Bu yazıyı okuyun, zayıflayın!
Hemen gözünüz takıldı değil mi?Zayıflamayla ilgili yazılar dünyada en çok okunanlar sırasında yer ve zaman ayırımı olmadan hep en üst sıralarda.

Bugün çeşitli konulardan dem vuracağız ama madem söz verdim kilo atmanın formülünü vereyim...

Doktorunuza sorun "Yap" derse yaparsınız:

Normalde yediğiniz her şeyi yarı porsiyon yeyin.

Yarısını tabakta bırakacaksınız.

Acıkırsanız kayısı, karpuz, şeftali atıştırın.

Bir ay boyunca hiç alkollü içki içmeyin, sürekli su için.

Bir de her sabah ve akşam 40 dakika yürüyüş yapın.

Yürüyüş temponuz konuşabileceğiniz ama şarkı söyleyemeyeceğiniz bir sürat.

Gerçekten kilo atmak isteyenler bunu yapsın...

Ama bakın üç gün değil, bir ay!

İşe yaramazsa bir yerlerde programa uymadınız demektir!

***

Zayıflamayla herkes ilgili ama güneş tutulmasını nedense çok ciddiye almadık gibi...

Fazla bir heyecan yok!

Japonlar 4 bin dolar verip Türkiye'ye güneş tutulmasına geliyor, bizde millet birbirine soruyor, tutulma ne gündü? Saat kaçta?

Ben kendi hesabıma Elazığ'da olacağım ve oradan sizlere izlenim yazacağım.

Sizlere de 11 Ağustos saat 14:00 itibarıyla tam tutulma hattı olan İnebolu, Merzifon, Amasya, Zile, Tokat, Divriği, Harput, Elazığ, Diyarbakır, Batman, Siirt, Hasankeyf bölgelerinden birinde olmayı tavsiye ederim.

Amasra da bu hatta, orayı ayrı sevdiğim için ayrı yazdım.

Amasya'da ise (Gökhöyük mevkii) Viyana Senfoni güneş tutulması sırasında konser veriyor. Bilginiz (Tel: 0 312 440 56 00) olsun.

Dünya kendi kendine fırsat yaratıyor, bin yılı deviriyoruz diye her türlü organizasyonu akıl ediyor. Türkiye'ye galaksi şov yapıyor, hafife alıyoruz.

2000 yılını Türkiye olarak ne şekilde karşılayacağımızın planını yapmamakla dünyada büyük bir istisnayız. Sizin bildiğiniz gerçek anlamda dev bir proje varsa -otelde balo değil- lütfen söyleyin.

***

Her sabah yürüyen ve güneş tutulması konusunda heyecanlanan bir vatandaş olarak Perşembe (5 Ağustos) günü Le Monde gazetesini okurken bir yaşıma daha girdim...

Avrupa Topluluğu demiş ki:

Balkanlar'da savaş ortamının sona ermesi için Balkan ülkelerini bir an evvel Topluluk bünyesine alalım yoksa buralarda demokrasi yeşermeyecek, insan hakları gelişmeyecek ve bu insanlar Avrupa'dan kopacak.

Balkan ülkelerine dair bu kehaneti İsmail Cem'in bir söyleminden mi aldıklarını merak etmemek elde değil!

***

Ülkemizi ziyaret eden bir Fransız (Felix Olivier) "Sizin memlekette az orman yangını oluyor, Fransa'da ise insanlar parselleyip inşaat alanı yapmak üzere orman yakıyorlar. Şimdi buna izin veren kanunu değiştirmek için çalışmalar var" dedi.

"Çok ayıp. Bizde ormana büyük saygı vardır. Piknik tüplerinin üzerinde bile ağaçlık alanda kullanmayınız yazar. Medeniyet ve doğaya sahip çıkmak ayrı bir boyut elbette" diye anlattım!