Şimdi onlar anne-kız...
Hayır yapmak istiyordu

Ayten Özlem ile üç yıl önce tanışmıştım. O zamanlar, dört yaşındaki Gül'ün koruyucu annesi olmuştu.

Koruyucu Aile uygulaması, evlat edinmeden farklı olarak, çocuğun ailenin nüfusuna kaydedilmesini gerektirmiyor.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK) bağlı yuva ve yurtlarda kalan binlerce çocuğun aile şefkati ve sevgisiyle büyümesi için gerçekleştirilen Koruyucu Aile uygulaması, ailesi olan, ancak ailesinin bakmadığı, yuva ve yurtlara terk ettiği binlerce çocuk için bir umut.

Gül bu çocuklardan yalnızca biriydi. Ayten Özlem ise küçük bir kız çocuğuna sahip çıkmak istiyordu.Ayten Özlem, bir kız çocuğu almak için SHÇEK'e başvurmuştu. Amacı bir çocuğu evlat edinmek değil, bir çocuğun büyümesine katkıda bulunmaktı. Yüreğinde 23 yaşında feci bir trafik kazasında kaybettiği kızının acısını taşıyordu. Kızının adına hayır yapmak için başvurduğu SHÇEK'ten, Türkiye'nin sayılı koruyucu annelerinden biri olarak çıktı.

Nereden nereye
Gül ile birlikteliğinin ilk aylarında yaptığımız görüşmede, Ayten Özlem kızının geçirdiği trafik kazasının izlerini taşıyordu, Gül ise yeni bir ortama katılmanın ürkekliğini... Gül, çekingendi. Hareketlerinde sevgiye duyulan özlemin işaretleri vardı. Ayten Özlem, yuva olanakları içinde büyüyen Gül'ün konuşmasını düzeltmek, insanlarla ilişki kurabilmesini sağlamak için çabalıyordu.

Evlat edindi
Ve üç yıl sonra yine Ayten Hanım ve Gül ile buluştuk. Ayten Özlem artık Gül'ün annesiydi. Ayten Hanım'ı tanıdığı günden beri; "Annecim," diyen Gül'ün beklediği gerçekleşti. Artık resmi kayıtlardaki annesi de Ayten Özlem'di.

Gül, Ayten Hanım'ın kendisini evlat edinmesini çok istemişti, çünkü kendini hep Ayten Özlem'in kızı olarak düşünüyordu.

Belki de, küçücük yaşına rağmen, O'nun için yaşamını değiştiren, özverili davranan, yetişmesi için elinden gelen her şeyi yapan Ayten Özlem'i hiç tanımadığı annesinin yerine koymuştu.

Ve üç yıl sonra Ayten Özlem ve Gül karşıma tam bir anne-kız gibi çıktılar.

Aralarındaki yaş farkının hiçbir önemi yoktu, diyalogları anne-kız arasında geçebilecek en sıradan, doğal diyaloglardı.

Espri yapıyor, birbirlerine takılıyorlardı.

Yüzme ve bale eğitimi
Gül şimdi yedi yaşında. Okula gitmeye hazırlanıyor.

Her gün annesiyle birlikte okul öncesi eğitim kitaplarını masaya koyup, ders çalışıyorlar. Eğlenceli alıştırmalar yapıyorlar. Gül, sabah saatlerinde bir otelin açtığı yüzme kursuna devam ediyor.

"Artık yüzüyorum. Yüzmeyi çok seviyorum. En çok da atlamayı, dalmayı seviyorum," diyen Gül, kış aylarında da bale yapmış.

Bale kurslarında yaptıkları alıştırmaları salonun orta yerine geçerek tek tek bize de gösteren Gül, cıvıl cıvıl...

Ayten Özlem, Gül'ün sporla uğraşmasını kişiliği açısından çok önemsediğini söylüyor:

"Sportmen bir kişi, kötü şeylere bulaşmaz, kötülüklerden uzak durur" diye düşünüyorum diyen Ayten Özlem, evlat edinme süreçlerini şöyle anlatıyor:

"Ben başta evlat edinmeyi hiç düşünmemiştim. Amacım bir kız çocuğunun yetişmesine katkıda bulunmaktı. Bunu da kaybettiğim kızım için yapmayı düşünmüştüm. Ama Gül ile bunun ötesinde bir yakınlaşmamız oldu.

Ben aslında aramızda bir anne-kız ilişkisinin kurulabileceğini düşünmüyordum. Müşfik olacağımı, bir annenin çocuğuna gösterdiği sınırsız sevgiyi gösterebileceğimi, düşünmemiştim. Ama zamanla hepsi oldu. Onu yıkarken, giydirirken, uyuturken; 'Kendi çocuğum da olsa ancak bu kadar ilgilenirdim,' diye düşündüm. Yeterli sevgiyi buldum."

"Gül'de ne gibi değişmeler oldu?" sorusuna Ayten Özlem şöyle yanıt veriyor:

"Yuva ortamında çocuklarla tek tek uğraşılmadığı için Gül'ün eksiklikleri vardı. Yaşıtlarından farklıydı. Önce Gül'e insanlarla ilişki kurmayı, dokunmayı öğrettim. Konuşması gelişti. Bildiği, kullandığı kelimelerin sayısı arttı. Alışkanlıkları değişti."

Gül de istedi
Ayten Özlem, Gül'ün zaman içinde bazı konuşmalarında evlat edinme konusunu gündeme getirmeye başladığını da söylüyor.

Gül, yakınlarıyla, akrabalarıyla konuşurken; "Annemin şimdi zamanı yok. Zamanı olunca benim nüfusumda da annemin adı yazacak," diyormuş.

Ayten Özlem; "Aslında bizim açımızdan her şey yolundaydı," diye anlatıyor:

"Hep rahatlıkla konuştuk. Açık açık her durum hakkında konuşabiliyoruz. Beraberce çevredekilerin meraklarını gideriyoruz. Evlat edinme sürecinde de beraber mahkemeye gittik. Evlat edinme işlemleri gerçekleştikten sonra çevremizdekilerle yemek yedik, kutlama yaptık."

Ayten Özlem, Gül'ün maddi geleceğini de garanti altına almış olmaktan dolayı çok huzurlu.

Garanti Bankası Şube Müdürlüğü görevinden emekli olan Ayten Özlem, şimdi en büyük hayallerinden biri olan sahilde yaşama düşünü Gül ile birlikte gerçekleştiriyor. Kısa bir süre önce Antalya'da yaşamaya başlayan Gül ve Ayten Hanım'ın mutluluklarını, Ayten Özlem şöyle özetliyor:

"Koruyucu aile uygulaması her ikimizin hayatı için de birçok güzelliğin başlangıcı oldu."