kapat

07.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Eyvah 40 yaşındayım!


Bugün, 10 sene önce yaşlandığımı sanıp nasıl paniklediğimi hatırlamak beni güldürüyor. 10 sene sonra da bugünkü hâlime gülecek miyim acaba?

Evet, bir müddettir, sabahları daha yorgun kalkıyorum ve bunu sadece yoğun iş temposuna ya da vitamin eksikliğine yoramaz oldum. Benden sadece bir-iki yaş büyük arkadaşlarım söylerdi de inanmazdım, artık uykusuzluk yüzümde hiç hoş olmayan izler bırakıyor. Düşünüyorum da, belki de son bir yıldır, aynada yüzüme daha dikkatli bakıyorum ve gördüklerimden her zaman memnun olduğumu söyleyemeyeceğim. Gözlerimin altındaki çizgilerin yüzüme benden habersiz yerleşmelerine hâlâ alışamadım. Aslı son zamanlarda sürekli "Yaşını söyleyip durma" diyor. Yoksa durum sandığımdan daha mı vahim? İmdat, ben 40 yaşındayım...

Durdurun zamanı, inecek var...
Yılların iz bırakarak ilerlediğini ilk nasıl fark ettim biliyor musunuz; ellerim bana ihanet ettiler. Bir gün bir baktım, elimin üstünü çimdikleyebiliyorum. Bu testi bir de yanaklarımda uygulayınca bir an nefesim daraldı.

İmdat, durdurun zamanı, inecek var... Yaşlanmak istemiyorum. Yer çekimi denilen o musibetin vücudumu aşağıya doğru çekmesini istemiyorum. Son zamanlarda, sokakta, sinemada, restoranda iki şeye bakarken yakalıyorum kendimi. Birinci ilgi alanım genç kızlar, ben ne zaman bu kadar genç olmaktan çıktım, onların gözlerinde bu sorunun yanıtı bulacağımı umuyorum galiba. İkinci tetkik konum, benden yaşlı kadınlar, nereleri nasıl zamana yenik düşmüş, ona bakıyorum. Bakıyorum ve başım dönmeye başlıyor. Aileyi düşün, babam zıpkın gibi, babaannem hep çok yaşlıydı, anneannem.. Tamam en iyisi kapatalım bu konuyu, bir gün buruş buruş olduğumda kime benzeyeceğimi bilmek istemiyorum.

Kremler, kremler, kremler...
Düşünmek istemiyorum ama beynim durmuyor, şimdi de şişmanların daha şanslı olduğunu fark ettim, tombul yanakların daha gergin ve diri durduğu bir gerçek, bense güneşte unutulmuş bir elmaya benzeyeceğim.

Kremler, evet kremler, sabah gözün altına bir krem, derinleşen çizgiler için bir krem, üstüne nemlendirici, daha üstüne lekelere karşı krem, onun üstüne güneşten koruyan krem (bir de ozon tabakası çıktı başımıza, sanki benim derdim bana yetmiyordu...) devam ediyoruz, yüzü geren krem de sürüyoruz, sonra fondöten, sonra... Bunları yaptığıma inanmıyorsunuz değil mi? Doğrusunu isterseniz arada bir krem krizine tutulup tereyağlı börek gibi dolaştığım oluyor ama yeterince sabırlı olamadığımdan mucizeyi beklemeden vazgeçiyorum bu yağlanma faslından.

Tadım kaçtı bir kere...
Geçen gün parfümerideki kız her zaman aldığım nemlendiricinin artık benim yaşımdaki bir kadına yetmeyeceğini söyledi. Terbiyesiz, ne varmış yaşımda, sen benim yaşıma geldiğinde ne durumda olacaksın kimbilir...

Sharon Stone (o da kırk yaşında, utanmadan da söylüyor), Avrupalı kadınların sadece yüzlerine özen gösterdiklerini, vücutlarıyla yeterince ilgilenmediklerini düşünüyor. Ben bunu okur okumaz aerobik, yok yok step, yok, streching, yok jogging, hangisine başlasam diye tam kıvranırken bir başka dergide 40 yaşından sonra spora başlamadan önce sıkı bir doktor kontrolünden geçmek gerektiğini okuyorum. Canım doktora gitmek istemiyor, jimnastik de yapmak istemiyor.

Tadımı kaçırdınız işte...
Evdeki tehlike banyodaki ayna. Sırf bu ayna yüzünden ev değiştireceğim diyorum, kimse inanmıyor. Ama, bu kadar da olmaz ki, bu mendebur aynayı öyle fesatça yerleştirmişler ki, banyoya girdiğim anda itibaren ondan, yani kendimden kaçış yok. Bakmayacağım deyip yan dönsem, bu sefer de göbeğim çıkıyor, ona bakayım derken boynum kırış kırış oluyor. Dedim size, koca aynayı duvardan sökemeyeceğine göre taşınacağım.

Anneannem geçen gün bir laf etti, hala kendime gelemedim. Kadıncağız yeni yaşıma çok şaşırıp (bu unutkanlıktan ben de istiyorum, hem de hemen) ne dedi beğenirsiniz: "Yavrum, artık şöyle yaşını başını almış bir adam bulup evlensen nasıl olur?"

Evlenmek istemiyorum desem bir türlü, damat adayının neden yaşlı olması gerektiğini sorsam bir türlü...

En iyisi, yutkunup banyoya koşmak: Ayna, ayna, söyle bana...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır