kapat

13.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ALİ ŞEN(alisen@sabah.com.tr )


Mehmetçiğe haksızlık

Yunanlı, daha dünün NATO üyesi Polonyalı en iyi yerlerde, Mehmetçik Türkler'den uzak, kervan geçmez bir yerde.. İsyan etmemek elde değil..

AMERİKALILAR'IN geçici Kosova hükümeti için başbakan adayı Veton Suroi iken, Avrupa Birliği ve özellikle Almanlar'ın adayı Almanca bilen, Almanya'da kalan Bujar Bukoshi.

Kosova'da kurulacak hükümet, 12 kişiden teşkil edilecektir. Bir Türk, iki Sırp, bir Boşnak ve sekiz Arnavut'tan oluşacak bu hükümetin günlük işleri ve bürokrasiyi yürüteceğini tahmin ediyorum. Bütçesi olmayan Sırplar Kosova'yı terkederken kadastro dahil her türlü devlet evrağını götürdüklerinden, vatandaşlık kayıtları dahi bulunmayan bir Kosova'yı kim nasıl yönetecektir?

Bujar, hükümetini kurmuş. Görüştüğüm Eğitim ve Kültür Bakanı Prof. Muhammed Bıcaj, eğitim programlarını anlatırken heyecandan yerinde duramıyordu. 314 okulun hemen inşa edilmesi gerektiğini, 25 bin 866 öğretim görevlisi ve memuruna ihtiyaç olduğunu, sekiz yıllık yüksek okullar ve üniversitelerde 395 bin 102 talebe bulunduğunu, bütün bu işler için de hemen 200 milyon marka ihtiyaçları olduğunu belirtti.

Hükümeti NATO kurmayacak. Hükümeti kurmak, şimdiden Birleşmiş Milletler'in üstlendiği bir görev. Ama sivil otorite teşkil edilirken Amerikalılar yine söz sahibi olmuş. Daha evvel istihbarat görevlerinde bulunan Mark Basking, bakanları seçmede en otoriter kişi. Kısacası Kosova'da bir Amerikan-Alman iktidar mücadelesi yaşanıyor.

Prizren'deki Alman Kuvvetleri Komutanı General Von Kroff ve yardımcısı Hollandalı Albay Peter Van Der Aker, bize bir brifing verdiler. Prizren'deki Alman Komuta Heyeti ilk defa sivillere, yani bizlere brifing veriyordu. Bunun gerekçesi ben değildim. Benimle gelen İzmir Milletvekili ve Avrupa Parlamentosu üyesi sevgili dünürüm Süha Tanık idi.

Süha Tanık, aslen Priştineli. Avrupa Konseyi'nde Kosova konusunu Avrupalılar'a anlatan en bilgili milletvekilimiz. Bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir konuşma yapacak Süha Tanık, Kosova konusunu hem hükümetimize hem de Meclis üyelerimize anlatacaktır. Süha'nın Kosova'da bulunduğumuz dört gün içinde gördüklerini Eylül ayının son haftası içinde Avrupa Konseyi'nde yapacağı konuşmada aktarması, Kosovalılar'ın çok işine gelecektir. Çünkü Kosova gerçeğini iyi bilenler ne yazık ki çok az.

Biz Prizren'de iken dört Amerikalı senatör tetkik için oraya geldi. Yaptıkları tetkik, Alman general ile yemek yemek ve geldikleri helikopterle yine Üsküp'e dönmekten ibaretti. Herhalde verecekleri rapor Prizren'deki yemek hakkında olacaktır, çünkü bu dört Amerikalı senatör sokağa dahi çıkmadı.

Milletvekilimiz Süha Tanık ise yıkılan her yere, yakılan her camiye girip yerinde tetkik etti.. Sırp'la, Arnavut'la, Türk'le; herkesle görüşüp fikirlerini aldı.

Osmanlı'nın gelişi
Osmanlı, Rumeli'ye ilk defa 1354 yılında geçti.

İmparatorluğun ikinci padişahı Orhan Gazi'nin emriyle, Şehzade Süleyman Paşa'nın Rumeli'ye geçmesi, Osmanlı'nın bu topraklardaki ilk adımıydı.

İmparatorluğun beş Murat'ının birincisi Murat (Hüdavendigar), Kosova'daki iki savaştan biri olan ilk Kosova Meydan Savaşı'nı gerçekleştirdi. Bu savaş, Osmanlılar'ı Avrupa'dan çıkarmak isteyen Sırbistan, Macaristan, Bosna Krallığı, Kuzey Bulgaristan Krallığı, Hırvatistan ve Hersek'in kurdukları güçlü Haçlı Ordusu'nun yarattığı tehlikeyi önlemek isteyen I. Murat'ın, Kütahya Sancakbeyi Şehzade Bayazıt ile kardeşi Sancakbeyi Şehzade Yakup'u da yanına alarak Rumeli yakasına geçmesi sonucunda yapıldı.

İki ordu Sırbistan ile Arnavutluk arasındaki Kosova Ovası'nda karşı karşıya gelince, 20 Haziran 1389'da sekiz saat süren savaş sonunda Osmanlı Ordusu, Haçlı Ordusu'nu yok etti. Ancak Padişah I. Murat savaş alanını gezerken yanına sokulmayı başaran Miloş adlı Sırp tarafından hançerlenerek öldürüldü. Bir Osmanlı padişahının şehit düştüğü ilk ve tek bu savaştan sonra, Kosova'ya Osmanlılar yerleşti. O zaman Arnavutlar Kosova'da yok.. Slavlar'ın Kosova'yı terketmesinden sonra, Osmanlı, Kuzey Arnavutluk'tan Kosova'ya Ortodoks ve Katolik Arnavutlar'ı getirdi. Arnavutlar da daha sonraları Osmanlı'nın o şevkatli adaletine güvenerek Müslümanlığı seçmeye başladı. İşte bu Kosova'nın kaderini 590 yıl elinde tutan Osmanlı'nın torunları olan Türk askerleri, 4 Temmuz 1999 yılında tekrar Prizren'e geldi.

31 Ekim 1912 Perşembe günü Prizren'i terkeden Osmanlı, dönmek üzere gittiğini zannedip oradaki Türkler'in kalmasına müsaade etmişti. Mehmetçik'in Prizren'e girişi sırasında, Prizren Türkleri'nin o inanılmaz coşkusunu, kavuşmayı, Mehmetçik'e ve Türk Bayrağı'na sarılışını dünya izledi. Kızanlar, kıskananlar her zamanki gibi Türk'ü ve Türk Ordusu'nu çekemeyenler çoğunlukta..

Türkler'i sevmezler
Kosova'da bugün 18 NATO üyesinin askerleri görev yapıyor. Yunanlılar Firzoviç'de (Uroşevac) görev almış. NATO'nun çeşitli ülkelerine ait askerler en güzel yerlerde yerleşirken, Mehmetçiğimizi Prizren'in 40 kilometre uzağında, çıkış yolu olmayan, sadece bin kişinin yaşadığı Dragaş'a vermişler.

Milletvekilimiz Süha Tanık ile gittik, ziyaret ettik. Türk subayı ve askeri nerede görev verilirse verilsin şikayet etmeden görevinin başındadır. Biz de Mehmetçiklerimizi öyle gördük. Ancak şaşırdık, üzüldük, gururumuz kırıldı ve kızdık.. Dragaş'ta yaşayanların hiçbiri Türk değil.. Tek kelime Türkçe bilmezler. Dragaşlılar Türkler'i de sevmezler.. Dragaş kör ve son yoldur, çıkışı da yoktur. Ekim ile Şubat ayları arasında 2 metreye kadar kar yağar. Bizim askerlerimizi oraya sürmüşler. Sadece 130 askerimiz Türkler'in bulunduğu Mamuşa'da..

Prizrenliler şaşkın
Niçin hep kullanılıyoruz?.. Neden her zaman en son sıralara konuyoruz? Niçin gururumuzu kıranlara Türkiye'nin ne olduğunu bildirmiyoruz?

Prizren'de yaşayan Türkler şaşkın.. Askerlerimiz, Prizren'den geçerken gördüğü o şaşaalı kavuşmadan sonra kendilerine düşman gibi bakan Dragaşlılar'ın köyünde olmaktan mutlu değil.. Prizren'deki restorantlarda, kahvehanelerde Danimarkalı, İtalyan, Alman, Fransız hatta Polonyalı asker bile gördük.. Alman General Von Kroff'a bunu sordum: "Amerika'dan sonra 733 bin askeriyle Türk Ordusu NATO'nun ikinci büyük gücü. Kosova Savaşı'nda yapılan operasyonlarda en çok görev verilen üçüncü güç. Türkler Prizren'de yaşıyor. Neden bizim Mehmetçik'i dağa sürdünüz? Neden bizim Mehmetçik'i Türkler'den uzak, Türkler'in yaşamadığı yere koydunuz?

Mehmetçik burada Türkler'i korumak için mi var, yoksa Dragaş bölgesinde bulunan ağaçları mı koruyacaklar?" Süha Tanık ve benim sorularıma, Kroff şu cevabı verdi:

"Bu soruyu lütfen bana sormayınız. NATO planlaması yapılıyor ve benim önüme tatbik etmek için konuyor. Bunu NATO Komutanı Wesley Clark ile İngiliz Komutan Michael Jackson'a sorun."

Biz Jackson'a bu soruyu soramadık. Çünkü Londra'da bulunduğu için, Pazartesi günü vereceği randevuda orada olamayacağımızdan görüşmeyi yapamadık.

Bu nasıl eşitlik?

Türk Ordusu'nun Prizren'den şaşaalı geçişi sırasında bütün dünya o kucaklaşmayı görünce şaşırmış. Daha sonra gelen Türk birlikleri Prizren'den geçirilmeden, şehir dışı yollarıyla Dragaş'a ulaştırıldı.

UÇK yöneticileri, Türk halkının, bütün Prizrenliler'in Türk askerlerine gösterdiği bu yakınlaşmadan rahatsızlık duymuş ve ne yazık ki, üyesi olduğu NATO'nun görevlerini her zaman eksiksiz halde yerine getiren ordumuzun mensupları, Mehmetçiklerimiz bir dağ eteğine sürülmüş. Ekim'den sonra yağacak kardan ve kapanacak yollardan şehire dahi inemeyecekler.

Hükümetimiz ve Genel Kurmay Başkanlığımız bu konuyu tetkik etmelidir. Prizren'deki Türkler üzgün. Türk askerinden uzak olmalarından dolayı hepsinin moralleri çok fazla şekilde bozulmuş. İsyan etmemek elde değil. Bir Yunanlı, bir Polonyalı; hem de dünün NATO üyesi bir Polonyalı Kaçanik gibi iyi yerlerde, Türkler'in bulunduğu bölgelerde görev yaparken, Mehmetçik'i dağa sürmeleri nasıl bir eşitliktir anlayamadık.

Mehmetçik'in bulunduğu kampta dünya ve Türkiye ile temasları olmadığı için, Telsim'in patronu Hakan Uzan'ı aradık. atv'nin sekiz aydır Kosova'da kalabilen tek yabancı gazetecisi Şerif Turgut'un uzay telefonuyla kurduğumuz bu temas neticesinde, Uzan'ın Mehmetçikimize bin adet Telsim kartı ve telefonu hediye edeceğini bildirmesi, askerlerimizin moralini yerine getirdi. Telsim, orada gerekli anteni kurma çalışmalarına da başladı.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır