kapat

06.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ATİLLA DORSAY(adorsay@sabah.com.tr )


Gönüllü 'Truman'

'Ed TV'nin şanssızlığı, belki 'Truman Show'dan sonra gelmesi. Öykü ona çok benziyor. Ama, mesele o değil. Bu film bize vız gelir. Ed TV'de sözkonusu olanların alası, bizdeki 'Televole olayı.' Bu film bizi katiyetle kesmez...

Şöhretin bedeli' tema'sı aslında Hollywood'un yabancısı değildir. Nasıl olsun ki, Hollywood ve onun baş destekçisi olan star sistemi, kimsenin tanımadığı güzel, alımlı, fotojenik ve belli ölçüde yetenekli genç insanları bir gecede -ya da uzun bir çaba sonucu- birer şöhret yapmak, sıradanlıkları törpüleyip olağanüstü yanları vurgulamak, sokaktaki adamları tanrılara-tanrıçalara dönüştürmek siyaseti üzerine kurulmuştur.

Ünlü (ve dört kez filme alınan) 'Bir Yıldız Doğuyor'dan başlayıp Marilyn Monroe ve benzeri birçok özel yaşamdan geçerek, star olma, şöhret olmanın, bir anda tanınan, giderek tapılan bir yüz olmanın o kişiye getirip götürdükleri ve bunun yarattığı dramlar, artık kitlenin iyi bildiği bir öyküdür.

Kuşkusuz, adına TV dediğimiz ve insanı -hem de en sıradan insanı- gerçekten bir gecede şöhret yapabilen çağdaş iletişim aracı, bu temaya yeni açılımlar getirdi. Bunun en görkemli örneğini Peter Weir'in 'Truman Show'unda gördük. Bu çok zekice kurulmuş film, bize özel yaşamı en gizli yanlarıyla dünyaya sunulan ve şöhreti böyle yakalayan bir genç adamın trajikomik öyküsünü anlatıyordu.

'Ed TV'nin şanssızlığı, belki 'Truman Show'dan sonra gelmesi. Çünkü öykü ona çok benziyor. Burda da rating uğruna yeni fikirler arayan bir belgesel kanalının tipik Amerikalı bir genci seçmesi ve onu nerdeyse 24 saat boyunca izleyerek, hayatının her anını seyirciye sunması anlatılıyor. Temel fark, 'Truman Show'un kahramanının doğumuyla başlayan bu olayı sonradan öğrenmesiydi. Burda ise kahramanımız, 30 yaşlarındaki bir videocu, bu işe gönüllü atılıyor ve hayatını kitleye birlikte yaşamaya başlıyor.

'ED TV' belli bir görülmüşlük duygusu taşıyan ve yeterince inandırıcı olamayan bir film. Tam bir Amerikan usülü boşanmışlık ve çılgınlık temposu içeriyor, ama öz olarak doyurucu değil. Bu 'görülmüşlük duygusu' ise 'Truman Show' filminden çok, bizim toplumun özelliğinden geliyor. Öyle ya, tüm yaşamları TV'lerin paparazzi programları veya çok satan gazetelerin pazar eklerine göre ayarlanmış, en mahremi dahil her türlü ilişkiyi basın ve medya önünde yaşayan, hatta onlar için yaratan bir küçük kitleyi çok iyi tanıyan ve bu sahte yaşamların her anını, her aşamasını adım adım izleyen biz Türkler için, bu filmin anlattıkları hiç de önemli değil...

Bizde daha ne Ed TV'ler ve ona konu olmaya can atacak ne sözümona ünlüler var... Meraklısı gelip de görsün!..

Yapma be ustacım
Beavis and Butt-Head'in yaratıcısının senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaptığı bu filmde Beavis ve Butt-Head'in yıkıcı, saygısız mizahından eser yok. Terbiyeli ve klasik bir güldürü

OFİS ÇILGINLIĞI (Office Space)
Yönetim ve senaryo: Mike Judge Görüntü Tim Suhrstedt Müzik: John Frizzell Oyuncular: Ron Livingston, Jennifer Aniston, Stephen Root Fox filmi

'BEAVİS and Butt-Head' TV canlandırma serisini sever misiniz? Tüm Amerikan soğukluğuna karşın, bu serinin kimi anlarında içerdiği vahşi, zevksiz ve kaba mizahtan hoşlandığımı söyleyebilirim. Bu nedenle, dizinin yaratıcısı Mike Judge'ın ilk yönetmenlik denemesi olan bu filmi de görmek istedim.

'Ofis Çılgınlığı,' kabaca Amerikan usulü iş yaşamını eleştiriyor. Bir büyük şirkette bilgisayar yazılımcısı olarak çalışan bir genç, hem özel hayatındaki, hem de şirketteki sorunlarından bunalmıştır. Çevresindekiler de kendisinden farklı değildir: hepsi şirketin anlayışsız, mekanik, giderek zalim yönetiminden nasibini alan çağdaş kölelerdir.

Ancak kahramanımız, bir ruhsal terapi seansından sonra, herşeyi boşlamaya karar verir. Ama belki de asıl başarı o zaman gelecektir...

Filmin gösterdiği çağdaş iş yaşamı, yalnız ABD'ye özgü olmasa gerek. Kimbilir kaç genç insan, adı büyüğe çıkmış şirketlerdeki ruhsuz, kişiliği ezen, adeta hayata karşı çalışma koşullarından, hiç bir umut vaad etmeyen bir gelecek perspektifinden nasıl bıkmıştır!..

Ne var ki film, bu verimli alanda kısır bir sonuçla yetiniyor. Kişilikler sempatik ve inandırıcı, ama espriler az ve mizah sığ... Hele 'Beavis ve Butt-Head'in yıkıcı, saygısız mizahından eser yok!.. Daha çok alışılmış, terbiyeli ve klasik bir güldürü havası egemen...

Kısacası, gerçek anlamda sokağa çıkıp sinemaya gitmeyi gerektirecek bir film değil. Ama TV'de karşınıza gelirse göz atın, kimi yerlerde eğlenebilirsiniz...

Sinema Büyüsü'nde bu ay:

Bu Ay Politika Peşindeyiz
TRT 2'de sunduğum Sinema Büyüsü'nde ay boyunca ilginç politik filmler var. Bu gece Rus yönetmeni Elem Klimov'un can çekişen Çarlık yönetimi ve Rasputin üzerine ünlü filmi "Agony-Can Çekişme" var. Gelecek hafta Roman Polanski'nin Şili terörü ve onun bir kadın kurbanı üzerine çektiği "Ölüm ve Genç Kız"ı göstereceğiz. Brezilyalı yönetmen Bruno Barreto'nun yine Latin Amerika üzerine ödüllü ve Oscar adayı filmi "Eylül'de Dört Gün" ve Neil Jordan'ın İrlanda olayları fonu önünde bir aşk öyküsü anlattığı "Mucize", ayın diğer filmleri.

İzzeddin

Çalışlar'aödül
KODAK ve Antrakt Sinema Gazetesi'nin ortaklaşa düzenledikleri "Senaryo Yarışması"nda dereceye giren senaryoların sahiplerine ödülleri verildi.Bu yıl 2.cisi düzenlenen yarışmaya 58 senaryo katılmış ve Hülya Koçyiğit, İrfan Tözüm, Cengiz Ergun, Hüseyin Kuzu, Sema Türkyazıcı'dan oluşmuş bir kurul tarafından değerlendirilmesi yapılmıştı.

Yarışmanın d birinciliğini ve 3000 dolarlık para ödülünü "Şelale" isimli senaryosuyla Semir Arslanyürek, 1000 dolarlık iki adet mansiyonu da "Adalet" isimli senaryosuyla Atilla Engin ile "İçi Dışı Bir Tramvay" isimli senaryosuyla İzzettin Çalışlar kazanmıştı.

Haftanın yıldız tablosu

Titanik * * * *

Okyanus Kadar Derin * * *

Virüs * *

Taşralılar * *

Gerçek Suç * *

Batı Beyrut * *

Mumya * *

ED TV * *

Ofis Çılgınlığı *

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır