kapat

28.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Yeni yaşam tarzına geçiş!..

Dr. Hasan İnsel, "Mucize diyet yok" demişti..

Ya ne var?..

Doktor da onu anlatmaya başlıyor işte bugün.

* * *

Besin Seçimi ve

Yeme Tarzı Değişimi!.

Dengeli beslenme: Hiç bir yiyecek veya içecek grubunda vücudumuz için gerekli olan maddelerin tamamı bulunmaz. Yiyecekler belirli gruplara ayrılırlar.

Et grubu, süt grubu, ekmek ve tahıl grubu, meyve grubu ve sebze grubu.. Ayrıca yağ ve şeker grubu.

Dengeli beslenmede besin grupları hayali bir piramit içinde yerleştirilir ve bu piramidin tabanını yani en geniş yerini en çok yenecek grup olan tahıl ve ekmek grubu, piramidin en tepesini yani en dar yerini en az yenecek olan yağ ve şekerler oluşturur.

Arada da yukarıdan aşağıya doğru et grubu, süt grubu, meyve grubu ve sebze grubu bulunur. Tüm bu gruplar insan organizması için gereklidir ve bunları dengeli bir şekilde almamız gerekir. Her gün bu grupların hepsinden vücut yapısına göre belirli miktarda yenmelidir. Bunlardan herhangi birinin gerektiğinden daha az alınması kilo kontrolünü bozduğu gibi sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına da neden olabilir.

Miktar: Tabii herşeyde olduğu gibi burada da miktar önemlidir. Çok önemli bir nokta da yenilen yemeklerin miktarca çok az olmaması yani vücuda kıtlık hissi vermemesi ve en az 3 ana (sabah, öğle akşam) ve 2 veya 3 küçük öğün (sabah öğle arası.. İkindi üzeri.. Yatmadan biraz önce) şeklinde alınmasıdır.

Bir yandan diyet, bir yandan öğün sayısını 6'ya kadar çıkartmak sizi şaşırtmasın sakın.

Böylece gün boyunca metabolizma kendini yavaşlatmaz, biraz sonra anlatılacak insülin denen bir hormon da dengeli çalışarak gereksiz yere açlık hissine sebep olmaz. Sofraya oturunca sizi yemeğe saldırtmaz.

Önemli olan porsiyon ölçülerine dikkat etmek, büyük porsiyonlardan kaçınmaktır.

Tabağı hayali olarak dörde bölün. Et porsiyonları en fazla dörtte birine sığacak kadar olmalı. Geri kalan dörtte üçe de sebze veya tahıl ürünleri almak fikir verici olabilir. Dengeli beslenme için bu tabağın yanında süt ya da yoğurt ve biraz salata unutulmamalıdır.

Çeşitlilik ve yaratıcılık: Yaratıcı olun, tabiatta o kadar çok çeşit ve faydalı yiyecek ve onların karışımları var ki bunlardan yararlanmamak yazık.

* * *

Dr. İnsel, çeşitlilik ve yaratıcılık konusunda size ışık tutacak örnekler verecek, tavsiyelerde bulunacak..

Yarın!..

TEBESSÜM
Öğretmen küçük Cafer'e sorar:

- Sizin köyden doğmuş büyük adam var mı?

- Hayır öğretmenim. Bizim köyde hep bebekler doğuyor.

Tabanca gibi iki genç!..

Emre Altuğ.. Son zamanlarda dinlediğim "yeni"ler arasında bir harika!.. Türk pop müzik dünyasına hem fizik hem de ses olarak heyecan getirebilen bir delikanlı Emre.. "Hem fizik" dedim ama yiğidin hakkını yememek lazım.. Hem yakışıklı, üstelik okumuş.. İstanbul Üniversitesi Konservatuarı Tiyatro bölümünde..

Öğrenince şaşırdım, 29 yaşındaymış.. Bu konuda hiç yanılmam diyemem ama en fazla 25 derdim.. Hakkında yazılanları okudum da, üniversiteye başladığı günlerde barlarda gitar çalıp şarkı söylermiş.. Ayrıca "Müzikallere Selam" ve "Şarkılar Susarsa" adlı müzikallerde Haldun Dormen ile birlikte çalışmış.. Sezen'e vokal yapmış.

Albümünü çıkarmak için çok beklemiş.. "İbret-i Alem" çok iyi çıkış yaptı. CD'ye adını veren şarkı, aynı zamanda ilk klip parçası.. Söz-müzik kendisinin.

Zaten sekiz şarkının sözü ve müziği kendisine ait..

Albümünü ilk alanlardan biri de benim belki.. Önce üç-beş derken bütün parçalarını ezbere bilir oldum şimdilerde.. Üstelik Günay'da Sertap'la beraber yaptığı programa da gittim.. Günay'ın atmosferini nasıl gençleştirdiklerini gördüm.. Oraya gelenlerin pek çoğu Emre'nin ilk kez sesini ve şarkılarını duyuyorlardı belki de. Ama benim kadar memnun kaldıkları, kesilmeyen alkışlarla ortaya çıktı.

* * *

İşte yeni bir delikanlı daha.. Murat Evgin.. Soyadına mı dikkat ettiniz?.

Doğru.. Erol Evgin'in oğlu..

22 yaşında henüz.. Ama müziği kendinden çok büyük.. Yeni çıkan albümler arasında en çarpıcı Türkçe rock albüm Murat'ın ki bana göre.. Eeee.. Hakkı ama!

Türkçe rock değil, folk-rock desek daha doğru.. Murat, folkumuzdan rock yapmış..

Albümde herkese göre en az bir parça var..

"Beni Ellere Verdin" herkesin ortak favori parçası.. Albüme de adını veren bu parça zaten..

On başarılı çalışma var içinde, dört tanesi Anadolu folkundan..

"Aman Avcı", "Kara Tren", "Yarim Senden Ayrılalı", "Kirpiklerin Ok Eyle"... "Aman Avcı" benim en çok beğendiğim düzenleme oldu..

"Aman avcı vurma beni

Ben bu dağın aybalam maralıyam

Maralıyam hem yaralı

Avcı vurmuş aybalam yaralıyam..."

Nedendir bilinmez.. Belki de oraların kanı var bende ondandır..

Bir de..

"Kirpiklerin Ok Eyle

Vur sineme öldür beni

Bıktım bu dünyanın kahrından

Vur sineme öldür beni

Yoktur ellere mihnetim

İndinde yok mu kıymetim

Eğer satmaksa niyetin

Vur sineme öldür beni.."

Aşık Beyhani'yi bir de Murat'ın yorumu ile dinleyin.. Böyle bir düzenleme ile bu inanılmaz etkiyi..

Eeee.. Ne ne de olsa o bir Evgin.. Ne de olsa babasının oğlu.. Murat babasını geçiyor belki de.. Benim fikrim.. Sizinkini de merak ediyorum doğrusu..

* * *

Bu iki izlenimi Burcu kaleme aldı.. İlk ciddi yazı denemesi.. Başarılı değil mi?..

Benim görüşlerim mi?.. Ben bu iki delikanlyı da çok sevdiğim için "Bir de sen fikrini söyle" demiştim Burcu'ya.. Onun objektif görüşleri, benim sübjektif görüşlerimden farklı değil..

Murat da, Emre de, harika gençler.. Bakalım yeni neler gelecek?..

BİZİM DUVAR
Dinlenmek mi istiyorsunuz?! Uzatın ayaklarınızı ve telefon edin. Kesin dinlenirsiniz.

Hakan&Utku

Gençler GAP'ta!..

Bakanlığının son saatlerini yaşıyor olması umurunda değildi sevgili meslektaşım kardeşim Ahmet Tan'ın..

Öyle coşku ile anlatıyordu ki..

Gençler ilk defa GAP'a gitmişlerdi.. Unutulan taşıt, trenle gitmişlerdi.

GAP, gençlik, tren bir araya gelmişlerdi.

Gençler GAP'ta büyülenmişlerdi. İçlerinde tezlerini GAP üzerine yapmaya karar verenler vardı.. GAP'ta staj yapmak üzere anlaşma yapanlar vardı..

"Ben görevi bırakıyorum, ama yeni gelenler bu geleneği sürdürmeli, gençleri GAP'a taşıyan tren seferleri devam etmeliydi."

Tan, 15 milyar telefon borcunu dahi ödeyemeyen bakanlığının sıfır imkanları ile başarmıştı projeyi..

Halk Bankası'nı sponsor yapmıştı.

Devlet Demiryolları ise, gariptir, mümkün olan tüm güçlükleri çıkarmıştı, en çok da kendi işine yarayacak bu gezi için.. Gençler umurunda değildi.

Gençleri bu gezi için bir de sembolik sigorta etmek istemişti Tan.. Ne yazık ki, o bol cafcaflı firmaların hiçbiri, 'Gençler GAP'ta' projesine sıcak bakmamışlardı. Onlara "Şimdiki" müşteri lazımdı. Geleceğin yöneticileri değil. O kadardı görüşleri işte..

"Peki sana ne?" dedim.. "Yani GAP'la öğrencileri buluşturmak, niye Turizm Bakanlığı'nın işi?.."

"Orada bir iç deniz oluşuyor.. Baraj gölü denize dönüşüyor.. Öyle bir iç deniz turizm merkezi olmaya uygun ki, tüm doğal, kültürel ve tarihsel varlıkları ile.."

Türkiye parlak bir turizm bakanını kaybetti ama, medya, çok daha parlak bir turizm yazarı kazandı gibi geliyor bana!..

SEVDİĞİM LAFLAR
Goril değil, kaplan da değil, insanın içindeki beni korkutan hayvan. Ben eşekten korkarım.

William Temple

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır