Emlak vergisi
Çalışmalarda, geçici vergi beyannamelerinin yine 3 ayda bir verilmesi, buna karşılık ödeme döneminin uzatılması üzerinde duruldu. Ancak bu konuda şu ana kadar nihai bir sonuca varılamadı. Maliyecilerin vergi düzenlemelerinde uzlaşmaya vardıkları bir diğer konu ise emlak vergisi oldu. Emlak vergisinde halen aynı apartmanda yer alan daireler arasında 4-5 kata varan değer farklılıkları ile alım-satımlarda tapu harcında yaşanan sorunların giderilmesi için iki formül üzerinde duruldu. Bu kapsamda, emlak vergisinde mevcut farklılıkların giderilmesi için isteyenlere yeni beyanname hakkı verilmesi kabul edildi. Diğer yandan da her yıl yeniden değerleme oranında artan emlak vergisine tabi değerlerin tespitinde de Bakanlar Kurulu'na farklı oran belirleme yetkisi verilmesi görüşü benimsendi.

Vergi düzenlemelerine dönük çalışmalarda işadamlarının bir bölümünün tümüyle kaldırılmasını, bir bölümünün ise süre uzatılmasını istedikleri mali milat konusu da detaylı bir şekilde ele alındı. Gelirler Genel Müdürlüğü yetkilileri, mali miladın kaldırılmasının vergi reformunun özünün yok edilmesi anlamı taşıdığını belirterek, yeni düzenleme kapsamında sadece mali milat için yeni bir takvim açıklanması yoluna gidilebileceğini bildirdi. Buna göre, mali milat için 31 Aralık 1999 tarihi ile 2000 yılı ortaları gündeme geldi.

Faiz sorunu
Bu arada yeni vergi düzenlemeleri çalışmalarında maliyecileri en fazla zorlayan konu faiz gelirleri için beyanname verme uygulamasına karşı eleştiriler oldu. İşadamlarının yoğun bir şekilde "Faiz gelirleri sadece stopajla vergilendirilsin. Ayrıca beyanname verilmesin" dedikleri uygulama için Gelirler Genel Müdürlüğü'nde de farklı değerlendirmeler ortaya çıktı.

Bazı bürokratlar, "Hazine bonosu ve tahvilinde stopaj sıfır. Beyannameyi kaldırıp, stopaj koyarsak, bu defa iç borç faizleri artar. Stopaj sıfırken, beyannameyi de kaldırırsak, bu defa 10 katrilyonluk faiz ödeyen bir ülkede, bu geliri elde edenlerden tek kuruş vergi alınmamasını vatandaşa izah edemeyiz" diyerek, uygulamanın aynen devamını istedi. Diğer bazı bürokratlar ise beyanname uygulamasının bir süre askıya alınabileceğini, bu yolla hazinenin borç yükünün de düşürülebileceğini savundu. Ancak, beyanname olayında da kesin bir karar alınamadı ve konunun Bakanlar Kurulu'nda netleşmesi öngörüldü.