kapat

08.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Masada eşitlik şart
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Deprem sonrası acili bir devlete ABD Kıbrıs konusunda baskı yaparsa Türk-ABD ilişkileri tehlikeye girer" dedi

Zeyno BARAN

WASHINGTON- KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş Washington ve New York'ta yapacağı görüşmelerde Kıbrıs'ta iki toplumun eşitliği sağlanmadan yapılacak müzakerelerle bir yere varılamayacağını ancak bu sorunun giderilmesi durumunda ilerleme sağlanacağını bir kez daha vurgulayacak.

Kaldığı Madison Oteli'nde SABAH'a özel demeç veren Denktaş, Perşembe günü Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan ile yapacağı görüşmede Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides ile kendisini toplumlar arası eşitlik sağlanmadan bir araya getirmesinin hata olacağını da söyleyecek. Denktaş, "Aradaki engeller kalkmadan böyle bir daveti yaparsa katılmam, ama eşit bir konumda görüşürsek, anlaşabiliriz" dedi. Klerides'in tüm Kıbrıs'ın başkanı olarak tanınarak katılacağı bir ortamda Denktaş için baştan büyük bir dengesizlik söz konusu.

Konfederasyon modeli
Annan ile yapacağı görüşmede geçen yıl önermiş olduğu konfederasyon modeli üzerinde duracağını söyleyen Denktaş, ABD'nin yeni girişiminden bir sonuç çıkaracağını sanmadığını vurguluyor. ABD'nin eski Kıbrıs Koordinatörü, yeni BM temsilcisi Richard Holbrooke'un KKTC tarafını uzlaşmak istemeyen taraf olarak tanımlamasının kendisine hatırlatılması üzerine Denktaş bu kez "prensiplerinden taviz vermeyen fakat çözüm üreten taraf" olarak görülmek istediğini vurguluyor. Denktaş, Türk-Yunan yakınlaşmasının doğurduğu olumlu bir ortamda Kıbrıs konusu yeniden ele alınırken, KKTC'nin eşitliğinin kabul edilmesini, hiç değilse ABD'nin Rum tarafının tüm adayı temsil etmediğini kabul etmesini istiyor. Aksi takdirde görüşmelerin sadece sürecin devam etmesi için yapılacağını ve bir sonuç çıkmayacağını belirten Denktaş, Türk-Yunan yakınlaşmasına rağmen Ankara'dan farklı bir yaklaşım beklemenin yanlış olduğunu düşünüyor. Özellikle TBMM'nin 15 Temmuz'daki özel oturumunda Ecevit'in ve Bahçeli'nin KKTC ve Türkiye'nin birbirine her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu yönündeki konuşmaları ve bu konudaki TBMM kararı Denktaş'ı rahatlatıyor. ABD'nin yeni Kıbrıs girişimi özellikle Türkiye ile Yunanistan'ın yakınlaşması ve Atina ve Ankara'nın başka sorunlarının yanı sıra Ada'da da bir çözüm üzerinde anlaşabilecekleri ve iki toplumu buna ikna edebilecekleri tezine dayanmakta. Aslında Ankara-Atina formülü 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'nin de bazını oluşturmaktaydı. Zorlu-Averoff yakınlaşması ile Atina ve Ankara arasında başlayan diyalog sonucu iki "anavatanın" Ada'daki iki topluma bir çözüm formülünü kabul ettirmesi ile Cumhuriyet 16 Ağustos 1960'ta kurulmuştu. 1963'te Rum tarafının saldırısı ile çöken işbirliğinden sonra Rum yönetimi 36 yıldır dünyanın tanıdığı tek hükümet olmuştur. Kıbrıs konusunun ABD yönetimince tekrar üst düzeyde ele alındığı şu sırada Denktaş bu çok önemli yanlışlığın da giderilebileceğini ümit etmektedir.

"Ambargo kalksın"
Denktaş ABD'nin Kıbrıs'ta "hak ve adalet" sağlayabileceğinden şüpheli. Albright'in girişimiyle ABD iki yıl önce Ada'da artan gerginliği gidermek amacıyla ateşkes hattı boyunca dekonfrontasyon istemiş ve bu BM kararları ile de desteklenmişti. Denktaş KKTC'nin bu kararı hemen kabul etmesine rağmen Rum tarafının kabul etmemesi ve Ada'yı daha da silahlandırmasına tepki almamasını Rum tarafına gösterilen toleransın ürünü olarak yorumluyor. Yunan lobisinin ABD politikasındaki etkisi Denktaş'ı Kıbrıs Türk halkının geleceğini ABD'nin planlarına bırakmaktan çekindiriyor: "Üzerimizde haksız ambargo var, ABD önce onu kaldırsın". Gelinen noktada Klerides'in herhangi ciddi bir baskı altında olmadığı için görüşmelere sadece taktik icabı katıldığını düşünen Denktaş, "Kıbrıs'ta top bizde değil dış dünyada. Hata Ada'yı hâlâ tek toplum olarak görenlerde. Onların yaklaşımı değişmeden Kıbrıs davası hiçbir yere gitmez" dedi. AB Türkiye'nin adaylık konusunda yeniden diyaloğa girmesi ile Ankara'nın Kıbrıs'ın AB üyeliği konusunda daha esnek davranabileceği düşünülüyor. Kıbrıs'ın ancak çözümden sonra AB üyesi olacağı garantisi ve zaman baskısı ile bir sonuca ulaşılabileceğine inanılmakta.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır