Aradan yıllar geçti, çağ atladık, modaya uyduk derken yüzsüz lafı da günlük konuşmalar arasına girdi. Hatta hatta neredeyse moda haline geldi. Neredeyse yüzsüz Mehmet, yüzsüz Ahmet gibi isimlere marifetmiş gibi ek olarak kullanılmaya başlandı. Allah korusun bir ülkede insanlar yozlaşmaya başladımı ne hale geliniyor... Yüzsüzlük önce yukarılardan, ünlü iş adamlarımızdan başladı, sonra da çorap söküğü gibi devam etti. Yöneticiler ve sanatçılarda da zamanla bu sınıfa girenler oldu. Gitgide aşağılara doğru indi ve yozlaştı gitti... Şimdi artık yüzsüz deyince kimse aldırış bile etmiyor. Alıştık be!... Buna da alıştık... Ne diyeyim suç ben de mi, sebep olanlar düşünsün...
Haa işte yüzsüzlüğün bu kadar tarifini yaptıktan sonra yeni bir yüzsüzlük örneğini anlatayım. Taa Şubat ayında bir yazı yazmıştım. Orman Bakanlığı'nın Ankarada'ki Gazi Tesislerinde bulunan lojmanlarda oturupta 5 yılını dolduranların, diğer arkadaşlarının haklarını gasp ederek bulundukları yerlerden çıkmadıklarını, Bakan beyin bu işe el atmasını ve hakkı olanların bu lojmanlara yerleştirilmesini istemiştim. Aradan yaklaşık 5 ay geçmesine rağmen hiçbir netice alınamadı. İşini uyduranlar yine oralarda kaldı. Bir-ikisi hariç hiçbirine dokunulamadı. Mübarekler sanki bulunmaz Hint kumaşı...
Ben öyle söylüyorum ama bu torpillilere diğer arkadaşları, "LOJMAN YÜZSÜZLERİ" diyor. Ve ekliyorlar, "Ahmet bey, sizin yazınızdan sonra bir hareket oldu ve bu adaletsizliğin en kısa zamanda çözüleceği size bildirildi. Siz de yazdınız. Bu arada okulların kapanması beklendi. Okullar da kapandı, seçimler de bitti ama şu ana kadar hiçbir netice yok... Bu lojmanlarda kalanlar herhalde yüzsüzünde yüzsüzü... Kimse onlara söz geçiremiyor. Belki de oturdukları dairelerin tapularını ellerine geçirmek için uğraşıyorlardır. Bu kişilerin arkasındakileri ve onlara destek olanları lanetle kınıyoruz. Elbet bir gün bir delikanlı çıkacak ve bu işi halledecek, sabırla bekliyoruz. Umudumuz hala devam ediyor."
Bakalım şu yüzsüzlük modası daha nerelere kadar sirayet edecek, merakla bekliyorum. Bu arada da Sevgili Orman Bakanımız Nami Çağan'a seslenmek istiyorum; "Sayın Bakanım, bu konular size bildirildi mi, yoksa haberiniz yok mu?... Eğer haberiniz yoksa ben size ulaştırmış oluyorum. Devlet yönetiminde hakkaniyet esastır. Siz bu konuya bir el attığınız taktirde halledeceğinizden eminim. Şimdiden teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.
