Her yıl milyonlarca insan Formula-1 yarışlarını heyecanla izliyor, sonucunu merakla bekliyor. Özellikle iletişimin kolaylaşması ile birlikte tüm dünyayı saran Formula-1, son zamanlarda Türkiye'de de popülaritesini artırdı. Artık Türk izleyicileri de özel yapım araçların nefes kesen mücadelesini izlemeye başladı. Schumacher, Villenueve, Irwine, Coulthard, Hakkinnen isimleri artık hepimiz için çok aşina.
İşte bu nedenle, yaklaşık bir ay kadar önce İngiltere Grand Prix'inde kaza yapan ve sezon sonuna kadar yarışamayacak olan Michael Schumacher bizleri de üzdü. Kazanın ertesi hafta açıklanan ekspertiz raporlarının ışığında; biz de İşte İnsan'da "Schumi'yi takımı yakmış" demiştik. Çünkü ünlü pilotun geçirdiği kazanın en büyük sorumlusu, pit-stop tabir edilen bakım-onarım sırasında arka lastiğinin bijonunu sıkmayı unutan takımıydı.
Ama iyi kurulan bir sistemin ne kadar mükemmel işlediğini ve gerçek bir takımın hatasını ne kadar kısa sürede başarıya dönüştürebildiğini geçtiğimiz hafta Pazar günü düzenlenen Almanya Grand Prix'inde gördük.
Takımın adı: Ferrari. Yer: Ferrari'nin en büyük rakibi olan McLaren-Mercedes'in üretim yeri, Almanya. Seyircilerin büyük çoğunluğu Alman Schumacher yarışa katılmadığı için Ferrari'yi değil, Mc-Laren-Mercedes ekibini destekliyor. Schumacher'in yerinde bir Finli; Michael Salo yarışıyor. Her yarışta Schumacher'e eküri olan ve yol veren Ferrari'den Eddie Irwine ise başrolde. Çünkü bir önceki Belçika Grand Prix'inde damalı bayrağı ilk gören o olmuş.
Bir ay önce "Bu yıl toparlanmasına imkan yok" denilen Ferrari, başarının kişilere bağlı olmadığını kanıtlıyor; dünyanın en iyi pilotlarından birini kaybetmesine rağmen zirvedeki yerini alıyor. Takımlar sıralamasında Ferrari, "en iyi" olmak için büyük bir avantaj elde ediyor.
Kısacası, Schumi'yi yakan ekip, kurulan sistemin başarısı ve ekibin özverisi sayesinde bir ay içinde kendini affettiriyor.