Duygu Hanım'ın işi zor

Biz vatandaşa haber alma hakkını kullandırıyoruz ama Duygu Dikmenoğlu gibi ferasetli bir elit modeli de kurtların önüne atıyoruz.. Söyledikleri doğru olmasına doğru.. Gelin görün ki feministler katiyen beğenmeyecek..

Aferin Duygu Dikmenoğlu'na.. Hem de iki kere aferin.. Birinci aferin bu memleketin elit modellerinin cümle kurabildiğini dosta düşmana gösterdiği için.. İkinci aferin ise kız kısmının sosyal hayatımızdaki yerini "bir iyice" belirlediği için..

Laf masrafından korkmasam bir üçüncü aferin de objektiflere boş boş bakmayı bellediği için çekeceğim..

***

Geçenlerde Çarkıfelek'te yarışırken seyretmiştim..

Hani bir atasözü soruyorlar, çarkı çevirip puan belirledikçe bir harf söylüyorsun.. Bilirsen o harf ışıklı panoda yanıyor.. Harflerin gidişatına bakıp cümlenin, yani atasözünün tamamını buluyorsun..

Duygu Dikmenoğlu ile beraber yarışanlardan bir manken daha var, üçüncüsü de bir popçu ama iyilerinden.. Adını hatırlayamadım şimdi..

Oğlan anaları beğendi..

Harfler birer birer söyleniyor, tutanlar panoya yazılıyor.. Nihayet öyle bir noktaya gelindi ki pano şu şekli aldı:

K-Ç-N / B-L-K / B-Y-K / -L-R..

Sıra elit model kızımızda.. Bakıyor Allah bakıyor.. Pano ona bakıyor o panoya.. Yandan Mehmet Ali kazandırma gayreti içinde.. "Memleketimizin balığı boldur.." diyor anlayan yok..

"Aman fırsat kaçmasın.." diye tiyolar veriyor ama işaret yerine geçmiyor.. Altı üstü "Kaçan balık büyük olur.." diyecekler.. Mehmet Ali de "Bravoooo!" deyip kendini yerden yere atacak.. Bu kadarını bildikleri için avuçla para verecek..

Gelin görün ki elit modelimiz lâl olmuş, bir panoya bakmakta bir Mehmet Ali'ye..

Ekran başında olmasam "Haydi kızım bil gayri.." diye avazlanıp gayretlendireceğim ama sesimiz televizyon kutusundan geçip, oralara gidemez.. Kendi bağırdığımızla kalırız..

Sonunda Mehmet Ali baştaki üç kelimeyi okudu, dördüncü kelimeyi de diğer yarışmacı söyledi.. Üçü birden kocaman bir aferin aldılar.. Seyirci de "belki akrabalar bizi ekrandan seyrediyordur.." deyip alkış tutmakta..

***

O gün yarışmacılara çakılan alkışın içinden çıkamadım..

Seyirci acaba Duygu Hanım'ı "Atmışbeş-yetmiş IQ düzeyinde" seyreden ortalamamızı tutturduğu için mi alkışlıyordu, yoksa memleketin ihtiyacı olan bir "genç kız modelini" karşısında gördüğü için mi?

Seyirciye dikkat ettim.. Çoğu orta yaştaki ev hanımları.. Yani gelinlik kız bakma mevsimindeler.. Belli ki göz ucuyla oğulları için kız bakmaktalar.. Kızın pabuç dillisini, aklı iki karış önde gidenini istemiyorlar..

O yüzden çok sevdiler Duygu'yu.. En çok alkışı da ona şaplattılar..

Şimdi karşıma dikilip "Hiç öyle şey olur mu?" diye söylediğimin tersini savunup şeytana avukatlık yapmayın.. Anadolu insanının geninde var bu seçim.. Osmanlıdan beri töredir..

Var evine de yok evine de kız alırken önce gürbüzüne bakılır.. Sonra biraz sersemcesi aranır ki kaynananın, görümcenin karşısına dikilip, dilini arabacı kamçısı gibi şaklatmasın..

Kız kısmının sersemcesi o hane için piyangodur..

Takarsın boynuna ortası mavi boncuklu beşibiyerdeyi.. Bileğine iki üç burma.. Ondan sonra sürersin gelin sefasını.. "Bileziği burmalı, alıp yere vurmalı.." dedikleri cinsten gelinin kıymetine baha biçilmez..

Haaa! Arada bir ağzından hikmetli bir laf çıkarsa konuya komşuya övünmesi de cabası..

Gelindeki akıl eyi emme..
Hani köylünün danası orayı burayı karıştırırken başını küpe sokmuş, gerisin geri çıkaramıyor.. Ailenin aklı erenleri başına toplanmışlar.. O çekiştiriyor, diğeri dürtüyor ama küp çıkası değil..

Ağzı var dili yok gelin ilk defa konuşmuş..

- "Küpü kırın.."

Kayınpeder "iyi akıl" diye eline tokaçı almış, tam vuracak kayınvalide "O küp anamın yadigârı kırdırmam.." diye itiraz etmiş..

Gelinde akıl çok.. Dananın başıyla sağa sola oynayan küpe bakıp "O zaman dananın başını kesin.." demiş, çıkmış dışarı..

Kayınpeder danayı yatırıp kafayı gövdeden ayırmış ama kelle hâlâ küpün içinde.. Elinden bıçağı atarken söylenmiş:

- "Gelin eyi akıl verdi emme dananın işine yaramadı."

***

Köylü kısmı avradın boncuklusunu, saçı bürüklüsünü istemez.. Onlara göre süslü avrat şehir kısmının işidir.. Köy yerinden biri böylesine heveslendiği zaman "Maydanoz var dişinde, süslü avrat peşinde.." deyip küçümser..

Duygu Dikmenoğlu'nda her köy evine lazım "akıllı gelin" işaretlerini görmemle sevincimden elimdeki Aktüel dergisini havaya atmam bir oldu..

Bizim Aktüelciler Duygu kızımızla bir röportaj yapmışlar.. Oturup saydım.. Arka arkaya 49 tane cümle kurmuş.. Lakin "lafın başı dereye, sonu nereye gidiyor.." orası önemli değil.. Kurmuş ya ona bakın..

Üstelik röportajın sonunu da siyasi bir hikmetle bağlamış ki olursa bu kadar olur..

Rahşan Hanım'ın MHP'ye dair açıklamasını sormuşlar.. Bir solukta "Rahşan Hanım'ın ki çok yanlış bir zamanlamaydı bence.." demiş ve devam etmiş:

- "Madem böyle bir görüşü vardı, böyle birşey söylemeye niyeti vardı.. Bunu seçimlerden hemen sonra yapsaydı.. MHP'nin ikinci parti olduğu ortada.. Ama tam koalisyona gidilecekken sen kalk bu açıklamaları yap.. Bence çok yersiz.."

Bunlar tam köşe yazarı akılları..
Röportajdan çıkardığıma göre memleketimizin genç kızlarının kilodan başka sorunu yok.. Bir de ayak parmakları uzun olanlar bunu dert etmesinler, mesajı veriyor ki yüzde yüz haklı..

Nitekim kendisi uzun ayak parmaklarını dert etmemiş..

Ayrıca uzun ayak parmağının avantajları var.. Allah etmesin, "Sevgili sol ayağım.." filmindeki oğlan gibi elden umut kesildiğinde, uzun parmaklar sayesinde ayağınızla sakal traşı olabiliyorsunuz..

Bu başarılı örnekteki tek eksik kızların sakalının olmaması..