Halkın gücü bitti Onlar, püfür püfür
Devlet sadece kirli değil, kipkirli, çürümüş, dökülüyor, yalancı, iftiracı, savurgan, israfçı. Harcamalarını gizleyen. Halktan topladığı vergiyi nereye, ne zaman, hangi verimlilikte harcadığının net, açık, şeffaf olarak hesabını halkına veremeyen bir devlet.

Bu çürümüş, dökülen, yalancı, israfçı, savurgan devlet bir yandan kendisini düzeltmek için en ufak bir yeni adım atmıyor fakat öbür yandan da halktan özveri bekliyor. Her gün tüpgazdan benzine korkunç zamlar yapıyorlar. KDV oranlarını artırmayı, Özel Tüketim Vergisi getirmeyi planlıyorlar.

Bol kepçe harcıyorlar.

Hesapsız, kitapsız...

Ve vicdansız..

Halkın dayanma gücü bitti.

Onlar püfür püfür.

Olaylara bakın, görün. Her gün bir olay dile geliyor, haykırıyor: İşte Sabah Ankara Bürosu'nun dün bulup geçtiği haber: RTÜK Krallığı...

***

Radyo Televizyon Üst Kurulu, daha bir kaç yıl önce TV ve radyolarda, toplumun genel ahlâkına, kamu vicdanına, çocukların sağlıklı gelişmesine, insan haklarına, kişi özgürlüğüne aykırı yayın yapıp yapmadıklarını kontrol altına almak için kuruldu. Kurulması gerekiyordu, toplumu, genel ahlâkı, insan haklarını sorumsuz, sansasyoncu, gözüdönmüş TV yayınlarından koruması gerekiyordu. Ve toplum da bu hizmetin karşılığını vermeye hazırdı. Yapacakları iş TV'leri, radyoları izlemek ve rapor yazmak. Odacı, bekçi, koruma, getir-götürcü toplam 270 çalışanı var. 1999 yılı personel harcaması 3 trilyon lira ayırdılar. Çalışan başına ortalama bürüt 1 milyar 100 milyon lira düşüyor ve bu da aşağı yukarı 2 profesör maaşı ediyor.

Fakat sonuca bakın.

Devlete bakın.

Harcamaya, israfa...

Gösterişe, tantanaya bakın.

RTÜK'ün 9 kişilik Üst Kurulu ve toplam 270 personelinin çalıştığı binanın büyüklüğü 30 bin metrekare. 9 kişilik üst kurul üyelerinin her birinin odası 100 metrekare büyüklüğünde. Türkiye'deki 13 milyon ailenin 11 milyonu anne-baba, çoluk-çocuk bütün aile 100 metrekarenin altında evlerde oturuyor. RTÜK'ün 9 yöneticisinin her birinin çalışma odası 100 metrekare. RTÜK, 1999 yılında 18 trilyon lira para harcayacak ve bu paranın 9 trilyon lirası bina ve arsalara ödenecek.

Tahmin edin.

Koç Holding'in durumu nedir?

Toplam 44 bin işçinin çalıştığı 77 iştirak, 13'ü bağlı olmak üzere 90 şirketi yöneten 12.5 milyar dolar (5 katrilyon 312 trilyon lira) ciro yapan Türkiye'nin en büyük holdingi kaç metrekarelik bir binada oturuyor?

23 bin 192 metrekare binada...

RTÜK ise 30 bin metrekare...

ATV binası 16 bin...

NTV binası 7 bin 500...

Kanal D ise 14 bin metrekare.

***

Devleti ele geçirenler dökülüyor, yalancı, iftiracı, israfcı. Harcamalarını saklıyorlar. Bütçeleri şeffaf yapmıyorlar. Bütçede hedeflenen harcama ile gerçekte yapılan harcama birbirini tutmuyor.

Sürekli sapma oluyor.

Memur maaşlarına yüksek zam yapmayalım, enflasyon olur diyorlar. Fakat RTÜK'ün üst kurul üyelerine 100 metrekarelik odalar döşüyebiliyor.

Devletin bir bilançosu yok.

Saydam değil...

Halkın bilgisine açık değil.

Başbakan Ecevit açıklasın.

Son 10 yılın bütçe dışı harcamaları nedir, nerelere, nasıl yapılmıştır?

76 makam otosu konvoyuyla geldi!

Cumhurbaşkanı örnek olmalı. Cumhurbaşkanlığı, hem Ankara'daki Çankaya Köşkü'ne, hem de İstanbul'daki Huber Köşkü'ne trilyon akıttı. Büyük harcama yapıyor. Huber Köşkü'ne bir gidin, tamamı ithal mobilyalar, perdeler, tavan aydınlatmaları ile döşeniyor. Dünyanın en zengin bitki çeşitine sahip İstanbul Boğazı'nın kendi doğal örtüsü yetmiyormuş gibi tropik ağaçlar ithal edilip, dikiliyor. Geçenlerde Cumuhurbaşkanı Demirel, Huber'in yapımını teftişe geldi. Orada işçilik, ustalık yapanlar Cumuhurbaşkanı'nı izleyen 76 tane makam arabası saydıklarını bana telefonla bildirdiler. Cumuhurbaşkanımız, niçin Huber Köşkü'nün uluslararası ihaleye açılarak satılmasını ve elde edilecek gelirin bütçeye yama yapılmasını önermiyor. Kendisi 43 yaşında emekli olan fakat yeni tasarıyla emeklilik yaşının 62'ye çıkartılmasını teklif eden Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan da makam aracı Mercedes'ten inip, "Madem ki halka tasarruf ve çok çalışma öneriyorum, ben de Mercedes'ten inip Meclis'e halk otobüsüyle gidip gelmeye başlıyorum" demiyor.

Türkiye dibe vurdu.

Savurgan devlet yüzünden.

Kemeri önce devlet sıkmalı.