'yla "Ömer amcanın kolunu keseceksin" emrini veren gemi komutanı yüzbaşı Önder Akgün çakı gibi beklerken, Ömer Kuzu hem Hasan askere hem de Önder Akgün'e tek koluyla sarılmaya çalışıyor ve ağlıyordu:

"Hasanım, evladım. Sen benim artık evladımsın. Seni hayatın boyunca yalnız bırakmayacağım. Yüzbaşım sen de evladımsın" Hasan asker ağlamamak için kendisini sıkıyor, sıktıkça da alnından boncuk boncuk terler dökülüyordu...

Enkazdaki oramiral
Gölcük'te denizcileri halkın yardımına Donanma Komutanı Oramiral Bülent Alpkaya koşturdu. Üstelik Alpkaya bunu enkaz altından kendi çabalarıyla kurtulduktan sonra yaptı. İşte Alpkaya'nın hikayesi:

"Enkaz altından kendi çabamla çıkabildim. Hemen gemilere doğru yönelip Ankara'yı aradım. Deniz Kuvvetleri Komutanımızdan gerekli talimatları aldıktan sonra filoların komodorlarını topladım ve onlara, bulabildiğiniz gerekli araç ve gereçleri alarak hem kendi enkazlarımız hem de sivillerin enkazlarından insan kurtarma çalışmalarına başlayın emrini verdim. Bu emri verdiğim sırada depremin üzerinden henüz 45 dakika geçmişti."

Start verdi
Enkazdan sağ olarak kurtulan Bülent Alpkaya, şimdi diğer canları kurtarmak için harekete geçmişti. Komodorlar filolarına ait gemilerin komutanlarını toplayıp emri ilettiler. Ve işte Sarıyer mayın gemisinin komutanı Önder Akgün ile aynı geminin eri Hasan Soylu'nun, depremzede Ömer Kuzu ile öyküsü böyle başladı.