kapat

09.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
"Çok yol gittik pek bir şey yapamadık"
35 yıldır insan kaynaklarının, 25 yıldır yönetim danışmanlığının içinde olan Ali İhsan Poyraz, Türkiye'nin insan kaynakları yolculuğunu böyle tanımlıyor

AÇIL SEZEN

"Türkiye insan kaynaklarında büyük mesafe katetti, ama pek bir şey yapmadı..." Bu sözler, Türkiye'nin belki de ilk yönetim danışmanı Ali İhsan Poyraz'a ait. 35 yıldır verdiği hizmetle insan kaynakları sektörünün duayenleri arasına giren Poyraz, Türkiye'de kimsenin bilmediği bir dönemde yönetim danışmanlığının temellerini atmış. İnsan kaynakları ve yönetim danışmanlığının Türkiye'de geçirdiği süreci, ilk headhunter'ımız Ali İhsan Poyraz'dan, Poyraz Danışmanlık'ı ise Genel Müdür Yücel Poyraz'dan dinledik.

Türkiye insan kaynakları sürecinde nereden nereye geldi?

Büyük mesafe katettik, ama pek bir şey yapamadık. Yıllarca sürekli terminoloji değiştirdik. 1970'li yıllarda insan kaynakları dendiğinde işçi-işveren münasebetleri geliyordu akla. 1980'lerde prodüktivite ve maliyet gibi kavramlar ön plana çıktı. 1990'larda ise kariyere yönelik, bilinçli çalışan insanlar anlaşılmaya başlandı. Çalışanlar artık parayla tatmin olmuyordu. Eğitim ve değerlendirme unsurları önem kazandı.

Türkiye'de eleman sirkülasyonu çok fazla. Bu durum insan kaynaklarını nasıl etkiliyor?

Türkiye'de iş değişiminin çok sık olduğu doğru. Yapılan araştırmalar, 3 yılda bir iş değiştirdiğimizi gösteriyor. Bu iş iki yönlüdür. İnsanlar daha çok para kazanmak için diye iş değiştirir, işveren ise kıdem tazminatları şişmesin diye bunu destekler. Ama batıda buna tezat bir uygulama var.

Neden orada yüksek de bizde değil?

Çünkü batıda işçi değiştirmenin maliyeti çok yüksek. Kıdem tazminatı işin bir boyutu. Bunun yanında işten çıkan elemanın yerine gelene verdiğiniz eğitimin masrafı var. Outplacement çok yaygın, onun masrafı var. Bizde bunların çoğu yok.

Bu ortamda yönetim danışmanlığını nasıl önem kazanıyor?

Meslekler birkaç türlüdür. Girişi zor ve girişi kolay meslekler. Yaşanması zor ve yaşanması kolay meslekler. Danışmanlık, girişi çok kolay bir meslektir. Bir kart bastırırsınız, "Ben danışmanım" dersiniz, olur biter. Ama danışmanlıkta yaşam çok zordur. Biz, Türkiye'nin ilk danışmanlık şirketiyiz. Ve 25 yıldır rakiplerimizin çoğunun ömrü 3-5 seneyle sınırlı kaldı. Danışmanlığa başlayanların yüzde 90'ı bir yılda vazgeçer.

Poyraz Danışmanlık'ın kalıcılığının sırrı nedir?

Ben uzun süre önce, Türkiye'de yönetim danışmanlığının temelini atan Sevk ve İdare Geliştirme Merkezi'nde görev aldım. Dünya Bankası, Maliye, DPT, Ford Vakfı gibi kurum ve kuruluşların desteğiyle çalışan bir merkezdi. 1970'lerde yetişmiş yönetici eksikliği yaşıyordu Türkiye. Bizim amacımız da yönetici yetiştirmekti. Kafamda yönetim danışmanlığının temelleri de orada atıldı. Orada benim "Kelle avcılığı yapalım" önerime çeşitli çevreler karşı çıktı. Araştırma-yerleştirme önerime de. Ben de oradan ayrılır ayrılmaz bu dükkanı açtım ve yapmama izin verilmeyen şeyleri yaptım.

Önünüzde hiçbir örnek yoktu...

Evet. Ben bu işi ilk yapmaya başladığımda herkes bana "Bu adam deli" dedi. Yaptığım işe 10 yıl boyunca inanmadılar. Ben de 10 yıl boyunca rakipsiz çalıştım ve iyi şeyler yaptım. Örneğin, Türkiye'deki ücretlerin belirlenmesinde büyük rolü olan bir ücret araştırması yaptık. Buna her yıl devam ediyoruz, çok talep geliyor. Türk sanayini yurtdışında tanıtan ilk yapıtın basımını gerçekleştirdik. Bunların tümü önemli olaylar. Tabii, bir de yaptığımız işi iyi yaptık.

Peki danışmanlık hizmeti bir şirkete neler kazandırıyor?

Danışman, bir şirkete maliyetinden daha fazla kazandırmalıdır ki, yaşasın. Bu altın kural. Danışmanın profesyonel yöneticiden farkı yoktur. Sadece, danışman gittiği yere bilgi ve deneyimini de götürür. Çünkü profesyonel yönetici sadece kendi şirketini bilir. Danışman ise daha önceki deneyimleriyle birçok uygulamadan haberdardır.

Bir danışman nasıl olmalıdır?

Danışman karşısındakini ikna etmeyi bilir, prezantasyon yapmayı bilir. Danışman, sizin bilgilerinizi alır, (çünkü değerlendirme için onlara ihtiyacı vardır) sonra size geri satar. Bu iş zor iştir. İyi öğrenim ve bilgi ister. Hem mesleki hem de yurtdışı deneyimi ister. Bir de bir ustanın yanında staj yapmak ister. Danışman dengeli olmalıdır. Kızmaya hakkınız yoktur. Son derece kişilikli ve ketum olmanız gerekir. Çünkü siz mucize yaratmak zorundasınız...

Lokal şirketlerle uluslararası şirketler arasında insan kaynakları yönünden ne gibi farklar var?

Deveyle pire kadar fark var. Yabancı şirketlerin düşük seviyede eleman sirkülasyonu, üst düzey yöneticilerde istikrar, en çok göze çarpan ayrımlar. Zaten bu seviyede kıdem süresinin en az 3 yıl olması gerektiğine inanıyorum.

Son olarak Poyraz Danışmanlık'ın geleceğe dönük hedefleri neler?

Biz daha çok butik tarzı çalışıyoruz. Bir de kamuoyunda bizimle ilgili yerleşmiş bir imaj var: Poyraz, üst düzey yönetici temin eder. Buna devam edeceğiz, ama geçici olduğunu düşündüğümüz krizin ardından da geometrik olarak büyüyeceğiz. İlerde belki, orta düzey eleman yerleştirmeye de başlayabiliriz. Ama şimdilik böyle bir çalışmamız yok.F


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır