kapat

28.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SERPİL YILMAZ(syilmaz@sabah.com.tr )


Bodrum'dan Gökova'ya uzanan disco

Deniz koyda, eğlence Bodrum'da yaşardı... Bu yaz öyle olmayacak. 10 milyon lira veren, gece eğlenceyi denizde yaşayacak. Gecenin ışıtıları arasında Bitez Yalısı'na varmadan kıyamet kopacak. 40 bin Watt'lık ses düzeni, 1000 kişiyi müziğe zincirleyecek...

Bodrum'un gece hayatına damga vuran iki büyük disco'dan biri Halikarnas, diğeri M&M Club. Halikarnas'ın sahibi Süleyman Demir, Bodrum eski Belediye Başkanı Tuğrul Acar'la girdiği iskele mücadelesin kazanmıştı. M&M ise kaybedip, iskeleden olmuştu. M&M'in sahipleri Mehmet Birgen ve Mehmet Helvacıoğlu "Kötü evsahibi, mülk sahibi yapar" misali, yıkılan iskeleden sonra yüzen platform fikri geliştirmişler.

Katamarana çıktılar
75 metrekaresi cam, toplam 1275 metrekarelik bir alan sahip katamaran disco dizayn ettirdiler. Adına da M&M Marine Club dediler. 2 Temmuz'da açılışı yapılacak katamaran M&M'in önünden gece saat 01.00'den kalkıp, 05.00'e kadar Gökova Koyu'nda gezip, yerine dönecek. Mehmet Birgen eğlence dünyasında aslında yatırımcı olarak fazla ize sahip değil. Asıl bu dünyanın yatırımcısı, ortağı Mehmet Helvacıoğlu. Helvacıoğlu Bodrum Barlar Sokağı'nın klasiği kabul edilen Hadigari'nin de kurucusu. Ayrıca Kale'nin dibinde bir de bar-restoran ortağı...

Çevreye zarar vermemeli
Katamaran eğlence dünyasına bir renk getirirken, çevrecilerin tepkisini de çekmemek zorunda. Zira sessiz koylara dalan bir gürültü ve atık problemi çıkarabilir. Belediye'nin işi de bu sakıncaları ortadan kaldıracak önlemleri talep etmek olmalı... Tabii bu önlemlere sağlık ve güvenlik ayağını da eklemek gerekecek. Yoksa yüzer disco çok tartışılır.

Araplar'la ortak
Birgen'in, 33 yılı yurt dışında geçmiş. Bar ve gece hayatının iyi bir müşterisi olmuş. Bu yıllarda Suudi Arabistan'lı zengin bir aile olan Bin Ladin'in veliahtlarıyla arkadaşlık etmiş. Bin Ladin ailesinin kendi isimleriyle anılan bir de inşaat firmaları var. Birgen Bin Ladin'in Suudi Arabistan'daki inşaatlarına Türkiye'den yılda 3-5 bin işçi gönderiyor.

Birgen Arabistan'a işçi göndermeyi
"Türkler hem Hacı olmak, hem de para kazanmak için Arabistan'ı tercih ediyorlar. Bin Ladin için Türkler en verimli çalışan Müslümanlar" diye anlatıyor...

Birgen'in, Bin Ladin'le ilişkisi işçi göndermekle sınırlı kalmayacaktı, eğer Hard Rock Cafe Ankara'da açılmasaydı. Bin Ladin, Hard Rock'ın Orta Doğu temsilcisi de. Türkiye'de Hard Rock Cafe açılması söz konusu olduğunda Birgen devreye giriyor. Birgen, ikinci Türk ortak Mehmet Habbab'ı, ilk cafe'nin Ankara yerine İstanbul'da açılması konusunda ikna edemeyince projeden ayrılıyor.

Bu kez Şeytan konuşuyor
İş dünyasında ikinci, üçüncü kuşağın "çalışmama" eğilimi belirdi. Bunun çok yaygın olduğunu söyleyemem. Servetlerine servet katmak, babasından daha "başarılı" ve şöhret sahibi olmak için gecesini gündüzüne katmaya hevesli bir nesilin gayreti de ortada...

Serseri bir top gibi zıplaya zıplaya kayalardan yuvarlarmayı, sonra bir sahile vurup yan gelip yatmayı daha öğretici ve üretici bulanların sözcüsü Türkiye'de Emre Yılmaz oldu. Yılmaz bundan üç yıl önce "Genç Bir İşadamına" diye bir kitap yazdı. Bu kitap, daha sonra Savcılık tarafından "Müstehcen" bulunup, toplatıldı, yargılandı. İşadamlarının toplumsal ve bireysel ahlâkını sorgulayan kitap daha sonra aklandı.

Yılmaz'ın ikinci kitabı geçtiğimiz günlerde okuyucuyla buluştu.

Çalışma dünyasının kepenklerini indirdikten sonra, kendini insanın iç dünyasında yolculuğa adayan Yılmaz, ikinci kitabı "Şeytan'ın fısıldadıkları" nı göndermiş. Okudum. Felsefeyi kefil tutan bir kitap. Bildiklerinden çok düşündüklerini Şeytan'la, Tanrı arasında gezdiriyor... Yine kışkırtıcı, yine şamatacı...

Kitabın en önemli özelliği altını çizerek okumanıza hiç gerek yok. Çünkü kitabın tümü altı çizili cümlelerin alt alta gelmiş hali...

Yılmaz bu kez karşımıza kendini erken emekliye ayıran bir işadamı olarak değil, filozof! olarak çıkıyor.

Artık o lakırdı satacak...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır