kapat

07.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


"Bir erkeğin hayatı nasıl karartılır"


Kitapçının rafında duruyordu. Gazeteciliğe başladığımdan beri erkekler yüzünden hayatlarının karardığını iddia eden yüzlerce kadını dinledim. Dolayısıyla kitap ilgimi çekti. Kadın-erkek ilişkileri üzerine öğütler veren kitapları inandırıcı bulmayan biri olmama rağmen kitabı aldım.

Aşk erkekler için bir şey
Kitap İspanyol yazar Fernando G. Tola'nın. Bir erkeğin hayatını karartmanın yollarını anlatıyor!

Hani Lord Byron'un bir sözü vardır:

"Aşk kadınlar için her şey, erkekler için bir şeydir" diye.

Kitabı okurken bu söz aklıma geldi. Kitapta bir erkeğin hayatını karartma yolları anlatılırken, aslında kadının bir erkeği hayatının merkezi yaparak kendi hayatından vazgeçtiği görülmüyor. Kitabı okudukça sinir oldum.

***

Ama böyle kadınlar yok mu? O kadar çok ki. Kadınlar evlenince ya da bir sevgili bulunca yakın arkadaşlarını unuturlar. Her yere biricik erkekleriyle giderler. Düzenlerini erkeklerinin programlarına göre yaparlar. Erkeklerinin başarısı önemlidir.

Onlar hep arkadaki kadın olmaya koşullanmışlardır. Her şey güllük gülistanlık olmayınca da dibe vururlar.

"Nasıl yaparım da kocama, sevgilime üzüntü veririm, sinir ederim?" diye uğraşmaya başlarlar.

Bilirsiniz, zaten işler yolunda gitmeyince insan bir garip oluyor; bir zamanlar en çok sevdiğini sandığı kişinin eşyalarını oradan oraya fırlatmaya başlıyor. Uzun yıllar süren mutsuz evliliklerdeki kadınlara bakın. Yemek masasını hazırlamak ve yemek yapmaktan bıkkınlıkları, yemeklerinin tadına geçer. Özensiz, bulamaç gibi yemekler yaparlar. Güçlerini kendileri için değil, kocaları ya da çocukları için harcarlar.

***

Hani aldatılan kadınların bilinen öyküleri vardır ya; kocalarının peşine düşerler. Kocalarının bir açığını bulmak için yıllarını harcarlar. Diğer kadını rezil etmek isterler. Oysa, kocalarını alt etmek için verdikleri mücadeleyi, kendi ayakları üzerinde durmayı becermek için verseler, daha iyi olacağını hiç düşünmezler.

Sevdiğin insanın hayatını karartmak...
Böyle deneyimleri düşünerek, "Bir Erkeğin Hayatı Nasıl Karartılır?" kitabını bir çırpıda okudum. "Bir erkeğin hayatını karartmak için yolları öğrenmekten çok, bir insan nasıl olur da bir zamanlar sevdiği birinin hayatını karartmaya çalışır?" İşte ben bunu merak ediyordum.

Sonuçta, kitap kadın-erkek ilişkileri üzerine "abuk sabuk" öğütler veriyor.

Anlatılanlar da, bir evlilik kurumu içinde ya da birlikte yaşarken erkeği deli etmenin yolları.

Örnek mi? İşte kitaptan alıntılar:

- Erkeğin tarağını kullanıp, saç dolu halde bırakın.

- Yarılanmış diş macunu tüpünü asla rulo yapmayın.

- Kırmızı renkle aynaya yazı yazın: "Müşterek ödemeler için para bırak."

- Eğer bir erkeği mutsuz etmek istiyorsan, bırak her gün ilk o uyansın ve sen sakince uyuyormuş gibi görün, o mobilyalara çarparak gömleğini araya dursun, ki sen, doğal olarak, ütülememiş ol.

Birliktelik değil, savaş alanı. Silahlar ve kalkanlarla verilen bir mücadele sanki!

Füze ya da kızak kadın olmak

Kitapta kadının algılanışı ile ilgili de korkunç saptamalar var:

"Erkeklerin arkasında görülen kadınlar onları başarı, prestij ve güce teşvik eden FÜZELERDİR. Ya da duruma göre başarısızlık felaketine iten KIZAKLARDIR. Bundan dolayı FÜZE KADIN ya da KIZAK KADIN olabilir, her erkeğin arkasında olan bir kadındır, tabii varsa. Ya da KÜLTABLASI KADIN, her zaman alarm durumunda, bir ARŞİV KADIN erkeğin içinde tarihini sakladığı, ya da bir AYNA KADIN erkeğin içinde kendini seyrettiği, ya da OTEL KADIN, KÖPRÜ KADIN, KARANLIK KADIN..."

Kısacası, kitapta kadın kendi bireysel birikimleri, kazanımları ve özellikleriyle değil, hep bir erkeğe karşı aldığı konumla tanımlanıyor.

"Neden bu kitap?" diyeceksiniz. Okudukça, kadınsal durumlar aklıma geldi de ondan. Mutluluğu bulamayan kadınlar ya da mutluluğu yalnızca bir erkekle yaşadığı ilişkide gören kadınlar...

Bu tür kadınların erkeklerle mücadeleleri onları her şeyden uzaklaştırıyor. Saatlerce kocalarını, sevgililerini konuşuyorlar. Aynı enerjiyi başka alanlara gösterseler, sorunların sorun olmaktan çıkacağının farkında değiller. Bir yerlere de ancak kocaları ya da sevgililerinin desteğiyle geliyorlar.

Bu modeller çok yanlış. Sonuçta, siz siz olun böyle kitaplardaki öğütlere uymayın. Bir erkeğin hayatını karartayım diye kendi hayatınızı harcamayın. Gönülleri, akılları başkalarına takılmışsa, siz de dönün arkanızı. Beğenmeyen, küçük oğluna almasın! Erkeği yola sokacağım diye başı, gözü, saçı dağıtmayın. Kendi işinize bakın.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır