kapat

18.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Aşk cini, cinnet ve cinayet üzerine

Adem ile Havva'dan başlamak üzere, kadın erkek ilişkisi hep suç kavramıyla birlikte düşünülmüş.

Önceleri klâsik edebiyat, şimdi de gazetecilik mesleği, insan soyunun aşk halini cinnetle, cinayetle ilişkilendiriyor.

Her gün "aşk cinneti" ya da "aşk cinayeti" gibi başlıklar okuyoruz.

Marquez'in "Aşk ve Öteki Cinler" kitabında da aşkın, insanlara musallat olan cin-ifrit takımından bir bela olduğu zikrediliyor.

* * *

Diyeceksiniz ki nereden çıktı bu Pazar günü, aşk-meşk, cinnet-cinayet muhabbeti.

Ankara'daki Bangladeşliler cinayetinden dehşete düşüp, yıllar önce Belçika'da tanıdığım bir ailenin başından geçenleri hatırlamasaydım eğer, bu yazıyı da yazmazdım.

Ama hatırlamamak elde değil ki!

* * *

Julos Beaucarne Belçikalı ünlü bir şarkıcı.

70'li yıllarda özellikle Valon bölgesinde fırtına gibi esiyor.

Biz de birlikte turne yapıyor, konser veriyor, radyo programlarına katılıyor, hafta sonları da onun kentten kaçarak oluşturduğu çiftlik evinde yeni besteler üzerinde çalışıyoruz.

Julos, Nazım Hikmet'in Fransızca'ya çevrilmiş şiirlerini besteliyor.

Bu çalışmalara, zarif ve güzel karısının hazırladığı enfes Fransız yemekleri ve Bordeaux şarapları eşlik etmekte.

Bahçedeki çimenin üzerine kurulu masa "Kırda Bir Pazar" filminin dekoru gibi.

Evin içinde flüt sesleri, bahçede huzur...

Julos'un eşi, sadece filmlerde gördüğüm eski zaman kontesleri gibi, kol yeninin içine işlemeli bir mendil sıkıştırıyor.

Bir de Kuzey Afrikalı yardımcı var: Esmer, kara kuru, hep sırıtan bir oğlan.

Turne bitip de Stockholm'e dönerken "dünyada şiddetin erişemeyeceği, güzel, şiir dolu bir huzur mekanı varsa, bu çiftliktir" diye düşünüyorum.

Ne kadar yanılmışım.

* * *

Belçika birgün korkunç bir cinayet haberiyle sarsılıyor.

Kuzey Afrikalı çocuk, Julos'un karısını bıçakla delik deşik ederek öldürmüş.

O hayal gibi kadın çırpına çırpına can vermiş.

Sebep malum: Aşk!

Delikanlı uzun zamandır, kadına karşı tek taraflı gizli bir aşk büyütüyormuş içinde.

Bir gün eve televizyoncular gelmiş. Akşama kadar çekim yapmışlar. Hava kararınca Julos onları istasyona götürmüş.

Dönünce de karısını kanlar içinde bulmuş.

Daha sonra anlaşılacağı üzere, kara sevdalı olan, kadının televizyonculara dostça yakınlık göstermesini kıskanmış ve yanlız kaldıklarında hunharca parçalamış biricik aşkını.

* * *

Bu acı hikayenin en ibret verici tarafı ise şu: Daha o akşam Julos televizyonda konuşuyor ve bunun bireysel bir suç olduğunu belirterek, korkunç cinayetin Belçika'da yabancı düşmanlığına dönüşmemesi dileğinde bulunuyor.

Peygamberce bir davranış değil mi?

* * *

Aşk, insanın içindeki karanlığa da çok yakın, aydınlığa da.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır