"Türkiye seçimlerden sonra ele alınan ekonomik reformları süratle yapar durumda. Neticelerini Ekim'den itibaren göreceğiz. Depremin mali tablosunda bir rahatlama olurken, bu reformlarla ekonomi canlandırılırsa IMF ile anlaşma yapmak için bir mani kalmıyor.
IMF ile görüşmelerin en önemli parçası 2000 yılı bütçesi. Yani harcama reformunun artık küçülmeye başlaması, enflasyonu önleyecek politikalara ve özelleştirmeye hız verilmesi ile tarım reformuyla ilgili ön adımların atılması da Türkiye'nin daha ucuz kaynak bulmasına yardımcı olacaktır. Bunu ekonomi için bir umut olarak nitelendirebiliriz.
İkincisi ise AB konusu. Siyasi diyaloğun yolu tekrar açıldı. Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'nin diğer adaylarla aynı derecede adaylık statüsü kabul görecektir. Politikalar mani olmazsa Avrupa'dan gelecek yatırımların önü açılır. Bu da ekonomiye müspet bir gidiş kazandırır."