Baþlýk da bedava, spot da!
Kendimize bir format yarattýk.. Baþýmýza iþ aldýk.. Kendi yazýmýza baþlýk ve spot çýkarma iþinden söz ediyorum..

En az yazý kadar baþýma bela.. Acaba Avrupa'da bu iþ için ayrýca para ödüyorlar mý? Ödüyorlarsa sütun santimi kaça?

Efendim söylemesi ayýptýr, kendimize Hyundai'nin Stareks denilen minibüs ile otomobil karýþýmý arabasýndan aldýk.. Bizim Sabah'ýn kampanyasýndan.. Baktýk ki peþin ödeme yok.. Tamamý taksit.. Koþtura koþtura adýmýzý yazdýrdýk..

Zaten bana "Kobaylýk bir iþ" gösterin.. O saat kendimi kaybeder, zaptedilmez olurum.. Herkesten önce gider, kuyruðun baþýna geçerim..

***

Arabanýn ne menem birþey olduðunu bilenler içinden "Ne diye alýyor acaba? Pazarcýlýk mý yapacak!" diye geçirebilirler..

Tövbeler tövbesi.. Ticari niyetim olduðundan deðil, sýrf sanatsal kaygýlarýmdan dolayý bu kadar borcun altýna girdim..

Sinan Çetin'in son çektiði filmde rolümüz vardý ya!

O setten bu sete gidip gelirken hayli telef olduk.. Hele otobüs duraðýnda çekilecek bir sahne vardý.. Oradaki hallerim karar vermeme yetti de arttý bile..

Sette cinnet halleri..
Bizim filmde Okan Bayülgen gizli polis gibi birþey.. Yasemin Kozanoðlu da onun manitasý.. Kýzcaðýz tutumlu bir manken olduðundan otobüs ile gidip geliyor, o yüzden de durakta bekliyor..

Günahlarýný almayayým.. Senaryoyu okumadým çünkü.. Belki de Okan ona durakta randevu verdi.. Her neyse buluþacaklar iþte.. Eeee! Böyle bir sahne nerede çekilir? Tabii yol üzerinde..

Seti kurmuþlar.. Durak var.. Otobüs var.. Yeterli miktarda vatandaþ var.. Tepemizde de güneþ.. Hararet 36 derece.. Yolun iki tarafý setin araçlarý ile dolu.. Iþýk panolarý, spotlar, kamera.. Yerlerde gezinen kablolar..

Ýþte tam böyle bir hengamenin ortasýnda sete vardým.. Sinan caddenin bir kenarýný tutmuþ.. Bir tek þemsiye var onu koruyor.. Önünde meyva tabaðý.. Bir andan týkýnýyor, bir yandan da elindeki megafonla önüne gelene fýrça atýyor.. Mesela;

- "Otobüs neden bu kadar aðýr kalkýyor? Biraz seri kalksýýýn.." diye naralanýyor..

***

Tabii bir Allah kulu çýkýp da yönetmene "Buna belediye otobüsü, derler.. Üstelik dizel.. Ferrari araba deðil ki þoförü gaza bastýðýnda yerinden fýrlasýn.." demeyi akýl edemediðinden kabak þoförün baþýna patlýyor..

Herkes adama ters ters bakýyor..

Gerilim had safhadayken varlýðýmýz farkedildi.. "Hemen kostümünü giy, bu sahneden sonra seninkine geçeceðiz.." denildi..

Giyinelim de nerede? Ýþte tam orada; kendini sinemaya adayan potansiyel bir sanatçýnýn (Ki bu ben oluyorum) karþýlaþabileceði sorunlardan birini fiilen yaþadým..

Neden derseniz giyinecek bir yer yok! Caddenin üzerindesiniz.. Kostümcü kýzýmýz da acele ediyor.. Durduk yerde panik oldum.. Baþladým arabayý park ettiðim yerde, yani asfaltýn üzerinde soyunmaya..

Yolun tenha olmasýna güveniyorum..

Sen misin güvenen? Ben pantolonu sýyýrýr sýyýrmaz, o tenha yolda bir trafik baþladý ki izahý mümkün deðil.. Sanki plato haline getirdiðimiz koca yazlýk sitede oturan kim varsa, çoluðu çocuðu toplayýp;

- "Haydi dýþarý çýkýp, þöyle bir hava alalým.. Hem belki Selahattin Bey'i de don gömlek görürüz.." diye arabasýna bindirmiþ, ailesini yollara vurmuþ..

Mavi yasak! Lacivert yasak!
Film çektiðimiz mekana geldiklerinde þöyle bir yavaþlýyorlar, sonra geçip benim hizama geliyorlar.. O andan itibaren de geçip gitmek yok!

Kenya Milli Parký'nda gezintiye çýkmýþlar da yol üzerinde rastladýklarý mahlžkata bakýyorlarmýþ gibi keyifleniyorlar.. Bir fýndýk fýstýk atmalarý eksikti..

Kimileri de "Adam eyleme hazýrlanýyor.. Soyunup orasýný burasýný göstererekten emeklilik yaþýný yükselten hükümetimizi protesto edecek.." beklentisi içinde.. Bunu gerilmiþ yüzlerinden anlýyorum..

O sýrada bir Kartal arabanýn arkasýnda oturan baþörtülü bir teyze ile gözgöze geldik.. Kadýncaðýz bana öyle acýklý bakýyordu ki.. Baþýný iki yana sallamasýndan "Vah vah! Kendini yakmasa bari.." diye hayýflandýðýný anladým..

Bizim kostümcü kýzýmýz da bir titiz bir titiz.. Gömleðin birini giydirip öbürünü çýkarýyor.. Kumaþýn orasýný burasýný çekiþtiriyor.. Ýlla ki giydiðimizi Sinan Bey'e beðendirecek..

Yarattýðýmýz manzaraya bu gözle baktýðýnýzda durum biraz daha deðiþiyor.. Biz 0-5 yaþ gurubu zekaya sahip, ancak hali vakti yerinde bir ailenin embesil çocuðu oluyoruz..

Hava alsýn diye sokaða çýkarýlmýþýz.. Film çekimini seyrederken altýmýza kaçýrmýþýz, kostümden sorumlu arkadaþýmýz da bizim bakýcýmýz olmuþ.. Yeniden giydiriyor..

***

Lakin yönetmen mavi ve laciverte takýntýlý olduðundan ölçüyü tutturamýyoruz..

Adam bu tonlardan nefret ediyor.. Filmde pop yýldýzlarýmýzdan Teoman'ýn da rolü var..

Yönetmen ters bir laf etmesin diye çocuða bir gömlek giydirmiþler, bu kadar olur.. Bildiðimiz mor renkte parlak bir kumaþtan kesilme gömlek..

O gömleði giyip Fener-Galatasaray maçýna gitsin, açýk tribünde otursun.. Siz kapalýdan bakýp Teoman'ý teþhis edebilirsiniz..

O gömleði kendi konserlerinde giyse kimse popçu olduðuna (Belki de rakçýdýr) ihtimal vermez.. Plakçýlar çarþýsýna yeni düþmüþ türkücü zannedip "Kayabaþý okumasý" için istek yaparlar..

Kostümcü kýzýmýz da bizi Teoman'ýn hallerine sokmaya azimli olduðundan cadde üzerindeki don gömlek seyirlik halimiz uzadýkça uzadý.. Meraklýlar da doya doya seyrettiler..

Orada yaþadýklarým üzerine bizim Sabah'ýn kampanyasý ilaç gibi denk geldi.. Kendi kendime "Þuradan bir araba alayým.. Gavur dizilerinde seyrettiðim sinema yýldýzlarý gibi sette sefasýný süreyim.." dedim..

Daha önce Tarýk Tarcan'dan görmüþüm..

Küçük bir ticari arabayý giyinme odasý gibi yapmýþ, öyle kullanýyor.. Ýcap ettiðinde içine girip, kafayý vurarak yatýyor..

Hyundai sahibi olmamýzýn hikâyesi bu.. Ancak lafý dolandýrdýðýmýzdan baþýmýza açtýðýmýz derdi yazamadýk.. Yer bitti, iþin o faslý da bir sonraki yazýya kaldý..