kapat

07.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


400 yıl önce de ekonomik durum felaketti

Son dönemlerde haberlerle olaylar, "Türk'e Türk propagandası" yapma kolaycılığıyla her türlü sorumsuzluğu maskeleyiverme demagojilerinin üstüne, hem gösterişli bir biçimde işemeye, hem de yestehlemiye başladı.

Her toplumda çeşitli kepazelikleri paravanlamaya çalışan siyasal şarlatanlıklara bol bol rastlanır...

Ancak oralarda bu şarlatanlıkları, sürekli olarak süpürüp duran "kalite kadroları" da vardır. Sanat adamları, yazı adamları, bilim adamları, toplumları; tek yönlü hipnotize etmeye kalkan siyasal şarlatanlıklardan arındırma misyonunu yüklenmişlerdir.

Türkiye'nin oligarşik egemenleri ise siyasal şarlatanlıklara karşı çıkanları, "demir ökçeleriyle" ezme despotizmini; politikanın asla vazgeçemeyeceği bir işlev olarak benimsemişlerdir.

Böyle olunca da olayların bizzat kendisi yürümeye başlamıştır siyasal şarlatanlıkların üstüne..

Dünkü Sabah'ın manşetinde DPT Müsteşarı Prof. Dr. Orhan Güvenen'in ne zamandan beri tekrarladığı bir uyarı vardı:

"1 Ocak 2000 günü Türkiye'de bir kaos yaşanacak, elektrik ve telefon kesilecek, uçaklar kalkmayacak."

Bunun da nedeni Türkiye'nin bilgisayar sistemlerini 2000 yılına uyarlamakta geç kalmış olması...

Böyle olunca da, 2000 yılında bizim bilgisayarlarda 1900 yılına dönülecek otomatik olarak..

Örneğin 31 Aralık 1999 günü saat 23.59'da başlayıp, 1 Ocak 2000 günü 00.02'de tamamlanacak 2 dakikalık bir telefon konuşması için 99 yıl 2 dakikalık bir fatura kesilecek...

Türkiye böylece "Türk'e Türk propagandası"nın siyasal maskeleriyle değil, kendi gerçek niteliğinin profiliyle girecek. 21. Yüzyıla..

Sabah da dahil, dünkü bazı gazetelerde yer alan bir başka haber de şuydu: "Belediyeler battı. Yüzlerce belediyede hizmetler durdu, işçi maaşları ödenemiyor, mallara ve araçlara haciz geliyor."

Bütün bunların nedeni, son 80 yıldaki Bütçe giderlerinin bir türlü saydamlaşmamış olması değil tabii..

Bütün bunların nedeni iç ve dış düşmanlarımız.

Ve tabii Dünya, kasıtlı olarak Türk imajını, çağdışı bir imaj olarak gösteriyor...

Yoksa biz, atalarımız, şanlı tarihimiz v.s...

Şimdi gelelim 1597'ye... Yani 400 yıl öncesine... Osmanlı tahtında; Padişah olur olmaz 19 kardeşini, daha sonra da oğlu Şehzade Mahmut'u ve -37 yaşında ölünceye dek- 7 yıllık iktidarı süresince 3 Vezir-i Azam'ı boğduran III. Mehmet oturmaktadır.

III. Mehmet, sonradan boğduracağı Vezir-i Azam Yemişçi Hasan Paşa'dan durmadan para ister. Hazine'de ise metelik yoktur.

İşte Yemişçi Hasan Paşa'nın bu isteklere verdiği cevaplardan bir kaç cümle:

"... kulunuza 3000 altun gönderesin deyu ferman olunmuş...

Masrafa nihayet yok. Nereden akçe tahsil edeceğümüzü bilmezüz..

Eğer memleket mamur olup akça tahsili mümkin olsa devletlü padişahumdan sakınur mıydum? Memleket ve Hazine ve kul cümlesi Padişahumun değil midür?" (Osmanlı Tarihine ait belgeler-Cengiz Orhonlu)

Evet, memleket ve Hazine ve kul cümlesi Padişahındır. Ya peki bugün memleket, Hazine ve kul cümlesi kimindir?

Siyasal yanıt hazır:

- Milletin...

Öyleyse niye "Belediyeler battı" ki?...

Olaylar hışımlı geliyor ve siyasal bir maske olarak kullanılmış uydurma böbürlenmelerin hipnozlarını yıkıyor...

Toplumlar sürekli bir özeleştiriyle kendilerini, siyasal demagojilerin afyonlarından arındırdıkları ölçüde, gelişip oligarşik egemenliklerin gizli kazıklarından kurtuluyorlar...

600 kişide ancak 1 kişinin mesleği bulunduğu Türkiye'de, özeleştiri dönemi bir türlü başlayamadı...

Bir yanda "tabu"lar bir yanda "dogma"lar...

Ve 20. Yüzyıl boyunca toplatılan kitaplar, içeri tıkılan sanat adamları, yazı adamları, bilim adamları...

Yavuz Donat da dünkü yazısına şu cümleyle başlıyordu:

"İtiraf edelim ki imajımız bozuk"

Allah Allah neden acaba? Hem de tam 21. Yüzyıla 5 ay 23 gün kala...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır