kapat

03.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AYŞEGÜL ALDİNÇ

Ele verir talkını kendi yutar salkımı

Ben de inanamıyorum ama altı kilo fazlam var. Kimse "Şişmansın" demiyor (Ne kibardır bazıları!), hatta bazen "Zayıfladın mı sen?" diye zırvalayanlar bile var. İşin bu kısmını katiyen anlamıyorum, insan aynı anda birilerinin gözüne hem şişman hem zayıf nasıl görünebiliyor?

Şu meşhur, kalp hastalarına verilen diyetten yapmaya uğraşıyorum. Hani onüç gün uyguladıktan sonra bırakıp, iki sene yiyip içip ense yapıyorsun. Kalp hastalarına niye verildiğini şıppadanak anladım ama ben. Rejim listesini görünce hastanın kalbi sıkışıyor ve huzura kavuşuyor (Tanrı huzuruna!). Sonra da, ne kilosu, ne lipiti, ne kolestrolü Allahaşkına?!

Listeyi gördüm, kalbim sağlam olduğu için bana bir şey olmadı. Ama yiyecek miktarlarını soracak olursanız açlıktan ölme ihtimalimi gözönünde bulundurarak eş dostla şimdiden helalleşsem iyi olur kanaatindeyim.

Diyeti, meraklıları biliyor. Bilmeyenler başka köşe yazarlarından da takip edebilirler. Şimdi moda bu. Bir aralar lahana çorbası diyeti vardı, millet bostanlarda yolunmadık lahana bırakmadıydı. Ben de sormuştum, zerzavatçılar "Lahana yok bekliyoruz," cevabını vermişlerdi. Ben de patron, müdür vb. mühim zevatla, zerzavat (lahana) arasında o saat ilişkiyi kuruvermiştim hiç unutmam (mühim şahısların sekreterleri, onları telefonla aradığınızda aynı lafı ederler hatırladınız mı? ".... yoklar efendim, bekliyoruz" derler).

****

Diyetisyenler için de, estetik cerrahlar için de "çok zor hasta"ymışım, öyle dediler. Verdiğim kilonun da olduğum ameliyatın da (hemen de yanlış anlarsınız, burada "olursam" anlamında kullanılıyor) sonucu bende pek görünmezmiş. Yani "Bu ne şimdi? Aç kaldım, oramı buramı kestiniz, ne fark var? Verin bakalım paralarımı geri" diyesiymişim. O yüzden giderseniz, kapılarında "Ayşegül giremez" anlamında işaretlere rastlayabilirsiniz.

Bu rejimlerde su içmek çok önemli bir hususmuş. İşte ben en çok burada zorlanıyorum. Hani derler ya "Yemez içmez sultan" diye bana ikinci kelimesi uyuyor. Su içerken acı çektiğimi söyleyebilirim.

Günde iki litre su içmekmiş... Nerdee! Bazen şu su işini koluma serum taktırarak halletsem ne iyi olur diye düşünmüyor değilim. Ayrıca su mevzuu başka bir bakımdan da sizi fena halde bağlıyor. İçtiniz, sokaktasınız, tuvalet yok ne halt edeceksiniz? Bir arkadaşım sırf bu küçük su meselesi yüzünden tiyatro bileti almıştı! (Ey sanat sen nelere kadirsin.)

****

Geçen gün aynadaki aksime bakarken fenalık geçiriyordum. Hamile diye dedikodular duyarsanız hiç şaşmayın. (Tekrar uyarıyorum doğru okuyun, hamile değilim.) Bu "mucize rejimi halletme konusunda ne kadar kararlı olduğumu göstermek için, kendimle ilgili bilgileri bu kadar net veriyorum. Çünkü biliyorum ki, bana rastladığınız her yerde göbek nahiyeme bakacaksınız.

Bir yerde okumuştum, "Rejim yaptığınızı dünya aleme duyurun," diyordu. Bu, sonuca ulaşmak için harika bir yöntemmiş. Takdir edersiniz ki, haftada iki kez naçiz yazılarımı yazdığım bu köşeden bunu duyurmak benim için fevkalede yararlı olcaktır. Darısı sizin başınıza!

****

Bu arada yazılarımın haftada ikiye çıkarıldığını herhalde farkettiniz. Günlerin aklınızda kalması için Perşembe ve Pazar kelimelerinden "Perşembe pazarı"nı kurabilirsiniz. Hatta Melih Kibar'la yaptığımız bir telefon konuşmasında, onun dediği üzere (Kanal 8'de programı var. 15 Haziran 21.00'deki canlı yayına konuk etmek için aramıştı. Biz bir araya gelince pek eğleniyoruz. Siz de eğlenirsiniz belki) "Perşembenin pazarı, Ayşegül'ün yazarı" şeklinde mani kıvamında söylerseniz daha da kalıcı olur. Buradan yola çıkarak Sabah gazetenizi sadece bu günlerde alın dediğimi sanıp öyle yaparsanız ben kalıcı olamayabilirim! Yine de siz bilirsiniz.

Sayıklamalar:
- "Vinyet" nedir bilir misiniz?

- Ben biliyorum

- Siz bilmiyorsanız önemli değil

- Herkes her şeyi bilmek zorunda değil

- Ben de annemin karnındayken öğrenmedim

- Şu, kenarda gördüğünüz karikatüre denir

- Öğrenmenin yaşı yok tabii

- Siz kaç yaşındasınız?

***

- Sabah boğazın renklerini bir görseydiniz

- Şiir yazardınız

- Ben yazdım

- (Biraz utanıyorum, ona göre okuyun)

"Uyanıyor İstanbul

Martılar mahmur

Ben güzelim

Yolunda galiba işler

Bir başka düşüyor yüzüme perçemim"


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır