kapat

07.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Kanların ne kadarından medya sorumlu?..

Avcılar parkına bomba koyanların niyeti Faik Kandemir'e suikast düzenlemek miydi?.. Kan davası peşinde miydiler?.. Miras cinayeti mi işlemişlerdi?.. Ya da çek senet mafyası infaz mı yapıyordu?.. Hiçbiri değil..

Bombayı koyanlar Faik Kandemir'i tanımıyorlardı bile..

Faik Kandemir'in bütün günahı, yanlış zamanda yanlış yerde olmaktı..

Beş dakika önce kalksalardı.. Sabah geldiklerinde o ağacın altı dolu olsaydı da, öteki ağacın altına gitselerdi, bugün hayatta olacaktı..

Bombayı koyanların yaralanan onlarca kişi ile de ilgili değillerdi.. Onları da tanımıyorlardı. Hiçbir alıp veremedikleri yoktu..

Onlar terör eylemi gerçekleştiriyorlardı..

Banka soymak da bir terör eylemi idi. Ama bankayı soyunca, terörü finanse edecek kaynağa ulaşıyorlardı..

Peki, hiç tanımadıkları insanları öldürünce ellerine ne geçiyordu?..

Niye öldürüyorlardı?..

İşte bu sorunun cevabını medyayı yönetenler iyi düşünmek zorundalar..

İyi düşündüklerinde görecekler ki, Faik Bey'in akan kanında kendilerinin de vicdanları ve sorumluluk duyguları ölçüsünde payları vardır.

Kanlı terör eylemleri, sadece ve sadece medya için yapılır..

Televizyonda ilk haber olsunlar, gazetelerin manşetlerine taşınsınlar diye..

Bu ekranlar ve sayfalardaki kan, terörün can damarlarını besler, onu ayakta tutar.. Çözülmeleri yavaşlatır..

Dahası, terörün yapamadığını yapar, toplumda panik yaratır.

Bu kanlı görüntüler mesela, turizm sektörünün çökmesine yol açar..

Terörist koyduğu bomba ile ulaştığı hedefleri görmenin keyfi içinde, yeni bomba eylemlerinin planlarını yapar.

Dünyanın terör yaşayan tek ülkesi biz miyiz?..

Ama dikkat edin ekranlara görüntüler, hep az gelişmiş ülkelerden geliyor.. Afrika'dan.. Uzak Doğu'dan.. Endonezya'dan..

Uygar Batı'da patlayan bombalar nerde?..

* * *

Halkın haber alma hakkı kutsaldır..

Ama bu hakkı terörü yeni eylemlere teşvik etmeden, teröriste keyif vermeden, akşam ekran, ertesi gün gazetelerin başında "Vay be, neler başarmışım ben" zevkini yaşatmadan vermenin yolları yok mu?..

Görüntüsüz ve kısa haberlerle..

Hele hele yurtdışına bu tür görüntüleri "Üç kuruş" için pazarlamayarak..

* * *

Bu ülkenin önde gelen genel yayın müdürleri ve televizyon şefleri bir araya gelerek, terörle mücadelede kendilerine düşen görevleri tartışmalılar. Bir centilmen, bir sorumlu vatandaş anlaşması yapıp altına imza koymalılar.

Terörle mücadele, ancak topyekun savaş haline dönüşürse, kazanılır..

Askerin, polisin işi şehit olmak, benim işim gazete ve program satmak dediniz mi, gerçekte sattığınız şeyin ne olduğunu iyi düşünmeniz gerekir..

Kanlı görüntülerin, daha kanlı görüntülere davet çıkardığını unutmayacak, Faik Bey'in yerde kalan kanında kendi sorumluluğunu bilecek bir medyaya, hele bu tür eylemlerin sıklaşacağının kolayca tahmin edildiği "Asma- Asmama" sürecinde fena halde ihtiyacımız var!..

Altılı Ganyan'ın

güzelliği..

FHM dergisini zaman zaman kıskandığımı yazmıştım değil mi?..

Bu ülkenin gelmiş geçmiş en "Büyük" erkek dergisi Erkekçe'yi çıkarmış adam olarak kıskanıyorum tabii..

Mansur Foroutan, benim genç meslektaşım bu işi biliyor.

Temmuz sayısı beni İstanbul'dan Nice'e uçurdu..

Yolun yarısı da "6'lı Ganyan" ile geçti..

"Ülke tarihinin gördüğü en muhteşem kadınların altısı birden huzurunuzda" diye sunmuşlar, altı bombayı..

Selin Toktay, Demet Şener, Ebru Şallı, Aysun Kayacı, Duygu Ulaş ve Arzu Pavlova..

Erkekçe'yi yönettiğim sürece, mayolu kadın resmine zorunlu olmadıkça yer vermedim. Mayo erotizmi öldüren bir giysidir diye..

Ama Yaşar Saraçoğlu benim 40 yıllık tezimi çürüten fotoğraflar çekmiş..

Uğur Vardan nasıl ince bir mizahla yazmış yazıları.. Bayıldım.. Gerçekten bayıldım..

Bakın FHM'nin bu sayısı, Amerikan deyişi ile Collektor's İtem.. Yani koleksiyoncu malzemesi.. Sırf bu 6'lı Ganyan yüzünden..

Şimdi bu 6'lı Ganyan ile ilgili kendi görüşlerimi de iki satırla yazmak isterim.. Kambersiz düğün olmaz.. Beşi değil, altısı bir yerde olacak güzellerin de Hıncal'ın fikri olmayacak, olur mu?..

Ebru Şallı.. Bakın kendisi fotoğrafları kadar çekici değil. Kız müthiş fotojenik. Bu yüzden belki, karşı karşıya gelince biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Gözleri harika.. Ama özel yaşamından çok kaybetti.

Aysun Kayacı.. Sarışın olmanın avantajı ile altılı arasına karışmış gibi geldi bana.. Aklı başında özel yaşamı ile de öbürlerinin yanına pek uymuyor..

Demet Şener.. Türkiye'nin en kolay elde edilen kızı deniyor onun için.. Katılmıyorum. Tam tersi oluyor. Demet Türkiye'nin en kolay elde eden kadını. Avlarını o seçiyor, o bırakıyor. Erkekler de onu "Tavladıklarını" sanıyorlar. Demet tam bir playgirl.. Canı kimi çekerse.. Bugüne dek çektiklerinde üç özellik öne çıktı.. Kıro.. Zengin.. Komik.. Artık iyice yıprandı yalnız. Biraz gözden kaybolsa iyi olacak.

Selin Toktay.. Türkiye'nin en genç harabesi olmasına az kaldı. Biraz daha gayret etsin yeter.. Daha bu yaşta bu kadar fazla taze-kart çapkına lokma olması, imajını hızla düşürdü, yıprattı.. Yakında unutulur. İyi de olur.

Duygu Ulaş.. Duygu'yu keşfeden FHM imiş.. Bu yüzden altılı içinde yer almış.. O kadar torpil olacak tabii.. Duygu, karda yürüyüp izini belli etmeyenlerden. Altılının en yaşlısı olduğu halde adı en az duyulanı olması bundan. İnsana hemen hissettiren bir dişiliği var..

Arzu Pavlova.. Altılı'da niye yer aldığını anlamadım, aslında.. Kameramanın torpillisi seyirciler arasında sık sık ekrana gelir.. Öyle mi?..

Bu listede, Duygu Dikmenoğlu olmalıydı mutlak.. Resimlerini çekemediler onlar mı?.. Yepyeni görüntüsü ile son zamanlardaki defilelerin en gözde mankeni Didem Taslan olmalıydı herhalde.. Farkında değiller belki, Ebru Destan müthiş bir kız.. Akla gelmeliydi..

Neyse.. NBA'den seçilen milli takımdan mülhem Dream Team/ Rüya Takım demiş FHM, altılıya.. Şimdi sıra Dream Team II ve Dream Team III'te..

Türk erkeğinde rüya biter mi?..

Sabırsız seyirci!..
Okuyucu Hale Nilgün Sel, İstanbul Festivali'nde bir grup seyirciye kızgın..

"Yarısı sanatçıyı ayakta alkışlar, öbür yarısı ayrılıp park yerine koşuyor" diyor..

Görünüş iyi değil, ama, ne yazık ki, bu dünyanın her yerinde böyle artık..

1994 Dünya Şampiyonası sırasında Üç Tenorlar Konseri'ne gitmiştim. Los Angeles Dodge City Stadı'nda.. Gücüm 300 dolarlık tribün biletine yetmişti. Bileti sipariş ettiğim Necdet Çobanlı ağabeyim, yandım Allah o parayı da benden almadı ya.. Bir kez daha teşekkürler Necdet Ağabey.. Ne konserdi ama..

Sahanın içi 1000 dolar.. 400 milyon lira..

Konserin birinci yarısı boyunca, insanların smokinlerle yerlerine gelişleri devam etti..

İkinci yarı boyunca da gidişleri izledik..

Yani 400 milyon lira ödenen sandalyelerin tamamı konserin hiçbir anında dolu olmadı..

Bu neden böyle?..

Zaman değişti. İnsanlar uzatma penaltısı atılırken maçı terkeder oldular.. Niye?.. Salondan iki dakika erken çıkmak, parktan çıkışta ve henüz boş yolda en az yarım saat kazandırıyor da ondan..

Önceden insanların bol vakti vardı.. Bir gece bir şeye ayrılırdı..

Şimdi vakit az.. Yapacak şey çok.. Uç uca gidilmesi gereken yerler var.. Evde televizyonda bekleyen bir program var.. Var oğlu var..

Sevgili Hale,

Eski güzel günlere dönmek artık hayal..

Hızlı dünyanın koşulları böyle ne yapalım..

Sizi teselli edecek tek şeyi, yazımın başında anlattım.

Sanatçı şoke olmuyor, Türkler hakkında kötü şeyler düşünmüyor merak etmeyin..

Çünkü alışkın. Çünkü dünyanın her yeri böyle artık!..

BİZİM DUVAR
Pa ayak demek. Jet de malum. Jet-Pa boşuna hızlı ayakları birer ikişer toplamıyor.

Hakan & Utku

Söyleyene bak!.

Başarının sırrını bilmem.. Ama başarısızlığın sırrı, herkesi memnun etmeye çalışmaktır" demiş..

Kim demiş?..

Kendi adını taşıyan şovu/dizisi ile herkesi eğlendiren Bill Cosby!..

TEBESSÜM
Hakim sordu:

- Boşanmak için müracat etmişsin mahkememize, peki geçerli bir nedeni var mı?

- Elbette var hakim bey, evliyim dedim ya.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır