kapat

07.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Rekabetin buruk tadı...
Arkadaşlar arası rekabet, hiç de kötü bir şey değil. Ama durum ileri boyutlara varır da iş kıskançlığa dönüşürse ilişki bozulabilir.

Şebnem ÖZDEMİR

En yakın arkadaşının kendisini kıskandığını söyleyen genç bir kadın "Üniversiteyi yeni bitirmiştim ve birkaç şirkete iş başvurusunda bulunmuştum. İlk önce hiçbirinden haber gelmedi. İki hafta sonra en çok istediğim şirketten, beni kabul ettiklerini belirten bir zarf aldım. Bunu kutlamak üzere arkadaşlarımla yemeğe gittik. Herkes beni tebrik ederken en yakın arkadaşım dönüp; 'Hayatta işten de önemli şeyler vardır,' dedi, neye uğradığımı şaşırdım. Beni kıskanmıştı, bunu hiç beklemezdim," deyip, sözlerine şöyle devam etti: "Ben sadece gülümsedim onun bu lafı üzerine. Ama o bütün gece bizimle beraber olmasına rağmen ne beni tebrik etti, ne de gülümsedi. O günden sonra pek görüşmedik. Daha sonra karşılaştığımızda yeni bir iş teklifi aldığını, fakat patronunun ona gitmesini istemediğini çünkü onun çok iyi bir editör olduğunu söylediğini anlattı. Kendi kendine benimle yarış yapıyordu. Ben onun bütün sevinçlerini paylaşmıştım, hep yanındaydım. Benden önce işe girdi diye hiçbir zaman üzülmedim, onun davranışları beni çok kırdı."

Bu rekabete en çok üniversite sınavı na girileceği dönemde rastlanıyor. Yıllardır birlikte okuduğunuz, her şeyinizi paylaştığınız arkadaşınız bir anda rakibiniz olarak karşınıza çıkıyor. Testlerden sizden yüksek puan aldığı zaman içten içe üzülüyorsunuz, hep ondan daha iyi olmak istiyorsunuz. İşte bu rekabetin tatlı yönü, çünkü başarıyı beraberinde getiriyor. Ama güzellik konusunda birbirleriyle yarışanlar hep kaybediyor. "A, o bugün benden daha şık," deyip, eve gidip elbise değiştirenler, daha güzel olmak için makyaj küpüne düşmüş gibi dolaşanlar... Onların tek dertleri, dış görünüş. Her zaman ilgi odağı olmak için, dikkat çekmeyecek insanlarla arkadaş olanlar bile var!

Psikologlar da biraz rekabetin ilham kaynağı olabileceği ve başarı getireceği görüşünü onaylıyorlar. Onlara göre bu her arkadaşlıkta var, hatta karı koca ilişkisinde bile... Onlar bunu motivasyon olarak değerlendiriyorlar.

Her şeyde olduğu gibi, yaş ilerledikçe sorunlar daha ciddi bir boyut kazanıyor. Çünkü artık hiçbir şeye "çocukluk" deyip geçilmiyor; ciddi bir neden aranıyor olayların altında... Zaten genelde de eskiden beri dışa vurulmayıp, bastırılan duygular su üstüne çıkıyor. Arkadaşının eskiden aşık olduğu erkekle evlenenler, kilo kompleksini bile bile onun yanındayken; "Ne yesem şişmanlamıyorum," diyenler...

Farklı çevreler
Bazı psikologlar farklı çevrelerden gelen insanların bu sorunu daha açık yaşadıklarını belirtiyorlar. Özellikle maddi durum birinci sırada geliyor. Arkadaşının evini, arabasını kıskananlar, her fırsatta onları babalarının zengin olmasıyla suçluyorlar. Yeşim anlatıyor: "En yakın arkadaşım İpek başka bir şehirden gelmişti bizim okula. Babasının durumunun pek de iyi olduğu söylenemezdi. İpek her fırsatta baba parası yemenin kötülüklerinden bahsediyordu. Ona kalsa herkes küçük yaşta kendi parasını kazanmaya başlayacaktı.

Bizim eve geldiği zaman her şeyde kusur buluyor, bir an önce gitmek istiyordu. İlk başlarda onun bu davranışlarına anlam verememiştim, fakat yıllar geçtikçe İpek daha da acımasız olmaya başlamıştı. Beni herkesin ortasında ezmekten büyük zevk alıyordu.

Onun bu davranışları arkadaşlığımızın bitmesine neden oldu. Acaba şimdi mutlu mudur yaptıkları için?"

Aslında aralarında maddi açıdan büyük fark olan insanların arkadaşlık yapmaları gerçekten çok zor. Daha zengin olanın yaptıkları diğerine batacak, sanki özellikle kıskandırmak için yapıyormuş gibi gelecek.

Diğeri kendini ezik hissedecek. Birbirlerinden rahatsız olacaklar. Sırf maddi konular yüzünden nefrete dönen çok arkadaşlık var.

Her türlü kesimden insanın bulunduğu koca bir şehirde bu sorunların yaşanması pek de yadırganacak bir durum değil.

Eğitim düzenindeki ve sosyal şartlardaki eşitsizlik, kişinin karakteri ne kadar sağlam olursa olsun, bu gibi "kapışmalardan" etkilenmesine neden oluyor.

Arkadaşlar arasında rekabeti körükleyecek sebeplerden uzak durulamıyorsa ya da ortadan kaldırılamıyorsa ve rekabet duygusu arkadaşlık ilişkisini zedeleyip, taraflardan birinin sürekli mağdur durumda olmasına neden oluyorsa yapılması gereken ilk iş bu konuyu açık açık arkadaşınızla konuşmak olacaktır.

Eğer halen devam eden yıpratıcı bir rekabet söz konusu var ise yapılması gereken en uygun şey, arkadaşlığınızı gözden geçirip, devam edip etmeme konusunda cuddu bir karar vermeniz olacaktır.

Ne de olsa arkadaş, insanı sürekli strese sokmak için değil, iyi ve kötü paylaşıp, birbirine destek olmak için vardı.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır